Cuma Hutbesinde “biz Kardeşiz” Vurgusu

Cuma Hutbesinde “biz Kardeşiz” Vurgusu

Camilerde bugünkü Cuma hutbesinde “Biz kardeşiz” başlıklı hutbede, birlik ve beraberliğin önemi vurgulanarak, “Yüreklerimizi dağlayacak, birlik ve dirliğimizi bozacak fitne ve fesat ateşleri körüklenmemelidir” denildi.
Son günlerde sokak olaylarının artması üzerine Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün hazırlamış olduğu, “Biz kardeşiz” başlıklı hutbe birçok ilde olduğu gibi Malatya’daki camilerde hutbe olarak okundu.
Hutbede, “Asırlar önce Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in kardeşliğe ilişkin şu sözlerine gelin hep birlikte kulak verelim: “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu yalnızlığa terk etmez. Kim din kardeşinin bir ihtiyacını giderirse, Allah da onun ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümanın bir sıkıntısını giderirse, Allah da onun kıyamet sıkıntılarından birini giderir.
Duyarlı olabilmektir kardeşlik. Efendimiz (s.a.s.)’in ifadesiyle birbirimize muhabbet, merhamet ve şefkat gösterme hususunda bir vücut gibi hareket edebilmektir.3 türlü sıkıntılara, fitnelere, musibetlere, desise ve hilelere maruz kaldığımız şu günlerde birbirimizin hak ve hukukuna riayet etmek,hep birlikte Allah rızasını aramaktır“ ifadeleri kullanıldı.
Hutbede şöyle denildi:
“Müslümanlar olarak, Allah Resulü’nden devraldığımız bu ulvi mirası yüzyıllarca yaşattık. Asırlarca yeryüzünün muhtelif coğrafyalarında bu kardeşlik anlayışını diri tutarak bu günlere geldik. Dünyevi çıkarların, güç mücadelelerinin,Kutlu Nebi’nin, ardında bıraktığı bu örnek toplumumuzu delmesine fırsat tanımadık. Bu gün de kardeşlik duygularımızın ve gönüllerimizin onulmaz yaralar almasına izin vermemeliyiz. Yüz yıllarca gönülleri bir, zihinleri bir,gayeleri bir kardeşlerin arasına ayrılık-gayrılık girmesine asla müsaade etmemeliyiz. Birbirine ülfet, muhabbet, samimiyet, ünsiyet beslemesi gereken gönüller, hırs, menfaat, bencillik, kin ve intikam ateşiyle kavrulmamalıdır. Yüreklerimizi dağlayacak, birlik ve dirliğimizi bozacak fitne ve fesat ateşleri körüklenmemelidir. Yüce Rabbimiz, biz Müslümanlara hakikatin yolunda olmayı, hakkın peşinden koşmayı emretti. Kendimizi hakikatin yerine koymayı, hakkı yalnız kendimize has kılmayı emretmedi. Hepimiz hakikatin yolunda hizmet etmekle emr olunduk. Hiç kimse ‘hakikat bende’ dememeli, ‘hakikat benimle’ diye iddia etmemelidir. Müslümanlar olarak, “Mü’minler ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki size merhamet edilsin” ilahi emri gereği yıkıcı değil yapıcı; ayrıştırıcı değil, birleştirici olmalıyız. Fitneyi değil, ıslahı esas almalıyız. Bizi biz yapan değerlere sımsıkı sarılarak birliğimizi ve dirliğimizi korumalıyız. Bu yolda;Sakın incitme bir canı,Yıkarsın arş-ı Rahman’ı sözü genel geçer anlayışımız olmalıdır. Hutbemizi, Yüce Rabbimizin Kerim Kitabımızda bize öğrettiği şu dua ile bitirelim: “Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin.”