Bir santimetrekareye katalog sığdırdı

Bir santimetrekareye katalog sığdırdı

"Dünyadaki üç mikro heykeltıraştan biri"  olarak tanınan Necati Korkmaz, Klasik Türk hat sanatının en büyük eserlerinden  25'ini yarım mercimek tanelerinin üzerine işledikten sonra bir santimetrekare  boyutunda katalog yaptı.

Mikro heykeltıraş ve hattat Necati Korkmaz, AA muhabirine yaptığı  açıklamada, Gubari hat sanatında belirli kurallara bağlı kalarak gözle  görülemeyecek kadar küçük ölçekte yazmak gerektiğini dile getirdi.

Mercimek tanesi üzerine yazabilmek için tilki bıyığının tek kılını  fırça yerine kullandığını anlatan Korkmaz, şunları kaydetti:

''Klasik Türk hat sanatının en önemli örneklerini yarım mercimek  tanelerinin üzerine işledik. Bunlardan bir santimetrekare boyutunda katalog  yaptık. Mikro boyutta eserler oluşturuyoruz ve gözle görülmüyor. Bunun için  mikroskop ve büyüteç kullanmak durumunda kalabiliyorsunuz. Yine mikro boyutta  heykel çalışmaları da yapıyorum. Onları da örümcek kılının en sertiyle işliyorum.  Örümcek bacağındaki kılları kazıma aparatı olarak kullanıyorum.''

Büyük dikkat isteyen bir iş yaptığını, işin nefes kontrolü, göz ve el  koordinasyonu istediğini belirten Korkmaz, şöyle devam etti:

''Boyasından fırçasına ve kağıdına her malzemeyi kendiniz  üretmelisiniz. Avrupa'dan veya başka bir yerden getiremiyorsunuz, tabiattan  topluyorsunuz. Sanayi ürünü bir fırça ile benim yazdığım yazıyı yazamazsınız.  Mutlaka doğadan diken, kıl ve benzeri parçaları bulmanız gerekiyor. Çok zevkli  bir sanat. Bir şey ürettiğinizde kendinizi özel hissediyorsunuz. Yaptığınız eseri  sergilediğiniz zaman, hayretle bakıyorlar, inanamıyorlar. 'Bunu bir Türk yapmış  olamaz' diyenler de oluyor ama Allah'a şükür biz yapıyoruz.''

''CAMİ MİNARESİNİ KIL PARÇALADI''

Korkmaz, çalışmalarının zarar görmesi halinde baştan başlaması  gerektiğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Bu sanatta hatanın dönüşü yok. Toplu iğnenin başına İstanbul Yeni  Cami ve güvercinleri çalışıyordum. Başımdan düşen bir kılın mikroskop altında  uçuşunu gördüm. 'Eyvah' dedim. Gitti caminin minarelerinden birini kırdı. Üç  buçuk ay uğraşmıştım, minarenin kırılışına bakakaldım."

''BU DÖNEMİN SANATI DEĞİL GİBİ DURUYOR''

Kişisel yeteneklerin ön plana çıktığı bir sanatı icra ettiğini  vurgulayan Korkmaz, şunları kaydetti:

''Yaptığımız işin bir kursu yok. Yine de ben ilgi duyan gençlere bunu  anlatmaya çalışıyorum. Özellikle geleneksel sanatlarımıza ilgi duymalarını çok  istiyorum. Öğrenmeye gelen gençlere yardımcı oluyorum. Ancak şundan kaygılıyız;  şimdi gençler fazla sabırlı değiller. Gençler çok hızlı üretip, tüketmek  istiyorlar. Tabii bu durumun da bizim işimizde yeri yok. Bu işte sabır ve aşk  gerekiyor. Bu dönemin sanatı değil gibi duruyor.''

Korkmaz, daha önce yaptığı çalışmalarda, dünyanın en küçük Kur'an-ı  Kerim'ini yazmış, Allah'ın 99 ismini mercimek tanesine sığdırmış ve besmeleyi saç  teline yazmayı başarmıştı.