Gaziantep’in Kültür Elçisi Ahmet Ümit Şire Festivalini Değerlendirdi

Gaziantep’in Kültür Elçisi Ahmet Ümit Şire Festivalini Değerlendirdi

2. Uluslararası Şirehan Gaziantep Yiyecek İçecek Festivali 25-28 Eylül 2014 tarihleri arasında gerçekleşecek. Gaziantep’in kültür elçisi ünlü yazar Ahmet Ümit, öteki festivaller gibi bu festivalinde Gaziantep’in ortak malı olduğunu ifade ederek, “Politika ayrıştırır, kültür birleştirir. Biz, ayrışmaları kültürel çalışmalarla birleştirmek zorundayız” dedi.
Gaziantep’in kültür elçisi yazar Ahmet Ümit ve Sahan Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Tahir Tekin Öztan’ın genel koordinatörlüğünde gerçekleştirilen 2. Uluslararası Şirehan Gaziantep Yiyecek İçecek Festivali birçok ülkeden gelen gurmelerin katılımıyla gerçekleştirilecek. Festival öncesi genel bir değerlendirme yapan Gaziantep’in kültür elçisi Ahmet Ümit, politikanın ayrıştırdığını, kültürün birleştirdiğini ifade ederek söz konusu festivalin Ahmet Ümit ve Tahir Tekin Öztan festivali olmadığını, bütün şehrin sahip çıkması gereken Gaziantep’in festivali olduğunu belirtti.
Yazar Ümit, yaptığı açıklamada, her Gazianteplinin Hititli, Romalı, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşı olarak doğduğunu, festivallerin amacının bu tarihi yapının farkındalığını hissettirmeyi amaçladığını belirti. Ahmet Ümit, yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi; “İlkini geçen yıl gerçekleştirdiğimiz 2. Uluslararası Şirehanı Gaziantep Yiyecek İçecek Festivaliyle ilgili çalışmalarımız ve hazırlıklarımızın sonuna geldik. Şire festivalini Gaziantep’te önemli bir eksikliği gidermek için Tahir Tekin Öztan’la birlikte gerçekleştiriyoruz. Bu festivalde en önemli yükü Tahir Tekin Öztan’ın çektiğini söylemek doğru olur. Şirehanını festival süresince bu işlerde kullanılması, kendisinin Türkiye’nin en önemli gurmelerinden biri oluşu Gaziantep’teki var olması gereken aslında geç kalmış olan bir projeyi canlandırma fırsatı verdi bize. Bütün dünya mutfağıyla yarışabilecek olan bir yemek kültürümüz var. Örnek vermek gerekirse şehrimizin mutfağı, tek başına Fransız mutfağıyla yarışabilir. Bu zenginliğimizi bir kez daha hem ulusal baz hem de uluslararası alanda tanıtma girişimi olarak nitelendirdiğimiz festivalimiz sadece Gaziantep için değil, ülkemiz içinde büyük önem taşıyor.”
Festivallerin şehir ve ülke tanıtımında oynadığı rolleri de anlatan Ahmet Ümit, sözlerini şöyle sürdürdü: “Son dönemlerde Gaziantep’te yaşanan Suriyeli göçmenlerle ilgili olumsuz olaylardan dolayı kentin imajında bir kırılma olmuştur, bu olumsuzlukları gidermenin en iyi yolu ortak kültürümüzü öne çıkarmaktır.”
2. Uluslararası Şirehan Gaziantep Yiyecek İçecek Festivali’nin şehrin üç önemli niteliğini, muhteşem tarihsel zenginliğini, kişisel girişimciliğini ve yeme içme kültürünü öne çıkaracağını anlatan Ümit, sözlerine şöyle devam etti: "Yeryüzünde çok az şehirde bulunan bu ortak özellikler Gaziantep’i kültürel mirasların bir arada olduğu bir mücevher şehir olarak öne çıkarmaktadır. Uluslararası Şirehan Gaziantep Yiyecek İçecek Festivalinin önümüzdeki dönemlerde kalıcı hale gelmesini diliyorum. Ama hemen belirtmem gerekir ki; bu festival Ahmet Ümit ve Tahir Tekin Öztan’ın girişimi ile sonsuza kadar gitmez. Bu festivale Gaziantep halkı sahip çıkarsa -ki Gaziantep halkının sahip çıktığını geçen yıl yakından gördük- geleneksel hale gelir. Özellikle Büyükşehir Belediyesi, ilçe belediyeleri STK ve üniversiteler, yerel basınımız bunların hepsi bu işe omuz verirse bu festival Gaziantep’in ortak malı olur, halkın festivali olur ve giderek dünya genelinde isminden sıkça bahsedilen marka bir festival haline gelir. Gaziantep’in marka şehir olmasın da, Gaziantep’in dünya kültür başkenti olmasın da önemli bir işlev görür. İstiyoruz ki bu yürüyüş bir koşuya dönüşsün, bir maratona dönüşsün. Ama tekrar söylüyorum. Evet, bunu bir kaygı nedeniyle söylüyorum. Gaziantep’teki herkesin bu festivale sahip çıkması lazım.”
Yapılacak festivalin şehir ve bölgede yapılacak olan diğer gurme festivallerinin de tetikleyicisi ve öncüsü olabileceğini ifade eden yazar Ahmet Ümit, şunları söyledi: “Sadece bu festival değil, bakın iki ay sonra Zeugma Film Festivali’ni yapacağız. Zeugma Film Festivali, Altın Koza gibi, Altın Portakal gibi marka festivallerden biri olmaya aday. Şehrimizin tanıtımı için çok önemli ama hâla bu film festivalinden haberdar olmayan hemşehrilerimiz var. Diğer taraftan Kitap Festivali yaptık bu kitap festivalinin de gelenekselleştirilerek sürdürülmesi lazım. Ardından bir tiyatro festivalini gerçekleştirmek lazım. Gaziantep Valisi Sayın Erdal Ata’dan rica ediyorum, Büyükşehir Belediye Başkanımız Fatma Şahin’den rica ediyorum, Şahinbey Belediye Başkanımız Mehmet Tahmazoğlu’dan rica ediyorum, Şehitkâmil Belediye Başkanımız Rıdvan Fadıloğlu’dan rica ediyorum, bu şehrin önde gelen sanayi kuruluşları, sivil toplum kuruluşları ve mesleki teşekküllerden rica ediyorum. Üniversitelerimiz ve basınımızdan rica ediyorum, lütfen festivallerimize sahip çıkalım. Burada benim manevi tatmin dışında hiçbir çıkarım yok. Ama şunu ifade etmeliyim ki, benim zamanım çok değerli, konu Gaziantep olunca şehrime koşuyorum. Benim şu anda New York’ta bir konferansa katılmam gerekiyor. Uzun zamandır New York Üniversitesi beni davet ediyor. Ama ben bu tür davetleri bir tarafa bırakıp bu festivallerle Gaziantep’in gündeme gelmesi ve tanıtılmasını istiyorum. Bütün hemşehrilerimden ricam bu festivallerimize sahip çıkalım ve Gaziantep’in güzel yüzünü, kültürünü, yemeğini, tarihini, çalışkanlık ve hoş görüsünü ön plana çıkaralım. Politika ayrıştırır, kültür birleştirir. Gaziantep’i marka şehir ve dünya kültür başkentlerinden biri yapmanın tek yolu budur.”