Bursalı gazeteciye çirkin saldırı!

Bursalı gazeteciye çirkin saldırı!
Bursalı köşe yazarı Mehmet Ali Yılmaz'a saldırılar. 

Saldırının Mehmet Ali Yılmaz tarafından "Len İbrahim" yazısından sonra yapılması kafaları karıştırdı.

Gazeteci 2 kişi coplu saldırısına uğramasıyla Ali Yılmaz Çekirge Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Zanlılar kaçarken Yılmaz tedavisinin tamamlanmasıyla görevinin başına döndü.

Bursa Gazeteciler Cemiyeti ve Çağdaş Gazeteciler Derneği tarafından kınandı.

İşte Mehmet Ali Yılmaz'ın o yazısı;

Bu İbrahim’in (Öge) hallerini ben daha önce yazınca telefonla arayıp, “Yeni dönem Gazetesi’ni Nurettin Kutlucan değil, ben aldım. Gazete benim şirketimin üstüne. Biz sadece Kutlucan’ın binasında kiracıyız. Durum aynen böyle” demişti.

“Peki, bu günlük yerel gazetenin satış fiyatı yaklaşık 1 milyon dolar olarak telaffuz ediliyor. Sende var mıydı bu para” diye sormuştuk bi kez daha?

“Olmaz mı” demişti ardından, “gerçi rakam o kadar değil ama benim için sözü edilen o paralar hiçbir şey değil!.. Ailem ticaretle uğraşıyor. Zenginim ben. Gazeteyi ben aldım”.

Tabii, “Len İbrahim, daha dün aidatını ödeyemediğin için üyelikten çıkarıldığın Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin bu uygulamasının ardından sağda solda ‘Ben bebeğime süt parası bile bulamıyorum, ne aidatı’ dediğin günleri ne çabuk unuttun len, hangi ara parayı bulup da bu işlere kalkıştın sen” demedik tabii,üzülmesin diye o zaman?!.

Yeni Dönem Gazetesi’nin sahibi benim diye ortalıkta kasımpatı gibi kasıla kasıla dolaşan İbrahim Öge’yi dernekten çıkaran kişi o dönemin başkanı  meslektaşımız sevgili Ayşe Aygör’dü.

Kaç yıldır bu kuruluşta çalışan Ayşe’yi gazete el değiştirdikten sonra hemen işten atan kişi de bu kez İbrahim Öge oldu!

Anlatacak şey daha çok da tek seferde lafın tamamı “deliye” denir, ben bu gün şimdilik sizleri birkaç konuda aydınlatayım, gerisini daha sonra tamamlarız nasılsa, vaziyet onu gösteriyor.

Sonra, ben bu İbo’yu geçenlerde bir kere daha dürtünce gene aradı. Bu kez aradaki hukuku, saygıyıbozmuş, haddini aşarak terbiye sınırlarının kendisi için tehlikeli sularında dolaşmaya başlamıştı.

Yazarınızı mahkemeye verecekmiş, kendisini artık milyon dolarlarla oynayan bir zengin ilan eden bu cilalı İbo’ya, “Ver”dedik, “yıllardır zaten gide gele mahkemeler de bıktı benden, sen verdin diye alırlar mı işte onu bilemem”!..

Sonra o ara yaşananları öğrenince dedik ki kendi kendimize, “Gitmeyelim bu çocuğun üzerine fazla şimdilik. Kırmayalım hevesini. Belki hatalarının farkına varır da döner bu yanlış işlerinden, belki de vakti saatine denk gelip de  vazgeçer hatalı hallerinden”.

Hatırlatalım, daha önce eski Başkan Özgen Keskin dönemlerinde Yıldırım Belediyesi’nin asfalt, çöp toplama ve park-bahçe bakım işlerini sürekli hep kendisi alan Nurettin Kutlucan, Yıldırım Belediyesi’ninhelal süt emmiş, dürüst, yeni başkanı İsmail Edebali göreve geldikten sonra kapının önüne konuyor ve yapılan son ihaleyle bu işler yeni parayla 28 milyon 500 bin, eski parayla tam 28 trilyon 500 milyar daha eksiğine başka firmalara veriliyordu!..

Sevgili okurlar boru değil, tam 28 buçuk trilyondan, yaklaşık 15 milyon dolardan bahsediyorum üstelik de sadece 3 kalem işten elde ediliyor bu tasarruf!

Ayrıca Yıldırım’daki park ve bahçelerin bakımını müteahhitlerden belediye uhdesine alıp, temizlik işleri müdürlüğüne veriyor İsmail Edebali düşünebiliyor musunuz?

Mesela “asfalt işi” dediğim olay, bu ürünü üretip de yerinde uygulama meselesi filan da değil,belediyenin şantiyesinde imal edilen asfaltı sadece yola serip, işçiliğini uygulamaktan ibaret bir kalem, hepsi o kadar.

Edebali’den daha önce bir sohbet sırasında dinlemiştim. Özgen Keskin döneminde 1 metre küpünün yere serilip preslenmesi işine daha geçen yıl 102 lira ödenirken, son ihalede yeni müteahhit “ben bunu 25 liraya yaparım” diye teklif verip uygulamaya da girişince, aradan epey bir zaman geçtikten sonra İsmail Edebali bürokratlara demiş ki, “Bana adamı bir çağırın, ola ki zarar ediyordur, usandırıp kaçırmayalım kendisini, hele bir gelsin de konuşalım. Yapılabilecek bir iyileştirme varsa da yapalım”?

Yeni asfalt yüklenicisi gelince ne diyor biliyor musunuz:

“Allah bin bereket versin başkanım, ne zararı?!. Gayet güzel helalinden yeterince kazanıyorum ben paramı.”

Şimdi, ben Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Edebali’nin helal süt emmiş, dürüst, adam gibi bir adam olduğunu ilk önce ben nasıl öğrendim, biliyor musunuz sevgili okurlar?

İbrahim Öge’nin bizzat kendisinden!

Çünkü aday adaylığı sırasında bizzat Öge kolundan tutup da getirmişti gazeteye, üstelik de Edebali’ye kendisi kefil olarak!..

Hey gidi kurban olduğum güzel Allah’ım, bu insanlar parayı bulunca (!) niye bu kadar kolay ve çabuk fikir ve de saf değiştiriyorlar ya?!. Fabrika ayarlarını bu kadar gevşek tutmayacaktın, ipini bu kadar salmayacaktın şu insanoğlunun!

Yılların tanıyıp bildiğimiz efendi insan İbrahim Öge’si,  kendi deyişiyle, “zengin olduktan sonra” ne kadar çabuk Yeni Dönem Gazetesi’nin sahibi olmadığını söyleyip durduğu (!)  Kutlucan Holding’in ya da oraların efendisi Nurettin Kutlucan’ın bir ögesi haline gelivermiş bu kadar kısa bir sürede, üstelik kendisini de bozarak?

Geçenlerde İsmail Edebali’yi arıyor İbrahim Öge, “Herkesler geldi gazeteye, bir sen gelmedin diye”sitem ediyor. Nazik adam Edebali. Kalkıp gidiyor “Hayırlı olsun” demek için. Görüşme bitip de kahveler içildikten sonra İbrahim diyor ki, “Çok ayıp olur, bir de Nurettin beye uğrayalım”!..

Buna da nezaketinden dolayı itiraz edemiyor Yıldırım Belediye Başkanı.

Nurettin Kutlucan’ın kapısı çalınıp içeri giriliyor.

Asıl amaç ve niyet az sonra çıkıyor ortaya.

Eskiden beri Yıldırım’da kurulan saadet zinciri parçalanan Nurettin efendi bu kez çapayı Nilüfer’e atıp, oradan da bir 16 trilyoncuk kadar iş almış, fakat katılan firmalardan biri Kutlucan’ın o kaleme dair daha önce bu miktarda “iş bitirme” belgesinin olmadığını iddia ederek itiraz etmiştir.

Eğer Nilüfer’e hemen böyle bir belge götüremezlerse Kutlucan orada da avucunu yalamış olacaktır.

Edebali’yi “Herkeşler geldi, bi sen gelmez oldun” diyerek bu son derece tarafsızca(!) yönetilen gazeteye ısrarla çekmek isteyen “İbo ve Nuro ikilisinin” o günlerde asıl amaçlarının hiç hakkedilmediği halde Yıldırım Belediye Başkanı’ndan gerçekte hiç olmayan o  “iş bitirme” belgesini alabilmek olduğu daha sonra ortaya çıkar!..

Edebali durumu incelemeleri için bürokratlara talimat verir. Bir de görülür ki, böyle bir şeyin verilmesi yasal olmadığı gibi bir suçtur aynı zamanda. Doğal olarak Kutlucan’ın bu talebini dürüstçe geri çevirir İsmail Edebali.

Hele hele Nuro’nun, Yıldırım’daki ihaleleri kaybettikten sonra arkadan işi geri çevirsin diye aracı olarak yolladığı Bursa AKP camiasında çok etkili olan o kişinin ismini ve yaşananları İbo bir hata daha yapana dek şimdilik yazmıyorum!

Vay sen misin ağır abi Gasteci İbo’nun vesile olup aracılık ettiği bu talebi geri çeviren!

Geçenlerde yazdı bu tarafsız cilalı İbo gazetenin manşetinde “Edebali göreve geldiği yaklaşık 300 günden bu yana belediyeye 14 bin liralık lokum şeker ve kolonya aldı” diye!..

Aradan geçen tam 300 günde, hele hele yüzlerce insanın akın ettiği halk günlerinde birer şeker tutulup, ellerine dökülen iki sıkımlık kolonyayı da çok mu gördünüz Yıldırım halkına; haftalardır gözünüze gözünüze batan sadece üç kalemde 28 buçuk trilyonluk yetim hakkını hiç görmeden len İbrahim?

Yirmisekiz buçuk trilyon mu büyük, 14 bin lira mı?

Kalıbına yazık İbrahim, bu kadar yıllık gazetecisin, ayıp değil mi sana?

Dün de yine Edebali’nin kaldığı belediye lojmanına 300 bin liralık fırın, davlumbaz, mobilya, yatak filan alınmış da bunların parasını niye İsmail Edebali vermemiş; konutun elektrik ve doğalgaz parasını kim ödüyormuş falan filan diye atar yapmış Yeni Dönem’de İbrahim Öge!

Bu İbo geçmişte hem AKP İl Başkanlığı’nın, hem de dönemin Bursa Valisi’nin danışmanlığını yapmıştı. Hiç sorup yazdın mı len İbo, otellere hat çekilip parasıyla dağıtılan Bursa’nın kaplıca suyu neden ilkin üstelik de bedavaya Vali’nin oturduğu lojmana bağlandı diye o vakitler?

Adam belediye lojmanındaki tam on yıldır, belki de daha uzun süredir kullanılan mobilyaları, 300 gündür üzerinde yattığı ve yaşı artık 70’e dayanmış eski başkan Özgen Keskin’den kalma  ifrazatlı yatağı değiştirmiş çok mu len İbrahim?

Sen parayı bulunca ne oldun böyle?

Yoksa?