Haberin Adresi
16° Bursa

Bursa

16°

Bursa

Pazartesi

15°/

Salı

16°/

Çarşamba

10°/

Perşembe

10°/

Cuma

/

Cumartesi

10°/

Haberin Adresi
Anasayfa Köşe Yazıları Ateş ve sık ateşlenen çocuk
Uzm. Dr. Orhan Sevinc CURA

Uzm. Dr. Orhan Sevinc CURA

Yayınlanma:
ABONE OL

Ateş ve sık ateşlenen çocuk

 ATEŞLİ ÇOCUĞA NASIL YAKLAŞILMALI

Çocuğunuzun ateşi 37.9 ve üzeri ise ve kendini rahatsız hissediyorsa ateşe müdahale edilmelidir. Hastalık süreci içerisinde alttaki neden tedavi edilmediği sürece ateş tekrar yükselecektir, ancak ateşi düşürerek çocuğunuzun kendini daha rahat hissetmesini sağlayabilirsiniz.

Ateşi düşürmek için bazı şurup ve fitilleri kullanabiliriz. Özellikle 2 yaş altındaki çocuklarda ilaç seçiminde doktorunuza danışmakta fayda vardır.Ateşin sebebi ne olursa olsun ılık sularla banyo yaptırmak alnına, koltuk altlarına, kasıklarına ılık ıslak bez ile uygulama yapmak her zaman işe yarar.
Çıplak kalabilir ya da ince giydirilmelidir 
Sık sık emzirin ya da bol sıvı veriniz.
Ateş ölçümü için dijital termometreler hem kullanım hemde fiyat açısından uygundur, çabuk ve doğru ölçebilirler.
Ağız, koltuk altı veya her iki yoldan ölçebilirler. Kullanmadan önce koltuk altındaki teri veya suyu silmek gerekir.
Bebeğiniz 3 ay ve altındaysa, ateşi 37.9 C’ nin üzerinde olduğunda doktorunuzu aramalısınız.
Düşüremediğiniz her ateşte veya sık tekrarlayan ateşte hekiminizi aramalısınız.
 Bunların yanında huzursuzluk ateş düşürücüye cevap vermeyen ateş;döküntü var ise çocuğunuzun ateşi düştüğü halde halsiz görünümü devam ediyor ya da giderek artıyorsa, ateşi 2 yaşın altında 24 saatten daha uzun süre, 2 yaş ve üzerinde 3 gün ve daha uzun süre devam ediyorsa doktorunuza gitmelisiniz.
Önce duş veya kompresle müdahale peşinden ilaç tercih etmek ateşi daha kolay kontrol etmemizi sağlar..
ALTINCI HASTALIK (ROSEOLA İNFANTUM)

Roseola üç ay- altı yaş arasındaki çocukları etkileyen çok yaygın hafif viral hastalıklardan biridir.
Bir kaç saat ile üç beş gün sürebilen yüksek ateş ve sonrasında kırmızı deri döküntüleri ile seyreder.
Döküntü, bazen kızamık veya kızamıkçık ile karışabilir.
Rozeola da en büyük risk ateşin tetiklediği febril konvülziyon (havale) riskidir.
Tedavi seçenekleri bol sıvı, parasetamol, dinlenme ve evde bakımı içerir.

Belirtiler:

Roseola 39,4 – 40,6 derece arasında genellikle 2-3 gün süren, en fazla 8 güne kadar uzayabilen ani yüksek ateş ile başlar. Ateş başladığı gibi aniden normale döner. Bazen yüksek ateşe bağlı nöbetler gelişebilir. Kulak arkası ve boyunda lenf bezlerinde şişmeler görülebilir.Nadiren ensefalit ve hepatit gelişebilir.
Diğer belirtileri göz kızarıklığı, burun akması, huzursuzluk, sinirlilik,iştahsızlık, boğaz ağrısıdır.
Ateşin düşmesi ile birlikte pembe-kırmızı döküntüler başlar. Döküntüler önce gövde ve boyunda başlar, daha sonra yüz, kollar ve bacaklara yayılır. Kabuk hafifçe kaldırılırsa altında yara oluşabilir. Döküntüler birkaç saat ile 1-2 gün arasında sürebilir. Genellikle kaşıntı yoktur.

Hastalık genellikle bir haftada iyileşir. HHV-6 enfeksiyonlarının yaklaşık % 70 inde döküntü oluşmaz, sadece ateş vardır.

SIK ATEŞLENEN ÇOCUKLARDA (PFAPA) DÜŞÜNÜLMELİDİR

Periyodik ateş, aftöz stomatit, farenjit ve servikal adenit  Semptomları ile tanınan bu antiteye dikkat çekmek isterim.

PFAPA sendromu, çoğunlukla 5 yaşından küçük çocuklarda görülmektedir. Sendrom erkeklerde genellikle kızlardan daha sık görülmektedir. PFAPA sendromunun en önemli bulgusu 21-28 gün arası olmak üzere düzenli aralıklarla tekrarlayan ve genellikle 40.0-40.6ºC’ye yükselen ateştir.Ateş ortalama 4 gün sürmekte ve spontan olarak gerilemektedir.
Hastaların ateşinin antibiyotik ve non-steroid antiinflamatuvar ilaçlara yanıt vermemesi dikkat çekicidir. Ateşle beraber aftöz stomatit %70, farenjit %72 ve servikal adenit %88 oranında eşlik etmektedir (5). Aftöz stomatit genellikle grup yapmayan 5 mm’den küçük, yüzeyel ülserler şeklindedir. Bunlar skar bırakmadan 5-10 gün içinde iyileşirler.
Tonsillerde genellikle non-eksudatif eritem görülebildiği gibi kript ve membranlar da görülebilir. Hastaların atakları sırasında alınan boğaz kültürü normal boğaz florası olarak saptanır. Servikal lenfadenit genellikle bilateral, çapları 5 cm’yi geçmeyen, ağrısız, hareketli lenfadenopatilerdir. Servikal bölge dışındaki lenf bezlerinde büyüme görülmez. PFAPAsendromuna özgü bir laboratuvar bulgusu bulunmamaktadır. Ataklar sırasında lökositoz ve eritrosit sedimantasyon hızında artış görülmektedir. Atak aralarında ise klinik ve laboratuvar bulguları tamamen normale dönmektedir.
PFAPA sendromunun nedeni bilinmemekle birlikte viral ve otoimmün mekanizmalar üzerinde durulmaktadır.Yineleyen ateş atakları olan bir çocukla karşılaşan hekimlerin bu hastalıklara özgü bazı ipuçlarından yararlanarak tanı koymaları  mümkündür.(PFAPA) sendromu  ender hastalıklardan biridir .. Bu sendromun hastalığa özgü laboratuvar bulgusunun olmayışı hastalığın tanısını güçleştirmektedir.


PFAPA sendromu ender görülse de, sendromu oluşturan ateş, aftöz stomatit, farenjit ve servikal lenfadenit gibi bulguların çocuklarda sık rastlanan muayene bulguları olması nedeniyle  atlanabilir. Hekim bademcikler iltihaplı diyebilir çünkü farenjit mevcuttur hakikaten ama ateşin tekrar edişi gözden kaçırılmamalıdır.Antibiyotik ve ateş düşürücü kullanılmasına karşın ateşin 5-6 gün sürdükten sonra normale döndüğü vakalarda, yineleyen ateş nedeniyle ayrıntılı biçimde incelenen hastada ailevi Akdeniz ateşi (FMF) açısından DNA analizinde mutasyon saptanmaması önemlidir.
PFAPA sendromu düşünülen hastaya atak başlangıcında  1mg/kg tek doz prednizon tedavisi verilip bu tedaviyle hastanın klinik bulguları bir gün içinde hızla düzeliyor mu test edilerek tanıya gidilebilir. Hastanın prednizolon aldıktan sonra saatler içinde semptomlarında iyileşme olduğu gözlenmesi tanıda kıymetlidir.PFAPA sendromunda ataklar yıllar boyu sürebilmektedir,ailelere çocukta sekel kalmayacağı, gelişiminin etkilenmeyeceği ve hastalığın kendiliğinden iyileşeceği anlatılmalıdır.
Uzm. Dr. Orhan Sevinc CURA

Uzm. Dr. Orhan Sevinc CURA

Tüm yazıları için tıkayın

Paylaş
Uzm. Dr. Orhan Sevinc CURA
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın: