Adli tıp uzmanından soruşturma süreciyle ilgili dikkat çekici rapor

Adli tıp uzmanından soruşturma süreciyle ilgili dikkat çekici rapor

Üniversite öğrencisi Şule Çet’in şüpheli ölümüne ilişkin davanın önceki günkü duruşmasında Çet ailesinin avukatları mahkemeye, Mersin Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’nda görevli Prof. Dr. Hakan Kar ve Prof. Dr. Halis Dokgöz tarafından hazırlanan bir rapor sundu. Raporda dikkat çekici tespitlere yer verildi.

‘ELLE BOĞMADA OLUR’

Çet’in Hyoid kemik (dilin tutunduğu kemik) sağ boynuz orta bölümde ekimozlu kırık tespitine işaret edilen raporda şu bilgilere yer verildi: “Ekimozlu hyoid kemik kırığı, boyun bölgesinin travmaya maruz kaldığını gösterir(...) Sonuç olarak; Şule Çet’in otopsisinde tespit edilen ‘hyoid kemik sağ boynuz orta bölümde ekimozlu kırık’ bulgusunun, kişi canlı iken boyun bölgesinin travmaya maruz kaldığının göstergesi olduğu, bunun yüksekten düşme sonucu da oluşabileceği ancak Adli Tıp literatürüne göre ekimozlu hyoid kemik kırıklarının boyna bası olgularından, yüksekten düşme olgularına göre çok daha sık görüldüğü belirtilmektedir”

Adli Tıp Kurumu, dava dosyasına sunduğu raporda, Çet’in sağ el 3 ve 4’üncü parmaklarının altında şüpheli Berk Akand’a ait olan DNA örnekleri bulunduğunu tespit etmişti. Sanık Akand savunmasında, DNA’sının “tokalaşma” ile geçmiş olabileceğini iddia etmişti. Raporda “Adli Tıp literatürüne göre, kısa süreli temas sonucundan tokalaşan kişilerden tırnak altı bölgesine doku geçmesinin beklenen bir durum olmadığı” ifade edildi.

İŞTE O EKSİKLER

Raporda, olay yeri inceleme görüntüleri ve tutanakları ile laboratuvar tetkik sonuçları değerlendirildiğinde, olay yerinde yapılan incelemenin eksik olduğuna da dikkat çekildi. Raporda eksik yapılan işlemler ise özetle şöyle sıralandı:

Olay yerinde sperm, kan vb biyolojik leke tespiti için değişik dalga boylarında ışıklı inceleme yapılmamıştır.

Çöpteki atıklar üzerinde biyolojik ve kimyasal inceleme yapılmamıştır.

Olay yerinde masalar, lavabolar ve halılar üzerinde birçok taze ve kurumuş leke mevcut olup, bunlar üzerinde biyolojik ve kimyasal inceleme yapılmamıştır.