Eğitim-bir-sen Genel Başkanvekili Özer’den Dönem Sonu Değerlendirmesi

Eğitim-bir-sen Genel Başkanvekili Özer’den Dönem Sonu Değerlendirmesi

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanvekili Ahmet Özer, “15 bin yeni öğretmen atamasının 100 bine çıkarılması için imkanlar zorlanmalı ve öğretmen açığı nedeniyle yaşanan problemlerin önüne geçilmelidir” dedi.
2014-2015 eğitim-öğretim yılının ilk yarıyılının sona ermesi nedeniyle değerlendirmede bulunan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanvekili Ahmet Özer, “Bu eğitim-öğretim yılında öğretmen ihtiyacına binaen yaşanan mağduriyetlerle bazı eğitim kurumlarında öğretmen ve yöneticilere karşı uygulanan şiddet, öğretmenlerin özür durumuna bağlı yer değişikliği, yönetici görevlendirmelerinde yaşanan bazı olumsuzlukların dışında çok ciddi sorunların yaşanmadığı gözlenmiştir. Bu dönemde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından düzenlenen 19. Milli Eğitim Şurası’nda önemli bazı kararlar alınmıştır. Söz konusu kararlar acilen uygulanmalıdır” dedi.
Karma eğitime son verilmesi gerektiğini savunan Özer, “Avrupa’da sorgulanan ve bilimsel araştırma sonuçlarıyla da yüzyılın pedagojik yanlışı olarak nitelendirilen karma eğitim mecburiyetine son verilmelidir. 1739 sayılı Temel Eğitim Kanunu’nda yer alan, ‘Okullarda kız ve erkek karma eğitim yapılması esastır’ ibaresi değiştirilmeli, karma eğitim dayatması yerine demokratik, veliye ve öğrenciye seçme hakkı tanıyan bir düzenleme yapılmalıdır” ifadelerini kullandı.
“15 BİN ATAMA DEĞİL, 100 BİN ÖĞRETMEN ATAMASI YAPILMALIDIR”
Özer, Şubat ayında 15 bin öğretmen ataması yapılacağını hatırlatarak, “Ara dönemde 15 bin öğretmen ataması azımsanacak bir rakam olmamakla birlikte öğretmen ihtiyacı dikkate alındığında bunun yeterli olmayacağı açıktır. Eğitim sistemindeki reformları kalıcı kılacak olan okullarda boş ders kalmaması ve sınıflarda sadece kadrolu öğretmenlerin olmasıdır. Bunun için 15 bin yeni öğretmen atamasının 100 bine çıkarılması için imkanlar zorlanmalı ve öğretmen açığı nedeniyle yaşanan problemlerin önüne geçilmelidir” dedi.
Türkiye’deki kadınlara yönelik kılık kıyafet uygulamalarına da değinen Özer, şunları söyledi:
“Ülkemizde yıllardır kamusal alan yalanıyla kadınlara ve kız öğrencilere yönelik uygulanan kılık ve kıyafet dayatmaları, Eğitim-Bir-Sen’in çeşitli eylem ve etkinliklerden sonra başlattığı kamuoyu desteğini ortaya koyması bakımından bir ilk olan kampanya sonucunda toplanan 12 milyon 300 bin imza ve sonrasında ortaya koyduğu sivil itaatsizlik eylemi neticesinde kamuda çalışan kadınlara yönelik ‘başı açık’ dayatmasına son verilerek, kadının kamu hizmetine katılımında önemli bir eşik aşılmıştı. Milli Eğitim Bakanlığı’na Bağlı Okul Öğrencilerinin Kılık ve Kıyafetlerine Dair Yönetmelik’te de yapılan değişiklikle öğrencilere kılık kıyafet dayatmasının kaldırılması son derece önemli bir adım olmuş ve bir yasak daha tarihe karışmıştır. Ama kamu personelini ilgilendiren çerçeve yönetmelikte de acilen değişiklikler yapılarak, sivil itaatsizlik gerekçelerimizden olan erkek kamu çalışanlarına da kılık ve kıyafet dayatmalarından vazgeçilmelidir.”
19. Milli Eğitim Şurası’nda alınan kararlara da değinen Özer, şunları kaydetti:
“2010 yılında yapılan 18. Milli Eğitim Şurası’nda sendikamızın teklifleri doğrultusunda yeni eğitim sistemine geçiş, milli güvenlik dersinin kaldırılması, Kur’an-ı Kerim, siyer ve temel dini bilgiler derslerinin müfredata girmesi gibi önemli kararlar alınmış ve kısa sürede yapılan düzenlemelerle hayata geçirilmişti. 19. Milli Eğitim Şurası’nda ‘öğretim programları ve haftalık ders çizelgeleri’, ‘öğretmen niteliğinin artırılması’, ‘eğitim yöneticilerinin niteliğinin artırılması’ ve ‘okul güvenliği’ konularında; alkollü içki ve kokteyl hazırlama dersinin kaldırılması, ilkokul 1, 2. ve 3. sınıflara da din kültürü ve ahlak bilgisi dersinin konulması, ortaokulda hafızlık eğitimi alacak öğrenciler için ara verme süresinin 1 yıldan 2 yıla çıkarılması ve ara verilen sürelerde öğrencilere dışarıdan sınav hakkı verilmesi, değerler eğitimine öğretim programlarında etkin bir şekilde sarmallık anlayışla yer verilmesi, öğretmenlere 3 bin 600 ek gösterge verilmesi, yıpranma payı, Osmanlı Türkçesi’nin Anadolu İmam Hatip Liseleri ve Sosyal Bilimler Liselerinde zorunlu, diğerler liselerde ise seçmeli ders olarak okutulması, ortaokullarda 5, 6 ve 7. sınıflarda birer saat rehberlik dersinin konulması gibi önemli kararlar alınmıştır. Şurada alınan bu kararlar başta olmak üzere tüm kararlar hayata geçirilmelidir.”
Özer, Milli Eğitim Şurası’nda sendikalarının sunduğu tekliflerden olan ve şura genel kurulunca da kabul edilen okullara bütçe verilmesi kararının zaman kaybetmeksizin hayata geçirilmesi gerektiğini kaydederek şöyle devam etti:
“Bütçe verilmemesi nedeniyle yaşanan sorunlara çözüm getirilmek üzere okulların zaruri harcamaları için okul aile birliklerince üretilmeye çalışılan çözümler yetersiz kalmaktadır. Okul yöneticilerinin eğitim liderliği yapmalarının önündeki en büyük engel olan okulların bütçe sorunu; öğretmeni, yöneticiyi ve veliyi karşı karşıya getirmekte, bundan en fazla zararı yine okul yönetimleri görmektedir. Şûrada alınan kararın gereği yerine getirilmeli, merkezi bütçeden öğrenci başına ödenek uygulamasına geçilmeli, okullarda tahsildarlık dönemi artık sona erdirilmelidir.”
“TATİL İYİ DEĞERLENDİRİLMELİDİR”
“Başarılı olmak için aylardır ter döken öğrenciler 15 günlük ara tatili iyi değerlendirmeli, hem dinlenmeli hem de eksik oldukları alanlarla ilgili çalışmalar yapmalı, en önemlisi de fırsat buldukça bol bol kitap okumalıdır” diyen Özer, karnelerin öğrencilerin şahsında aynı zamanda veliye de verildiği gerçeğinin ve karne dolayısıyla öğrencilere hiçbir şekilde baskı yapılmaması gerektiğine dikkat çekerek, başta öğretmenler olmak üzere bütün eğitim çalışanlarını emeklerinden dolayı tebrik ettiğini ve 2014-2015 eğitim-öğretim yılının ikinci dönemine sorunsuz başlamak için mevcut sorunların acilen çözülmesi gerektiğini vurguladı.