Adana'da tarihi keşif!
Kozan ilçesinde yer alan ve 2014 yılında, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine giren, 34 metre genişliğinde 2 bin 700 metre uzunluğundaki antik dünyanın ilk çift şeritli yolunun yanı sıra görkemli giriş kapısı, tiyatrosu ve surlarıyla dikkati çeken Anavarza, tarihe ışık tutuyor.
Adana Müze Müdürü Nedim Dervişoğlu, yaptığı açıklamada, Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Kültür Varlıkları Müzeler Genel Müdürlüğü denetiminde Çukurova Üniversitesi iş birliğiyle Kilikya'nın en önemli kentlerinden olan ve Anadolu'nun tarihteki en önemli metropollerinden Anavarza'da kazı çalışmalarının sürdüğünü söyledi.
Anavarza'da 2013 yılından bu yana yürütülen kazılarda 34 metre genişliğinde, 2 bin 700 metre uzunuluğunda olan antik dünyanın ilk çift şeritli yolunun açığa çıkarıldığını hatırlatan Dervişoğlu, bu yolda önümüzdeki günlerde restorasyon çalışmalarına başlanacağını kaydetti. Dervişoğlu, restorasyonla yolun düzenleneceğini ve burada bulunan sütunların ayağa kaldırılacağını belirtti.
Helenistik dönemden başlayarak sürekli önemini koruyan Anavarza Antik Kenti'nin çift şeritli yolu, kalesi, surları, üç kemerli giriş kapısıyla çok önemli bir yer olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, şöyle devam etti:
ANAVARZA'YA TIBBIN VE FARMAKOLOJİNİN GELİŞTİĞİ KENT DİYEBİLİRİZ
"Bu bölgede 2013 yılından bu yana kazılarımızı aralıksız sürdürüyoruz. Bölgeden her an tarihe ışık tutacak önemli eserler çıkıyor. Anavarza'da bu yıl kazılarda Hygieia ve Eros heykeli açığa çıkarıldı. Kireç taşından yapılmış, Hygieia ve Eros heykelinin M.S. 3 ya da 4. yüzyıla ait olduğunu tahmin ediyoruz. İki parça halinde bulduğumuz ve baş kısmı olmayan heykel toplam 1.68-1.75 santimetre civarında. Bu heykelin Anavarza'da çıkması önemli. Çünkü Roma döneminde orduda görev yapan ve yaptığı ilaçlarla dikkat çeken dünyaca ünlü farmakolog Dioskurides de Anavarza'da yaşamıştır. Onun burada yaşamış olması ve sağlık tanrısı Asklepios'un 6 kızından biri olduğu tahmin edilen ve ilk tespitlere göre Hygieia'ya ait olduğunu düşündüğümüz heykelin Anavarza'da bulunması burayı daha önemli hale getiriyor. Bu anlamda, Anavarza'ya tıbbın ve farmakolojinin geliştiği kent diyebiliriz. Ayrıca geçmişten bugüne hala Adana Sağlık turizmi açısından ülkemizde önemli bir yere sahiptir."
Dervişoğlu, heykelin üzerinde konseryasyon çalışmalarının devam ettiğini, kazılarda heykelin baş kısmını da bulmayı umduklarını kaydetti.
ANTİK KENTİN ÇİFT ŞERİTLİ YOLU RESTORE EDİLECEK
Kazının bilimsel danışmanı Çukurova Üniversitesi Arkeoloji Bölüm Başkan Yardımcısı Yrd. Doç. Dr. Fatih Gülşen de 2013 yılından bu yana bölgede yürütülen kazılarla Antik Anavarza Kenti'nin turizme kazandırılmasının amaçlandığını söyledi.
Helenistik dönemin yanı sıra Roma, Bizans gibi birçok medeniyetin izlerini taşıyan Anavarza'nın neokorosluk ve ardından metropolis unvanını aldığını ve Kilikya'nın en önemli kentlerinden biri olduğunu ifade eden Gülşen, burada devam eden kazılarda tarihe ışık tutacak önemli eserlerin gün yüzüne çıkarılmaya devam ettiğini kaydetti.
Gülşen, Anavarza'nın yukarı ve aşağı kent olmak üzere iki bölümden oluştuğunu, yukarıda bin 500 metre uzunlukta, her 70 metrede bir burç yapmak suretiyle 20 burçlu sur binasının, aşağıda ise bölgede çok önemli olan Zafer Takı'nın en dikkat çekici yapılardan olduğunu belirtti.
Antik kentte çok yer alan caddede önümüzdeki günlerde restorasyon çalışmalarının başlanacağını vurgulayan Gülşen, "Burada, 34 metre genişlikte, 2 bin 700 metre uzunluğunda, antik dünyanın en büyük ve tek duble caddesi yer alıyor. Bu caddede 2 metre aralıklarla sütunlar bulunuyor ve kentte yaklaşık 7 bin civarında sütun var. Bu caddenin restorasyonu yapılacak ve sütunlar ayağa kaldırılacak. Ayrıca cadde üzerinde iki meydan yer alıyor. Ayrıca antik kentte vahşi hayvanlı gösteriler için yapılmış amfiteatr bulunuyor. Henüz amfiteatr kazılara başlanmadı." diye konuştu.
Gülşen, Anavarza'nın tıp açısından da önemli bir yer olduğunu, eczacılığın babası olarak bilinen botanik ve farmakognozi bilgini Dioskurides'in burada yaşadığını hatırlattı.
Anavarza'da kentin önemli bir olayın anısına yapılmış 22,5 metre genişliğinde 3 kemerli giriş kapısı bulunduğunu vurgulayan Gülşen, son yapılan kazılarda kapının hemen kuzey yüzünde kapıda duran Roma dönemine ait heykel tespit edildiğini söyledi. Gülşen, kadına ait olan ve toga giymiş olan heykelin ayak kısmında aşk tanrısı Eros'un yer aldığını, heykelle ilgili incelemelerin sürdüğünü kaydetti.
