Abdullah Öcalan İmralı'dan çıkıyor!

Abdullah Öcalan İmralı'dan çıkıyor!
Cemil Bayık, "Bırakalım Önder Apo'nun 2015 ya da 2017'de bırakılmasını, tarihleri, Önder Apo'nun bırakılması müzakere ile mümkündür. Şimdi adamlar adım bile atmıyor, her şeyi dondurduk, başa geçtik diyorlar. E şimdi nasıl 17'de Önder Apo'yu bırakacaklar?" dedi.

Yurt gazetesinden Nazan Özcan ve Veysi Polat'a konuşan Cemil Bayık çözüm süreci konusunda açıklamalar yaptı. Yurt gazetesinde "Israrın sonuna geldik" başlığıyla yayımlanan söyleşi şöyle:

ERDOĞAN NE DERSE O!

Cumhurbaşkanı, Başbakan, bakanlar, milletvekilleri konuşuyor, çözümü götüren Yalçın Akdoğan sizin açıklamalarınız için "Blöf yapıyorlar" diyor... Siz kimi ciddiye alıyorsunuz?

Biz Türkiye'deki halkları esas alıyoruz. Ve sorunu çözmek isterken, kim iktidardaysa elbette onunla görüşüyoruz. Ama sorunun çözümünü iktidardan ziyade, toplumla gerçekleştirmek istiyoruz. Bizi AKP'yle görüşmekle, AKP'ye destek vermekle suçluyorlar. Hükümet onlar! Hükümet olmayan bir parti sorunu çözebilir mi, çözemez. Biz bugün iktidarda AKP olduğu için onlarla görüşüyoruz, yarın CHP iktidar olsa onunla görüşürüz. Biz hepsinin açıklamalarına bakıyoruz ama şu anda AKP ve Hükümet'in siyasetini belirleyen Erdoğan. Erdoğan ne derse, AKP onu esas alır. AKP'de, Hükümet'te herkes Erdoğan'a bakar.

BÜLENT ARINÇ'I CİDDİYE ALMIYORUM

O zaman Bülent Arınç'ın "mecbur da değiliz mahkum da" lafını da o kadar ciddiye almadınız. Ama sizin açıklamalarınız için Arınç, "Ben teröriste cevap vermem" dedi.

Diyebilir, ciddiye almıyorum. Arınç, kadına yaklaşımında gerçeğini gösteriyor, kadına hakaret eden biridir. Kadına hakaret insanlığa ve topluma hakaret etmektir. Birini tanımak istiyorsanız, kadına yaklaşımına bakın, doğru ölçü budur.

ERDOĞAN ÇİLLER'DEN DAHA TEHLİKELİ

PKK için yapılan bir eleştiri var: 17 ve 25 Aralıktaa PKK hiçbir şey söylemedi. ‘Hırsızlık, yolsuzluk, hukuksuzluk olan bir sürece PKK ya da Kürt hareketi bir şey söylemeliydi' eleştirileri yapıldı.

Çok dar, tepkisel ve duygusal yaklaşımlar. Bunların aşılması gerek. AKP politikalarıyla PKK kadar mücadele eden başka biri yok. Türkiye'de birçok hareket kendini AKP karşıtı gibi gösteriyor ama bunlar hep söylem düzeyinde. Biz "Çiller ve hükümeti ne idiyse, Erdoğan ve hükümeti de aynıdır, hatta Çiller'den daha tehlikelidir" açıklaması yaptık. PKK, AKP'nin yolsuzluklarına karşı birşey demedi diyenler, en çok da AKP'ye destek verenlerdir. 'Yetmez ama evet' diyenlerdir, şimdi kalkıp PKK'yi suçlamaya çalışıyorlar.

PKK o günlerde, AKP'ye karşı kıran kırana bir mücadele veriyordu. Onlar ise AKP'yi demokrasi gücü olarak görüyor ve destek veriyorlardı. Şimdi AKP'nin Türkiye'de demokrasi geliştirmediğini görünce, bu sefer AKP'yi eleştirmeye başladılar. Bu bize yapılan büyük bir haksız ve vicdansızlıktır.

KANDİL'DEN İMRALI'YA KİMSE GİTMEYECEK

Abdullah Öcalan için sekretarya sözü verildi ve birkaç gün önce Ertuğrul Kürkçü, "Öcalan ve devletin Hatip Dicle ve Ceylan Bağrıyanık'ın isimleri üzerinde anlaştığını" söyledi. Kandil'den kim gidecek?

Devlet heyetiyle Önder Apo, İmralı'daki görüşmeler sonucunda bazı komiteler oluşturdu. Yani burada sekretarya kimden oluşacak, müzakere heyetini kimler oluşturacak, izleme komitesinde kimler olacak bu konularda bazı isimler belirlendi, öneriler oldu. Ama Türkiye şimdi bütün bunları inkar ediyor. Türkiye zaten her şeyi inkar ediyor.

Peki Kandil'den kim gidecek?

Biz niye ısrarla üçüncü taraf olsun diyoruz! İnkar olmasın diye. Buradan gidecek isim yok.

Söylemiyor musunuz yani?

Hayır yok. Biz burdan isim göndermeyi uygun görmüyoruz. Önderlik de uygun görmüyor.

Kandil'den kimse gitmeyecek mi?

Hayır, şimdilik kimse gitmiyor.

Şimdilik?

Şimdilik tabii. Daha müzakere olacak mı olmayacak mı, daha işin başıdır. Nasıl diyelim, burdan şu arkadaşımız gidiyor diye? Eğer müzakere olsaydı, pratik bir aşamada, belki burdan da bir isim katılırdı. Şu anda öyle bir durum yoktur.

Sabri Ok ismi geçiyor ama.

Hayır, öyle bir şey yok.