Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay:

Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı Ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay:

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, "Uluslararası camianın desteği olmadan güvenli bölge veya tampon bölge söz konusu olamaz, bir ülkenin kendi başına yürütebileceği bir şey değil" dedi.
Atalay, AK Parti Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısında açıklamalarının ardından gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevapladı.
Türkiye’nin Suriye sınırına "güvenli bölge" ve "tampon bölge" taleplerinin hatırlatılarak, Türkiye’ye 2 günlük ziyaret gerçekleştiren IŞİD koalisyonu ABD Özel Temsilcisi John Allen’a söz konusu taleplerin iletilip iletilmediği ve uluslararası koalisyondan Türkiye’ye gelen taleplerin neler olduğuna yönelik soru üzerine Atalay, "Dün çeşitli görüşmeler yaptılar. Benim kendi edindiğim izlenim, giderek bizim talebimiz büyük bir haklılık kazanıyor. Daha önce de açıkladık, uluslararası camianın desteği olmadan güvenli bölge veya tampon bölge söz konusu olamaz, bir ülkenin kendi başına yürütebileceği bir şey değil. Bu Birleşmiş Milletler’in iki kararında o açık kapıyı bırakmakla birlikte uluslararası camianın yardımlaşması gerekiyor. Güvenli bölge ancak öyle olabilir. Şu anda o yöne doğru bir gidiş olduğunu görüyoruz. O haklı talebimizi sürekli iletiyoruz" cevabını verdi.
"ÇÖZÜM SÜRECİ İLE İLGİLİ AKSAMA SÖZ KONUSU DEĞİL"
Bir gazetecinin çözüm sürecine işaret ederek, "Yol haritasında son gelişmeler çerçevesinde bir aksama ya da gecikme olabilecek mi? Öcalan, 15 Ekim tarihini verdi. Somut adım ne olabilir?" sorusuna Atalay, "Çözüm süreci, yol haritası, atılacak adımlar konusunda hükümetimizin yürüttüğü çalışmalar, ’Ben önceki dönemde olduğu gibi rol alan birisi değilim’ çok ileri mesafeler alındığını ve çok hızlı yürüğünü biliyorum. Burada iki kesim var: Örgüt ve siyaset kesimi. Siyaset kesiminin rolünü çok önemli görüyoruz. Aslında önce BDP sonra HDP’ye o konuda büyük bir rol verildi. Onlar burada ciddi bir işlev görüyorlar. Esas siyaseti şimdi yapıyorlar. Kıymetini onların da bilmesi lazım. Orada çok büyük bir aksama ve değişiklik olacağını zannetmiyorum. Çözüm süreci ile ilgili herhangi bir sorun söz konusu değil" karşılığını verdi.
HDP’nin Bingöl’deki olaylara ilişkin "Kaos ve provokasyonun neticesidir" açıklamalarını hatırlatılması üzerine Atalay, "Bu kargaşa içinde her şey olabilir ama yapanlar kim olduğu tespit edildi. Emniyetin sabah açıklaması var. PKK örgüt mensupları tarafından bu eylemin yapıldığı biliniyor. Bu kargaşa içinde kimin yaptığı belli" dedi.
"ÇÖZÜM SÜREÇLERİ ZOR SÜREÇLERDİR"
Evedönüşler ve PKK’lıların rehabilitasyonu konusundaki bir soruya ise Atalay, "Çözüm süreçleri zor süreçlerdir. Çözüm süreçlerinin diğer adı çatışma çözümleridir. Bunun ismi uluslararası literatürde budur. Çatışma çözümleri kolay değildir, zordur. Bunların hepsinin örnekleri var. Türkiye büyük bir sorunu çözmeye çalışıyor, olmayacak şey değil bunlar. Sabırla sağlam bir irade ile devam etmek lazım, duygusallıklardan kaçınmak lazım. Yani eğer ülkeyi büyük bir beladan kurtarmak ve huzura kavuşturmak istiyorsanız cesaretli adımlar atmanız gerekiyor" ifadelerini kullandı.
"İNSANİ YARDIM KONUSUNDA SORUN YOK"
Atalay, Türkiye’den Suriye’ye koridor açılması konusundaki soru üzerine, "İnsani yardımlar konusunda bir sorun yok. Türkiye’ye Kobani’den göç olmadan önce de insani yardım göndermiştik, gönderiyoruz. Şu anda insani yardım gönderilmesinde sıfır noktadan Suriye içine Kızılay kanalıyla insani yardım gönderiyoruz. Sadece Kızılay aracılığıyla gönderiyoruz. Diğer kesimlerin göndermesinde sakınca yok. Tabii silah gönderme gibi bir şey bizim uygulamamızın içinde söz konusu değil. Zaten şu anda Kobani’nin nüfusu yaklaşık 200 bin, 185 bini Türkiye’ye gelmiş. Yani Kobani’de çok az bir nüfus var, onu da bilmek lazım. Sadece orada direnmek için kalan insanlar var" cevabını verdi.
"EYLEMLERE SADECE HDP KESİMİNDEN KATILIM OLDU"
"Olayları terör yerine ’vandalizm’ olarak nitelemenizin özel bir sebebi var mı? KCK’nın da rolü var mı? Böyle bir bulguya ulaştınız mı?" sorusuna Atalay, "Böyle ani gelen şeylere şiddet diyoruz zaten. Vandalizmle karışlık şiddettir. Çağrıda şiddete bir çağrıdır. Orada özel bir amaç söz konusu değil. Tabii kimliklerle ilgili gözaltına alınanların sorgusu devam ediyor. Orada çok şeyler çıkabilecektir. Ama bir kitle olarak HDP bünyesindeki kitledir diyebilirim. Bazen HDP katılanları değişik kesimlerden, değişik meslek gruplarından katılanlar olduğu gibi şeyler yapıyor. İstanbul’da elimizde çok iyi tespitler var. Nerede, kim katıldı, hangi kesimden katılmalar oldu. Yani kendi kitlesi dışında milletimizden hiçbir kesiminden oraya katılım olmadı" cevabını verdi.
"TÜRKMENLERİN BÖLGELERİ NASILSA KOBANİ DE ÖYLE"
ABD’den gelen "Kobani stratejik önceliğimiz değil" açıklamasının hatırlatılmasına ise Atalay, "IŞİD’le ilgili tavrımız belli. IŞİD’in bizim sınırlarımızda herhangi bir yeri ele geçirerek Türkiye’ye komşu olmasını asla arzu etmiyoruz. Ama bizim için Türkmenlerin bölgeleri nasılsa Kobani de öyle. Yani sınır bölgemizde ve diğer bölgelerde aynen mesafede öyle görüyorum" karşılığını verdi.
HDP’nin "Halka sokağa çıkın" çağrısına yönelik suç duyurusunda bulunup bulunmayacakları konusundaki soruya da cevap veren Atalay, "Hayır. Bizim suç duyurusunda bulunmamız söz konusu değil. HDP’nin çağrısının buna sebep olduğunu ben söylemiyorum. Kendileri o çağrıyı yaptılar ve o çağrıdan sonra bütün bu hareketler gelişti. Bunu herkes biliyor" dedi.