Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir:

Ankara Sanayi Odası Başkanı Nurettin Özdebir:

Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, “Orta Vadeli Programda yılgınlık görüyorum” dedi.
Hükümet tarafından açıklanan Orta Vadeli Program ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Özdebir, “Orta vadeli program bize hedef vermek için yapılıyor. Ben bu Programda bir yılgınlık görüyorum. Ekonomik hedefler küçültülüyor. Bu hedefler Türkiye’nin potansiyelini yansıtmıyor. Türkiye’nin ekonomik potansiyeli bu değildir. Bunun teşhisini doğru yapmak, nedenlerini doğru tespit etmek gerekir. Eğer önüne engeller konulmazsa, gölge edilmezse Türkiye, yılda yüzde 7- 8 büyümeyi rahatlıkla yakalayabilir. Türkiye’nin potansiyelini açığa çıkarmak için Türkiye kurumlarının yeni baştan kurgulanması, bu yeni kurgulamanın da mutlaka özel sektörün gerçek temsileriyle işbirliği içinde gerçekleştirilmesi gerekir” dedi.
İşletmelerinin yüzde 98’i KOBİ olan Türkiye’de büyük şirketlerin yani tuzu kuru olanların temsilcilerinden oluşan sivil toplum kuruluşlarının önerilerinin dertlerine deva olmadığını kaydeden Özdebir, “Ekonomi yönetimi ‘gelir vergilerini, kurumlar vergilerini indirdik’ diyor. Şirketler kâr etmedikten sonra bu indirimlerin ne anlamı var. İşçiye bin 500 lira ödenirken sendikalı işçinin maliyeti 5 bin 60 lira, sendikasız işçinin 4 bin lira oluyorsa istihdamı teşvik programlarının ne yararı var. Yerli sanayiyi kollamak ve desteklemek için tebliğler yayınlanıyor, kanunlar çıkarıyor ama bunlara uyan ne bakanlık ne de belediye neredeyse yok. Biz metro ihalesinde yüzde 51 yerli ürün şartı koydurduk, Bakanlık da hızlı trende bunu uyguladı, bundan memnuniyet duyduk. Bunun takipçisi olacağız” dedi.
Türkiye’nin yüksek büyüme potansiyelini açığa çıkarabilmesi için eğitim sisteminin de mutlaka yeniden kurgulanması gerektiğini söyleyen Özdebir, “Üniversitelerin, mesleki eğitimin, öğrencilerin, akademik kariyer şartlarının çağın ve teknolojik gelişmenin ihtiyaçlarına göre mutlaka gözden geçirilmesi gerekir. Tüm kurumsal yapıların işetmelere ve üretime odaklanması gerekir. İşletme yoksa iş de üretim de olmaz. Türkiye cesur kararlar almak zorundadır. Unutmayalım ki korkak bezirgan ne kâr eder ne de zarar. Bunun için cesaretle yapısal reformlara odaklanmak, üretimin, yatırımın ve istihdamın önündeki engelleri ortadan kaldırarak yatırımın ortamının iyileştirilmesi gerekir. Ancak yapısal reformlar uzunca bir süredir rafa kaldırılmıştı. Yapılan yanlışlar nedeniyle gayrimenkule yapılan yatırımlar özendirilirken sanayi yatırımları adeta cezalandırılmaktaydı. Geç de olsa ekonomi yönetiminin yeniden sanayiye ve gerçek sanayi yatırımlarına yönelik çalışmalar yapmalı ancak bu hazırlıklar mutlaka reel sektörün gerçek temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirilmelidir” dedi.