Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Tgrt Haber’e Konuk Oldu

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, Tgrt Haber’e Konuk Oldu

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, “Üç tane zibidi karikatürle Peygambere hakaret etti diye ne Peygamberin gönlümüzdeki yerinde en ufak bir sarsılma olur ne de Hazreti Peygamber’in o üstün varlığına en ufak şekilde halel gelmez. Ama birileri bunun üzerinden Müslümanlar’ı tahkir etmek, bunun üzerinden İslam inancına saldırmak isterse ona da müsaade etmeyiz” dedi.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, TGRT Haber ekranlarında yayınlanan ‘Neler Oluyor’ programına katıldı. Kurtulmuş, TGRT Haber ve İhlas Haber Ajansı Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sunduğu programda gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin terörün her türlüsüne karşı olduğunu dile getiren Kurtulmuş, Başbakan Davutoğlu’nun Paris’teki yürüyüşe Türkiye’nin demokrasi ve insan haklarına olan saygısını göstermek için katıldığını kaydetti. “Bizim tavrımız son derece açık ve nettir. Terör nereden, kimden ve hangi amaçla gelirse gelsin her türlüsünü lanetlememiz lazım” diyen Kurtulmuş, “Bu terör yeni bir kavram ama biz inancımız gereği de, politik anlayışımız gereği de bir insanı öldürenin bütün insanlığı öldürmüş olduğuna inanan bir medeniyetin çocuklarıyız. Terörist bir kişi bile öldürse aslında bütün insanlığa karşı bir suç işlemiş oluyor. Biz, bu anlamda teröre karşı hep beraber durmak durumundayız. Burada gerçekten barıştan yana olan fikirlerimizi her platformda dile getirmemiz lazım. Sayın Başbakanımızın ve bizlerin Paris’teki yürüyüşe katılmamızın nedenleri de budur. Biz, Türkiye olarak terörün her türlüsüne karşıyız. Biz ne adına olursa olsun İslam adını kullanıyor dahi olsa tasvip etmediğimiz bir karikatürü yayınladı diye herhangi bir kimseyi bırakın basıp öldürmeyi, yakmayı yıkmayı, bir fiske bile vuramayız. Mücadele ederiz, siyasi olarak mücadele ederiz, yanlış yaptıklarını ortaya koyarız. Bunu göstermek için bu anlamda insan haklarına, demokrasiye olan saygımızı göstermek için biz zaten Fransa’da olduk. Ama bu insanların yaptıklarının arkasındaki provokasyon ihtimallerinin neler olduğunu bilmiyor ve anlamıyoruz anlamına gelmiyor” ifadelerini kullandı.
“11 EYLÜL’DEN SONRA ÇOK KARANLIK BİR ODAK İSLAM DÜŞMANLIĞINI YAYIYOR”
Kurtulmuş, Charlie Hebdo Dergisi’nde yayımlanan İslam’a hakaret içeren karikatürlerin Cumhuriyet Gazetesi’nde yayımlanmasının hatırlatılması üzerine, “Eş zamanlı olarak iki büyük felaketle karşı karşıyayız. Bunlardan bir tanesi İslam adını kullanarak İslam’ı karanlık göstermeye çalışanlar. Diğer taraftan da ‘aman ne güzel, fırsat buldum’ diye mal bulmuş mağribi gibi bu İslam adını kullanan teröristleri bahane ederek İslam karşıtlığını kuvvetlendirmek isteyenler var. 11 Eylül’den sonra çok karanlık bir odak, özellikle Batı ülkelerinde İslam düşmanlığını yayıyor” şeklinde konuştu.
“FRANSA’YA GİTMESEYDİK ‘IŞİD’LE BİR BAĞLANTINIZ VAR’ DERLERDİ”
Kurtulmuş, “Fransa’ya gitmeseydik bu sefer kalkarlar, ’Bütün dünya teröre karşı lanet okurken siz niye gitmediniz, demek ki sizin IŞİD’le bir bağlantınız var’ derlerdi. Oyun bu kadar açık” diyerek muhalefetin eleştirilerine cevap verdi.
Avrupa’daki İslam karşıtlarının camilere saldırılarda bulunduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, “Birileri, savaş yanlıları Avrupa’daki İslam karşıtları, camilere saldırılarda bulunuyorlar. Demokratik standartlar içerisinde, anlayış içerisinde Avrupa’daki Türkler, Müslümanlar Avrupa’nın bir parçası olmaya devam edecekler. 52 sene evvel Türkiye’den oraya tahta bavullarla gidenlerin torunları bugün Avrupa’da çok etkin noktalara gelmiş insanlar, daha ileriye gidecekler. Bu insanlar, İngiltere’nin, Almanya’nın, Fransa’nın bir parçası olacak, bunları ayırt etmek mümkün değil. Dolayısıyla hep beraber oturup barış içinde yaşamanın yolunu bulacağız. Herkes kendi inançlarını yaşamaya gayret edecek” diye konuştu.
“KEŞKE FRANSA’DA YÜRÜYENLER, GAZZE BOMBALANDIĞINDA DA AYNI DUYARLILIĞI GÖSTERSELERDİ”
Kurtulmuş, Fransa’daki saldırılara gösterilen tepkilerin İslam dünyasındaki ölümlere karşı gösterilmemesini, “Keşke Fransa’da yürüyenler, Gazze bombalandığında da aynı duyarlılığı gösterseydi. Sonuçta başkalarının yaptığı yanlış dolayısıyla aynı yanlışı yapmak durumunda değiliz. Biz, Gazze’nin işgalinde de sokaklara çıktık, Mavi Marmara katliamı sonrasında da sokaklara çıktık” sözleriyle eleştirdi.
“İSLAM İNANCINA SALDIRMAK İSTEYENLERE MÜSAADE ETMEYİZ”
“Üç tane zibidi karikatürle Peygamber’e hakaret etti diye, Hazreti Peygamber’in üstün varlığına en ufak şekilde halel gelmez” diyen Kurtulmuş, İslam dünyasının gençlerine şöyle seslendi:
“Bir kere herkesin oynanmak istenen bu oyunun, ortaya konulmak istenen provokasyonun farkına varması lazım. Evet, biz bu dinin kutsallarına hiçbir şekilde laf söyletmeyiz, buna müsaade etmeyiz. Bununla ilgili olarak da her türlü tepkimizi meşru yollarda gösteririz ama asla şiddete başvurmayız. Şiddete başvurduğunuz zaman haklı tepkiniz haksız hale gelmiş olur. Kaldı ki bunların hepsi gelir geçer. Neleri gördük, Hazreti Peygamber’in yüzüne ’Sen ebtersin’ diye hakaret etmediler mi? ’Peygamberin soyu kesilecek’ diyenlerin isimlerini dahi anmıyor, hatırlamıyoruz ama şu anda bile milyonlarca insan Hazreti Peygamber’in her ismi anıldığında gözleri yaşarıyor, içi titriyor, Peygamber’e salavat getiriyor. Üç tane zibidi karikatürle Peygambere hakaret etti diye ne Peygamberin gönlümüzdeki yerinde en ufak bir sarsılma olur, ne de Hazreti Peygamber’in o üstün varlığına en ufak şekilde halel gelmez. Ama birileri bunun üzerinden Müslümanlar’ı tahkir etmek, bunun üzerinden İslam inancına saldırmak isterse ona da müsaade etmeyiz.”
“İSTANBUL’U, ANKARA’YI, İZMİR’İ NASIL BÖLECEĞİZ?”
Terör, dini ve milli meseleler üzerinden istismar yaparak siyaset üretenlerin hiçbir zaman başarılı olamayacağını belirten Kurtulmuş, HDP Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş’ın “Kuyruk kopacaksa dana bizde kalır” sözlerinin hatırlatılması üzerine, “Çözüm süreci, herhangi bir kimse istiyor ya da bir siyasi fantezi olsun diye ortaya çıkmış bir şey değil” dedi. Barış ve kardeşliğin sağlanmasını isteyen sağlam bir siyasi irade olduğuna dikkat çeken Kurtulmuş, “Artık Doğu ve Güneydoğu halkı başta olmak üzere herkes, ‘Yeter artık bu savaş, bu çatışma, bu terör bitsin’ diyor. 6-8 Ekim arasında süreci sabote etmek isteyenler bir oyun oynadı. Ama Türk siyaseti, bu oyunun bir parçası olmanın Türkiye’deki Kürt siyasetine bir fayda sağlamayacağını gördü. Çünkü, başta Kürt kardeşlerimiz bu işe karşı çıkıyor. Kürt kardeşlerimiz derken sadece Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu kastetmiyorum. Neresini koparırız, dana kuyruk tartışmalarınaysa hiç girmiyorum, çok anlamsız ve son derece absürt bir tartışmadır. Bu, ‘nereden böleceğiz’ demektir. Bana söyler misiniz, nereden böleceğiz İstanbul’u, Ankara’yı, İzmir’i nasıl böleceğiz? Adana, İzmir ne kadar Türkiye’nin bir parçasıysa Hakkari de, Kızıltepe de, Cizre de Türkiye’nin bir parçasıdır” şeklinde konuştu.
“AZGIN BİR NEHİRDE KARŞIDAN KARŞIYA GEÇİYORUZ”
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, çözüm sürecinde büyük adımlar atıldığını belirtti. Yolun yüzde 80’inin bitirildiğini ancak en zor kısmının kaldığını kaydeden Kurtulmuş, “10 sene ‘şunlar şunlar yapılmalıdır’ diye konuştuğumuz işlerin yüzde 80’i yapıldı, geriye az bir kısmı kaldı. Azgın bir nehirde karşıdan karşıya geçiyoruz. Yolun yüzde 80’ini bitirdik ama en zor kısmı kaldı. En zor kısmında bu yol geri gidilmez diye geri dönmek değil, bunun maliyeti çok yüksek, kol kola hep beraber vererek sağlam bir zincir oluşturmak ve hep beraber karşı kıyıya geçmektir. Terör örgütünün içinde bulunan insanların bir türlü rehabilite edilmesi, silahların ilanihaye bırakılması, toprağa gömülmesi, bir daha hiçbir şekilde silahların kullanılmayacağına ilişkin bir dönemin ortaya çıkması gibi çok temel hususların bundan sonraya kaldığını görüyoruz. Sağlam bir iradeyle bu adımların atılacağını da biliyoruz” ifadelerini kullandı.
“CUMHURBAŞKANIMIZ İLE BAŞBAKANIMIZ ARASINDA FİTNE ÜRETMEYE KALKANLAR BOŞUNA HEVESLENMESİN”
Kurtulmuş, Bakanlar Kurulu’nun 19 Ocak’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplanacak olmasıyla ilgili muhalefetin Başbakan Davutoğlu’nun etkinliğinin azaltıldığı yönündeki eleştirilerine, “Buradan bir şey çıkmaz, muhalefet burada boşuna uğraşmasın. Bu tarih, Sayın Cumhurbaşkanımız ile Sayın Başbakanımız arasında tespit edilmiş olan bir tarihtir ve son derece normal bir süreçtir. Sayın Cumhurbaşkanımız anayasal yetkilerini toplayarak ister Bakanlar Kurulu’nu çağırır, ister Bakanlar Kurulu’na kendisi gelir başkanlık eder. Anayasal bir hakkını kullanıyor. Buradan Sayın Cumhurbaşkanımız ile Başbakanımız arasında bir problem çıkarmaya, fitne üretmeye kalkanlar boşuna heveslenmesin. Boşuna çalışmış olurlar” diye cevap verdi.
“TÜRKİYE, GÜLEN’İN İADESİYLE İLGİLİ TALEBİNDEN VAZGEÇMEYECEK”
Türkiye’nin Fethullah Gülen’in iadesiyle ilgili talebinden vazgeçmeyeceğini vurgulayan Kurtulmuş, “Bu anlamda Türkiye ile Amerika arasında hukuki süreçler işliyor. Suçluların iadesiyle ilgili bir ortaklık ve sözleşme var. Amerika’yla olan ilişkilerimiz çerçevesinde, normal olan Türkiye’nin bu iade talebine Amerika’nın olumlu cevap vermesidir. Ama siyaseten nasıl davranırlar onu bilmiyoruz. Görünen o ki, ABD bir iadeyi gerçekleştirecek pozisyonda durmuyor ama Türkiye de talebinden vazgeçmeyecek” dedi.