Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Avrupa’ya 24 Haziran mesajı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Avrupa’ya 24 Haziran mesajı

“24 Haziran seçim süreciyle ilgili manifestomuz hazır” açıklamasını yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Seçim demokratik bir yarıştır, kendine güvenen herkes bu yarışta yer alabilir. Milletimize güvenimiz tam, milletimizin bize teveccühü ortada, burada da bir sıkıntı yok. 24 Haziran, Türkiye için yeni bir dönem, yeni bir kırılma noktası olacak” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 29 Nisan’da çıktığı Özbekistan ve Güney Kore ziyaretlerini tamamlayarak dün yurda döndü.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’ye hareketinden önce Seul’de aralarında Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Selçuk Tepeli’nin de bulunduğu gazetecilere temaslarını değerlendirdi, soruları yanıtladı:

- Sayın Şevket Mirziyoyev’le 24 anlaşma imzaladık. Özbekistan Âli Meclisi’ne hitap etme fırsatım oldu, ilgi ve alaka çok çok büyüktü. İş forumunda da her iki ülkeden yoğun katılım vardı. Foruma Sayın Mirziyoyev ile birlikte hitap ettik, bu işadamlarına da heyecan verdi. Aile yemeğinde Mirziyoyev ile ailece hanımlar, çocuklar bir araya geldik.

- (Buhara) Geçmişte bir ziyaretim olmuştu, merhum Turgut Bey’in oraları ziyaretinden sonra benim de gönlümde ukde idi. O dönemden beri arzu ettiğim bu ziyareti nihayet gerçekleştirmenin mutluluğu içerisindeyim. Buralar bizim anayurt olarak iyi değerlendirmemiz gereken yerler. Şevket kardeşimle onu konuştuk, biz yoğun bir şekilde Özbekistan-Türkiye veya diğer anayurtlarımızla kültür turizmi paketlerini gerçekleştirerek ciddi bir hareketlilik meydana getirebiliriz.

- Bizi çok iyi ağırladılar, her alanda ilişkileri geliştirme gayreti içindeler. Yüksek düzeyli stratejik konsey mekanizmasını kurduk. Ticaret, turizm, diplomasi, enerji, madencilik, eğitim, din hizmetleri ve diğer alanlarda anlaşmalarımızı imzaladık. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları, 30 güne kadar vizesiz seyahat edebilecekler.

- TİKA Özbekistan’da 25 milyon dolarlık proje gerçekleştirdi, talimat verdik 65 milyon dolara kadar çıkaracak. THY uçuş sayısını artıracak. Dini, kültürel, tarihi turizmde ciddi bir potansiyel var. Bahauddin Şah-ı Nakşibend Hazretleri’nin külliyesi çok çok farklıydı. Tarihimizden bu yana nereden nereye geldiğimizi göstermesi bakımından önemli. Ark Kalesi, Poi Kalon Külliyesi beni duygulandırdı.

- 2016’da Semerkant’ı ziyaret etmiştim. Bu iki şehir, İslam ve Türk medeniyetinin önemli iki merkezi. Bu iki şehri herkes ziyaret etmeli; tarihimizin, medeniyetimizin zenginliğini yaşamalı, görmeli.

- Güney Kore’ye tarihin adeta yeniden yazıldığı bir dönemde önemli bir ziyaret gerçekleştirdik. Güney ve Kuzey Kore arasındaki yakınlaşmayı, barışı ve nükleer silahsızlanma sürecini desteklediğimizi daha ilk gün açıklamıştım. Görüşme yapılırken sosyal medya üzerinden yayınladığım Korece mesaj, burada çok olumlu ve önemli karşılandı.

- Hyundai, LG, Hanwha, Daelim, SK firmalarının üst düzey yetkililerini kabul ettim. Hepsi de Kanal İstanbul, inşaat sektörü, elektrik, elektronik, güneş panelleri alanlarıyla ilgililer. Gerek Avrasya Tüneli, gerek Yavuz Sultan Selim Köprüsü ve Osmangazi Köprüsü’nde Koreliler yer aldılar. Çanakkale başladı, önemli yerleri var. 2021-2022’de Çanakkale Köprüsü’nü bitirmeyi hedefliyorlar. Kanal İstanbul’a çok ciddi bir önem verdiklerini gördük.

- Güney Kore Ulusal Meclisi’nde meclis başkanını kabul ettim. Samsung Dijital şehrini ziyaret ettik. Kore firmalarının Türkiye’de yatırımları var, Türk mallarının da Kore’ye daha fazla girmesini istiyoruz. Savunma sanayii alanında ortak projeleri çoğaltacağız. Fırtına obüsleri, Altay müşterek projeler.

- Güney Kore’de FETÖ’ye ait yapılanmaların sona erdirilmesi konusunu da gündeme getirdik. Özbekistan ve Güney Kore farklı ülkeler ama ikili ilişkileri iyi. Bizim onlarla ilişkilerimiz iyi. Bu, izlediğimiz çok yönlü dış politikanın en somut göstergelerinden biri.

- 24 Haziran seçim süreci ile ilgili manifestomuz hazır. Pazar günü İstanbul’da açıklayacağım. Seçim demokratik bir yarıştır, kendine güvenen herkes bu yarışta yer alabilir. Milletimize güvenimiz tam, milletimizin bize teveccühü ortada, burada da bir sıkıntı yok. 24 Haziran, Türkiye için yeni bir dönem, yeni bir kırılma noktası olacak. Diğer adayların hedefini bilmiyorum. Ama bizim hedefimiz çok büyük. Daha güçlü, daha müreffeh ve daha özgür bir Türkiye’ye yürümekte kararlıyız. Bunları manifestomuzda açık ve net ortaya koyacağız.

- Altay tankı ve Fırtına obüslerinden bahsederken, bunların motorları ile ilgili Türkiye’yi sıçratabilecek gelişmeler var mı?

Olmaması için bir sebep yok. Her iki tarafın da yaklaşımları olumlu. Bundan sonraki süreçte onların da Türkiye’ye gelmesi ile adımları atacağız. Korelilerin füze olayında da ciddi tecrübeleri var. Dünyadaki gelişmeler doğrultusunda bizler de A’dan Z’ye tedbirlerimizi almak durumundayız. Afrin’de, Fırat Kalkanı’nda bunun önemli olduğunu gördük. Eğer tedbirleri almamış olsaydık... Fırtına obüsleri, topçular, helikopterlerimiz, F-16’larımız, İHA’larımız ve SİHA’larımızla askerlerimiz son derece başarılı oldular. Savunma sanayiinde yeni bazı üretimlere de gireceğiz. Bunlarla birlikte askerimiz çok daha güçlü hale gelecek.

- Münbiç’te son durum nedir?

Afrin’deki temizlik harekâtı yüzde 100 bitmiş değil. El yapımı bombalarla ilgili ciddi netice alındı. İdlib ve Tel Rıfat ile ilgili süreçler devam ediyor. Dışişleri Bakanı’mızın bir ABD ziyareti olacak, ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile Münbiç’i de konuşulacaklardır. Münbiç’in YPG ve PYD’den temizlenmesine yönelik gerekli adımlar atılmasını temenni ediyoruz.

- Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un “Rusya ile Türkiye’nin arasını açtık” demeci olmuştu. Daha sonra, “Balkanlar’ı Türkiye ve Rusya etkisinden çıkarmak için AB’ye almak gerekir” dedi. Diğer yandan İstanbul zirvesine de katılmak istemişti. Macron ne yapmak istiyor?

Söylemlerinde tutarlılık olduğu söylenemez. Fransa’daki grevler, karışıklıklar da sıkıntı içinde olduğunu gösteriyor. Birilerinin arasını açmak gibi ifadeler, bir devlet adamına yakışmıyor. Bizim Batılı ülkelerle olduğu gibi Rusya ile de iyi bir hukukumuz var. Hiç kimse hiç bir ülkeyle aramızı açamaz. Kaldı ki Macron, Astana ve Soçi çerçevesinde bizim Rusya ve İran’la yaptığımız zirvelere de katılmak istedi. “Putin ve Ruhani ile görüşeyim. Olumlu bakmaları halinde sizi de davet edebiliriz” dedim. Görüşmeler neticesinde, “3 artı 1 şeklinde olabilir” demiştik. Bunu Macron’a ilettiğimizde ise Duma ve İdlib’deki gelişmeleri bahane göstererek gelemeyeceğini söyledi. Balkanlar konusuna gelince; bizim çok derin tarihi ve kültürel bağlarımız, oralarda yaşayan soydaşlarımız var. Hiç kimse bunları yok sayamaz. Dolayısıyla temennim, Macron’un aktardığınız türden yanlış yaklaşımlarda bulunmaması