Cumhurbaşkanı Erdoğan: PKK'nın saldırılarının arkasında FETÖ var

Cumhurbaşkanı Erdoğan: PKK'nın saldırılarının arkasında FETÖ var

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde, Pakistan Senatosu ve Milli Meclisi milletvekillerinden oluşan heyet ile İslam Dünyası Sivil Toplum Kuruluşları Birliği (İDSB) heyetini ayrı ayrı kabul eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Beştepe'de konuşuyor..

"PKK'nın saldırılarının arkasında FETÖ olduğunu almak için kahin olmaya gerek yok" diyen Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:



Türkiye adları farklı da olsa aynı saiklerle hareket eden ve birbirirleriyle yakın ilişki içinde olan terör örgütlerinin ortak saldırısı altındandır. 15 Temmuz'da FETÖ milletimize saldırdı. Bu hain yapı başarılı olamayınca nöbeti diğerleri devraldı. Bölücü terör örgütü PKK tarafından 15 Temmuz'dan bu yana yapılan saldırılarda çok sayıda vatandaşımız şehit oldu. Son olarak Diyarbakır'da 7 şehidimiz, Van'da 3 şehidimiz, Elazığ'da bugün itibarıyla 5 şehidimiz ve 217 yaralımız var. Son olarak da Bitlis'te mayın patlaması sonucu 5 askerimiz ve 1 korucumuz şehit oldu. Şehitlerimize Allah'tan rahmet yaralılarımıza Allah'tan acil şifalar diliyorum.

Demokrasi nöbetlerine karşı yapılmış misilleme saldırıları olarak görüyorum. FETÖ ile DAİŞ arasında hiçbir fark olmadığı bu saldırılarla bir kez daha ortaya çıkmıştır. Şehitlerimizin yaralılarımızın kanları yerde kalmadı, kalmıyor, kalmayacak.

'CEPHEYİ BÜYÜKMELEYELİM DİYORLAR AMA...'

15 Temmuz'dan bu yana 182 terörist etkisiz hale getirildi. Güvenlik güçlerimiz terör örgütüne yardım ettiği belirlenen 3 bine yakın kişi gözaltına alınmış, 318 kişi tutuklanmıştır. Bazı dostlar 'Cepheyi büyütmeyelim' diyor. Biz bu mücadeleyi satıhta veriyoruz. Bu millet güvenlik güçleriyle bu mücadeleyi verecektir. Neresi olursa, Suriye'nin kuzeyinde şu anda YPG'nin saldırıları var tehdit oluşturuyor. Batı bizi anlamamıştır, anlamıyor, anlamayacak. Bunun farkındayız. Dürüst davranmıyorlar. Biz askeri operasyonlar ve adli çalışmaları kesintisiz devam ettireceğiz.

'KAHİN OLMAYA GEREK YOK'


PKK'nın saldırılarının arkasında FETÖ olduğunu almak için kahin olmaya gerek yok.Biz her şeyin farkındayız. Hem bu ihanet örgütünün içerideki eylemleriyle mücadele edebilecek, hem de bölgedeki tezleriyle mücadele edebilecek kudrete sahiptir. Sınırlarımız ötesindeki gelişmeleri de 15 Temmuz'dan bağımsız olarak, yakından izlemeye devam edeceğimizi, tahhüütlerin yerine getirilip getirilmediğini takip ediyoruz.
Türkiye'yi Suriye'de ve Irak'ta ülkemizin bekasını tehdit edecek gelişmeleri oldu bittiye getirmek isteyenlere şunu söylüyorum. Biz her şeyin farkındayız.Verilen taahhütlerin yerine getirip getirilmediğini takip ediyoruz. Bu devlet bir çadır devleti değildir. Türkiye düzenli ordu tecrübesine sahip bir ülkedir. Bu tür eylemler daha güçlü güvenlik yapısını inşa etme sürecini hızlandıracaktır.

TÜRKİYE BİR ÇADIR DEVLETİ DEĞİLDİR

Türkiye bir çadır devleti değildir. Cumhurbaşkanlığı forsumuzun etrafındaki yıldızlar şık dursun diye konmamıştır. Anlamayanlara, bu yıldızların ne ifade ettiğini anlatmaktan çekinmedik, çekinmeyiz. Türkiye terör örgütleriyle mücadele noktasında, köklü bir yeniden yapılanma sürecindedir. Bir musibet, bin nasihatten evladır. İstihbarat zaafiyeti, teknolojinin daha etkin kullanımı gibi aksaklıkları ortadan kaldıracağımıza inanıyorum. 15 Temmuz meselesi FETÖ denilen kanser hücrelerini kesip atmamıza vesile olduysa bu olaylar da etkinliğimizi hızlandırmaktadır.

"ÖLEN DE ÖLDÜREN DE MÜSLÜMAN"

İslam Dünyasında yaşanan çatışmalara baktığımızda ölenin de öldürenin de müslüman olduğunu görüyoruz. Bizlere düşen birliğimizi güçlendirmektir.Bizim üzerinde en çok durduğumuz hususlardan biri de İslam dünyasının kendi içindeki ihtilafları çözemeyişidir. Ölenin de, öldürenin de Müslüman olduğunu görüyoruz. Bizlere düşen birliğimizi, beraberliğimizi, dayanışmamızı güçlendirmektir. Tefrikaları, bir kenara bırakamadığımız, yüreklerimizi hep birlikte çarpıtamadığımız sürece bu acıları yaşamaya devam edeceğiz.

'DARBE GİRİŞİMİ İSLAM DÜNYANIN İMTİHANI NİTELİĞİNDEDİR'

Türkiye'nin yaşadığı silahlı darbe girişimi, İslam dünyasının son imtihanı niteliğindedir. Bir millet ki tankların altına kendisini atabiliyor, bir millet ki, F-16'ların bombalarından yılmıyor. Bu millet yok edilemez, bu millet yenilemez. Bu ümmet son dönemdeki bu gelişmeyi çok iyi değerlendirmelidir. Bunun üstünde ısrarla durmalıdır. İstanbul Yenikapı 5 milyonluk o toplantısıyla dünyaya bir mesaj vermiştir. O birliktir, beraberliktir, dayanışmadır. Orada o siyasi parti, şu siyasi parti, Alevi-Sünni yoktu. Herkes oraya koştu geldi, 5 milyon İstanbul'da, 80 vilayette de herkes takip etti. Sizlerin bu darbe girişimi karşısında ülkemize, milletimize desteğiniz için burada olduğunuzu biliyorum.

'Bu milletin temsilinin olduğu yeri, bu milletin paralarıyla alınmış uçaklarla, helikopterlerle bombalıyorlar' dediler. Batılı kurumların ikircikli tutumunu tasvip etmesek de anlayabiliyoruz. Paris'te teröristler 5-10 kişiyi öldürüyor Paris'teler. Burada bir darbe yapılıyor, kime yapılıyor? Milletin oylarıyla iktidara gelenlere yapılıyor. Bu darbe yapılmasına rağmen hala bize akıl veriyorlar. Siz işinize bakın, biz işimizi biliyoruz. Çünkü bunlar hep bugüne kadar kendilerine karşı emir kulu aramışlar, bulmuşlar. Biz kula kul olmayacağız, biz sadece Hakk'a kul olacağız. Bütün bunlar olurken İslam dünyasının da birkaç samimi dost bir kenara bırakırsak, önemli kısmının aynı tavır içinde olmasını anlamıyoruz. Kimin hangi hesaplar içinde olduğunu da biliyoruz. Gün ola, harman ola. İslam dünyasında halkların kalplerinin bizimle attığını gayet iyi biliyoruz.

'DÜNYA 5'TEN BÜYÜKTÜR'


Türkiye olarak uzun bir süredir, sistemin çarpıklıkları konusunda 'Dünya 5'ten büyüktür' şekliyle her platformda dile getirdik. Bu 5 ülkenin iki dudağının arasında 190 ülkeyi mahkum edemeyiz. Dünyada 1,7 milyar Müslüman var, bu 5 ülkenin içinde bunlar yok. Bu dünya adil olamaz. 1,7 milyar Müslüman'ı temsil eden ülkelerin yöneticileri bu işi zorlamak zorunda. Dünya artık 1. Dünya Savaşı'nın şartları altında yaşamıyor. Bunun güncellenmesi lazım. Eğer BM dünyada barışın, dostluğun, dayanışmanın temsili konusunda bir kurumsa, bunun adımlarını atmak zorundadır. Bunu hep birlikte yapmak zorundayız.

Dünyadaki bütün mazlumlar, mağdurlar adına düşüncelerimizi dile getiriyoruz. Dünyada en az gelişmiş ülkeler, veya bu ülkelerin insanlarına yönelik yardım kampanyalarına bakıyoruz, Türkiye ABD'den sonra ikinci sırada. GSMH'ye göre baktığınızda Türkiye birinci sıradadır. Nerede bu zenginler? Onların derdi, 'Acaba Afrika'nın ülkelerinde altın, gümüş, petrol daha fazla?' bunun derdi içindeler. Acı bir tespitle belirtmek durumundayız ki, bu mazlumların büyük bölümü Müslüman toplumlardan oluşuyor. Kendisi vahdet dini olan bir inancın mensuplarının bu kadar dağınık, çatışma içinde olmasını ben kabullenmekte zorlanıyorum.