Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Hindistan'a sert tepki

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Hindistan'a sert tepki

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları;

Nefret söylemi küresel ölçekte yükselişte olan İslam düşmanlığının en yaygın aracıdır. Sosyal medya, TV programları ve siyasetçi söylemleriyle normalleştiriliyor. Nefret söylemi fikir özgürlüğü parantezine asla alınmamalıdır. İnsanlığa karşı en büyük suçların işlenmesinde önce nefret söyleminin ayak sesleri duyulmuştur. Ruanda'daki katliamları gerçekleştiren Batı'ya kimse hesaba çekmemiştir. Orada milyonlar öldürülmüştür ama kimse Batı'ya böyle bir katliamı nasıl yaptınız dememiştir. 

Christchurch, Müslümanları hedef alan ne ilk ne de son saldırıdır. Yaşanan terör eyleminden sonra örnek tutum sergileyen Yeni Zelanda halkına teşekkür ediyorum.

Günümüzde nefret söylemine, kutsal değerlere hakarete en fazla maruz kalanlar Müslümanlardır. Bu soruna gözlerimizi yumamayız. Müslümanların iş yerleri evleri, ibadethaneleri hemen her gün ırkçıların ve faşist grupların hedefi oluyor .Müslüman kadınlar sırf başörtüsü taktıkları için tacize uğruyor. 

"BÖYLE BİR SAÇMALIK OLABİLİR Mİ?"

Mevzuattaki boşluklar düzeltilmeli. Nefret söylemi fikir özgürlüğü sınıfına asla alınmamalıdır. Son dönemde özellikle Hindistan'da Keşmir olaylarıyla bütünleşen bir dönemde, sadece inek eti yedikleri için ölüme mahkum edilen Müslüman gençlerin haklarını nasıl savunur hale geleceğiz? Sen nasıl inek eti yersin? Böyle bir saçmalık olabilir mi? Onlara mı soracağız? Herkesin herhalde vejetaryen olması beklenemez. Benim inancımın gereği bu değil. Ben senin inancına saygı duyuyorum, sen bana neden duyuyorsun? Bizim ülkemizde domuz eti yiyenler var. Biz bunlara müdahale etmiyoruz. Onun inancının gereği odur, yiyebilir.

Hindistan'ın Azad Keşmir'de geldiği noktanın durumu tanınır değil. Azad Keşmir adeta açık hava hapishanesine dönmüş vaziyettedir. Buradaki insanlar açık hava hapishanesinde mahkum konumdadır. Yarın o bölgede ne tür kanlı eylemler olacağını şimdiden ben düşünemiyorum anlamak ve anlatmak istemiyorum. 

Bütün devlet kurumlarına bu konuda (Azad Keşmir) önemli görevler düşüyor. Hem devletlerarası hem de bölgesel ve küresel nitelikli uluslararası örgütler nezdinde gerçekleştirilen somut girişimler daha etkin hale getirilmelidir.

Cehaletten beslenen nefret söylemi ile mücadelenin ilk adımı eğitimdir. Türkiye olarak yükselen İslam düşmanlığı ve nefret söylemi gibi konulardaki girişimlere öncülük etmeyi sürdüreceğiz. Biz her şeye göğüsle sabır gerdik. BM'de nefret söylemine ilişkin bir veri tabanı oluşturulması fikrini destekliyoruz.

Arapça'da İslam, 'barış' kelimesinden gelmektedir. Dolayısıyla İslam bir barış dinidir. İslam'ı terörle bir araya getirmek iftiradır, ahlaksızlıktır.

Ben başbakan olarak İsrail'e gittim, İsrail'den Filistin tarafında geçerken eşimle beraber arabada yarım saat sınırda bekletildik. Niye bekletildiğimi anlayamadım. Resmi bir ziyaret için Tel Aviv'den Filistin'e geçerken başıma bu olay geldi. İşte İsrail'in devlet liderlerine yaklaşımı budur. Kimi beğeniyorlarsa kapılar onun için açıktır beğenmiyorlarsa kapılar kapalıdır. Lafa geldiği zaman bütün özgürlükleri savunurlar, hiçbir zaman samimi değildirler.