"Caydırıcı gücümüzü artırmaya devam edeceğiz"

"Caydırıcı gücümüzü artırmaya devam edeceğiz"

Başbakan Ahmet Davutoğlu, "Millet olarak caydırıcı gücümüzü artırmaya devam edeceğiz. Çevremizde en az 7 ülkede kırılmalar, bölünmeler, parçalanmalar yaşarken, bir taraftan siyasi olarak milli birliğimiz ve bütünlüğümüzü sağlayacak tedbirler alacağız" dedi.

Törende bir konuşma yapan Başbakan Davutoğlu, “Çok büyük yüz binleri barındıran ordunuz olabilir ama eğer elektronik kart kapasiteniz yoksa düşman bir unsur sizin başkentinizin üzerine kadar uçup size zarar verebilir ve konvansiyonel askeri gücünüz hiçbir fayda getirmeyebilir. Bunun örneklerini Orta Doğu savaşlarında son olarak İsrail’in Suriye’ye yaptığı operasyonlarda ve diğer unsurlarda gördük. Dolayısıyla milli bekamızın ve vatanımızın, ülkemizin birliğinin beraberliğinin korunması bağlamında elektronik harp tekniğine sahip olmak sadece bir teknolojiye sahip olmak değil, aynı zamanda en önemli güç unsuruna sahip olmak demektir. Onun için bugün heyecan verici bir günde bir aradayız. Bütün bu tarihi tecrübelerden hareketle artık Türkiye’de siyasi irade teknolojik açığı kapatma gücü göstermiştir. Bütün bunları teorik olarak bilebilirsiniz, ama eğer bunları hayata geçirecek maddi imkanlara, ekonomik güce sahip değilseniz o bilgi sadece soyut bilgi haline gelir. ASELSAN’ın 40 yıllık tarihine baktığımızda 27 yıllık tarihi yine çok gayretli Türk mühendislerinin çabaları önemli bir aşamadır 2002 yılına kadar. Ama 1975’den 2002 yılına kadar Sayın Cumhurbaşkanımızın başbakanlığı devralmasına kadar geçen dönemde ithalat bağımlılığımız savunma sanayimizde yüzde 80 civarındaydı. Yüzde 80 ithalat bağımlılığımız vardı. Ürünlerimizde özellikle kritik alanlarda şirketlerimiz ciddi sıkıntılar çekiyordu. Finansman zorluğumuz vardı” diye konuştu.

"ASELSAN ŞUANDA DÜNYANIN 67’NCİ ŞİRKETİ"

‘Roketsan’ı Dışişleri Bakanı olarak ziyaret ettiğimde arkadaşlarımızın sunuşundan 2005 yılında Roketsan’ın kapatılmasının planlandığını gördüğümde hayretler etmiştim’ diyen Davutuğlu, “1990 yılların sonlarında, 2000 yılının hemen başında bu planlanmanın yapıldığında ekonomik gücümüzün Roketsan gibi bir şirketi yönetemeyeceği bir sonuç ortaya çıkarmıştı. Ama Roketsan kapanmadı. Şu anda dünyanın sayılı şirketlerin arasında, ASELSAN şuanda dünyanın 67’nci şirketi. İlk yüz şirket arasında iki Türk sanayi savunma şirketimiz var. Bini aşkın şirketimiz savunma sanayi ile şirketimiz faaliyet gösteriyor. Bu binada üretilen her şey yüzde 100 Türk yapımı. Türk mühendislerin, Türk tasarımcıların, Türk iş gücünün, emeğinin ortaya koyduğu eserler. ASELSAN’ın Radar ve Elektronik Harp Teknoloji Merkezi’nin bu anlamda kuruluşu ve bu kapasiteye gelişi tarihi bir dönüm noktasıdır. Artık kahramanlık destanı yazan insan unsurunu mukabilinde sahip olduğu imkanlardan daha fazla imkana sahip kılma kudretine sahibiz. Üç açıdan bu büyük önem taşır. Birincisi AR-GE çalışmaları açısından, dünyada yine insanlık tahindeki bütün teknolojik atılımlar bilgisayar teknolojisi dahil olmak üzere önce savunma sanayinde gelişmiş, sonra diğer alanlara sirayet etmiştir. Bu anlamda savunma sanayi güçlü olmayan ülkelerin AR-GE’de ve genel sanayi alt yapısında büyük devrimsel atılımlar yapması da güçtür. Bugün ulaştığımız kapasite ile savunma sanayinde 1 milyon dolar AR-GE’ye ayırabiliyoruz. 5 milyar dolar üretim yapabiliyoruz. 1, 65 milyar dolar da ihracat yapıyoruz. İthal eden bir ülkeden savunma sanayi de ihraç eden bir ülke haline dönüşmüşsek arkasındaki güçlü ekonomik alt yapının bunda büyük bir payı var” şeklinde konuştu.

"MİLLET OLARAK CAYDIRICI GÜCÜMÜZÜ ARTTIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ"

AR-GE çalışmalarında erişilen kapasiteyi daha da ileriye götürmeye kararlı olduklarını belirten Başbakan Davutoğlu, “Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti olarak AR-GE alanında kim ne tür çalışma yaparsa en geniş kapsamlı teşviki verme taahhüttü içerisindeyiz. 25 dönüşüm programının en önemli odak noktalarından biri AR-GE’dir. AR-GE’nin de savunma sanayinde odağı elektronik harf tekniğidir. Savaşmadan savaşı kazanma tekniği. Bu açıdan ASELSAN’ı, emeği geçen bütün yetkilileri kutluyorum. Bu tarihi adımın daha da güçlü bir dönüşüm ile dünyanın rekabet gücü en yüksek AR-GE şirketleri haline ASELSAN’ın geleceğine eminim. 67’nci sıradan çok daha ön sıralara gelir. İkinci önemli boyut ülkemizin caydırıcılık gücüdür. Savaşmadan savaş kazanmanın bir başka yönü de muhataplarınız, hasımlarınız sizin kapasitenizin farkındaysa, size yönelik herhangi bir hamle yapmak için b.ir değil, üç değil, 10 kez düşünmesi gerekir. Son olarak Şah Fırat operasyonunda da hava ve kara güçlerimizin güçlü muhaberat alt yapısıyla nasıl başarılı bir operasyon yönettiklerine şahit olduğumuzda millet olarak gurur duyduk. Millet olarak caydırıcı gücümüzü arttırmaya devam edeceğiz. Çevremizde en az 7 ülkede kırılmalar, bölünmeler, parçalanmalar yaşarken, bir taraftan siyasi olarak milli birliğimiz ve bütünlüğümüzü sağlayacak tedbirler alacağız. Demokrasi odaklı olarak meşruiyet çizgisini muhafaza edeceğiz. Diğer taraftan da bu yumuşak gücümüzü, demokrasiden kaynaklanan ince gücümüzü, silahlı kuvvetlerimizin kapasitesinden kaynaklanan sert ve kararlı güçte birleştirip, çevremizdeki ateş çemberinde yükselen küresel bir güç olma idealini 2023’e kadar gerçekleştirmeye kararlıyız. Üçüncü boyutu da bu, eğer teknolojik alt yapınız varsa, caydırıcı gücünüz varsa üçüncü olarak da milli bekamız ve bağımsızlığımız teminat altındadır. Bağımsızlığımızın teminatı milletimizin iradesidir. Özgürlüklerimizin teminatı demokrasimizdir, bekamızın teminatı ise teknolojik kapasite ile kahramanlığımızı bir uyum halinde stratejik bir bütünlük haline getirebilecek yeni bir stratejik anlayıştır. ASELSAN’ın 40. yılında Radar ve Elektronik Harp Teknoloji Merkezi’nin kuruluşu bu üç açıdan da tarihi bir adımdır ve bu adım eminim milletimizde gurur, Türkiye’ye dönük olarak herhangi bir şekilde olumsuz kanaat besleyenlerde korku ve bugün aramızda bulunan Katar Dışişleri Bakanının temsil ettiği bir şekilde dost ülkelere de büyük bir güç ve destek, heyecan uyandırmıştır” ifadelerini kullandı.