Çavuşoğlu: Buna zırva demeyeceğim de ne diyeceğim?

Çavuşoğlu: Buna zırva demeyeceğim de ne diyeceğim?

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Almanya'da bir  gazeteci, 'Sizin ülkenize gelen her turist tutuklanıyormuş, o yüzden gelmeye  korkuyoruz' diyor. Ben de bunun zırva olduğunu söyledim. Bunun İngilizcesi, başka  bir kelime. Vay efendim bunu kelime kelime çevirip, ondan sonra da 'Bakan şöyle  dedi'. Ben buna zırva demeyeceğim de ne diyeceğim?" dedi.

Bakan Çavuşoğlu, Çanakkale Valisi Orhan Tavlı'yı ziyaretinde yaptığı  konuşmada, Türkiye'nin çok yönlü bir dış politika izlediğini belirterek,  Türkiye'nin Avrupa ile bir problemi olmadığını ifade etti.

Çavuşoğlu, "Ama görüyoruz ki Avrupa'nın Türkiye ile problemi var.  Bizim dünyanın başka bir yeriyle de problemimiz yok. Niye olsun ki problemimiz?  Durup dururken bir ülkeyle, milletle, toplulukla niye kavga edelim? Ne faydası  var bize? Ama bizimle problemi olanlara karşı da biz eğilmeyiz, bükülmeyiz, dik  durmasını biliriz ve hiçbir zaman da eğilmeyeceğiz, bükülmeyeceğiz. Teslim de  olmayacağız." diye konuştu.

Avrupa'nın emir vermeye ve bu emri Türkiye'nin hemen yerine  getirmesine ve istedikleri karaları almasına alıştığını belirten Çavuşoğlu, şöyle  devam etti:

"Onlar karar verecek, Türkiye onların buyruğunda gidecek. Geçti o  günler. Bizi eşit bir ortak gibi görmek durumundalar ve görecekler de  anlayacaklar da. Anlamaya başladılar, hazmedemiyorlar ama hazmetme kapasitelerini  genişletsinler. Çünkü Türkiye, daha da büyüyecek. Yani bugünkü Türkiye'yi  hazmetmekte zorlanıyorsunuz ama böyle giderse yarınki Türkiye'yi böyle giderse  hazmetmekte daha da zorlanacaksınız. Şimdiden daha geniş olmaya başlayın, hazır  olun. Türkiye'yi, Türk milletini durduramazsınız, bize zincir vuramazsınız ama  bizle dost olana biz de dost oluruz."

"AVRUPA, ORTA ÇAĞ DÖNEMİ'NE GİTMEYE BAŞLADI"

Bakan Çavuşoğlu, dünyanın her geçen gün çok değiştiğini, sorunların,  ekonomik krizlerin yaşandığını, ülkelerin ve bankaların battığını, çok ciddi  sosyal problemlerin de yaşandığını vurgulayarak, konuşmasına şöyle devam etti:

"Göç krizi var mı? Evet, var. Dış politikası başarılı mı? Hayır,  değil. Genişleme politikası başarılı mı? Hayır, değil. Entegrasyon politikası  bitti, kendileri de itiraf ediyorlar. Peki en büyük tehlike ne? Irkçılık ve  yabancı düşmanlığı. İslam karşıtlığı, kendisinden olmayan herkese nefretle  yaklaşma. Artık bu düşünce, eyleme dönüşmeye başladı ve fiziki saldırı. Avrupa  nereye gidiyor? Avrupa, Orta Çağ Dönemi'ne gitmeye başladı. Avrupa, 2. Dünya  Savaşı öncesine gitmeye başladı. Avrupa'yı hep uyarıyorduk, 'Bu Avrupa'nın gidişi  iyi değil. Bu ırkçı adımlara karşı sağlam duralım, Avrupa'nın değerlerini  hatırlatalım. Bu değerler, 2. Dünya Savaşı'ndan sonra Avrupa'yı birleştiren  değerlerdir. Ekonomik iş birliği, insan hakları, demokrasi, hukuk gibi değerler.  Şu anda Avrupa'da hepsi ayaklar altında. İki yüzlülük had safhada. Avrupa Birliği  ve Avrupa ülkelerinin bazıları Hollanda'nın yaptığının kabul edilemez olduğunu  söylediği halde açıklamalarında Hollanda'ya destek verdi. Niye? Dayanışma. Ne  dayanışması? Batı Avrupa dayanışması, Hristiyan dayanışması."

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, eğer standart bir değer varsa, yanlışı  yapan kişinin ona göre değerlendirilmesi gerektiğine işaret ederek, "Bunun  Türkiye'de olduğunu düşünün, şu anda tüm dünya ayakta olmaz mıydı? Veya başka bir  ülkede olduğunu düşünün, tüm dünya ayakta olmaz mıydı? Rusya'da oldu, tüm dünya  ayakta olmaz mıydı? Peki Avrupa yapınca biz nasıl meşru oluyoruz? Bunu meşru  gösterdiğin zaman, ben sana nasıl saygı duyacağım? Yarın sen bana demokrasi  konusunda nasıl ders vereceksin? Ben bunu senin yüzüne vurmayacak mıyım? Diyorlar  ki 'Sizin bakan konuşunca sert konuşuyor'. Yani içimden daha fazla şey söylemek  geliyor da terbiyemiz müsaade etmiyor. Yaptığımız görevin sorumluluğu da var.  Tabii Hollanda'dan çok içimizdeki Hollandalıları da görüyoruz." ifadelerini  kullandı.

"AVRUPA'NIN ESKİ FABRİKA AYARLARINA DÖNMESİ LAZIM"

Almanya'da düzenlediği basın toplantısında  gazetecilerin kendisine  çeşitli sorular yönelttiğini aktaran Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Almanya'da bir gazeteci, 'Sizin ülkenize gelen her turist  tutuklanıyormuş, o yüzden gelmeye korkuyoruz' diyor. Ben de bunun 'zırva'  olduğunu söyledim. Bunun İngilizcesi, başka bir kelime. Vay efendim bunu kelime kelime çevirip, ondan sonra da 'Bakan şöyle dedi'. Ben buna zırva demeyeceğim de  ne diyeceğim? Bir gazeteci çıkıp, 'Sizin ülkenize gelen her turist  tutuklanıyormuş' derse ne diyeceğim? Yani bir gazeteci, önce dürüst olmalı. Bugün  Avrupa'daki gazeteciler, dürüst değil. Çünkü onları da yönlendiren  siyasetçilerdir, derin devlettir. Bugün Almanya'daki gazetelerin hepsi, yüzde  100'ü, bu sistemin kontrolündedir. Bunu bilerek söylüyorum, çok iddialı bir  şekilde söylüyorum. Alman arkadaşlarımızla görüştüğümüz zaman onların da yüzüne  söylüyorum. Hiç de bir şey söylemiyorlar. Avrupa'nın kendisini tekrar gözden  geçirip, tekrar eski fabrika ayarlarına dönmesi lazım. 2. Dünya Savaşı sonrası  fabrika ayarlarına dönmesi lazım. Çünkü bu Avrupa'nın gidişi, felaket ve maalesef  endişe verici."

"Avrupa, Türkiye'deki referandum konusunda taraf tutuyor" diyen  Çavuşoğlu, bugüne kadar Türkiye'nin hiç taraf tutmadığını fakat Avrupa'nın  tutması halinde Türkiye'nin de taraf tutmaya başlayacağını bildirdi.

Bakan Çavuşoğlu, "Sen orada yurt dışında yaşayan Türkler'in etkin  olacağını düşünüyorsan, hiç kusura bakma, ters teper. Ama bizim herhangi bir  taraf tutmamız durumunda, oradaki Türklerin nasıl oy vereceğini de onlar iyi  tahmin eder. Biz bunu doğru bulmuyoruz. Bugüne kadar hiç müdahale etmedik. Biz,  15 senedir iktidardayız, bunun imasını bile yapmıyoruz. Başka ülkelerin iç  siyasetlerine karışmayı doğru bulmuyoruz. Onlar, bizim iç siyasetimize karışmaya  başlarlarsa biz de karışırız. Yani onların anladığı dilden konuşmasını biliriz.  Bununla da kalmayız ama bu doğru bir şey olmaz." değerlendirmesinde bulundu.