Genç kadının ölümünden geriye aile dramı kaldı

Genç kadının ölümünden geriye aile dramı kaldı

Babasını 12 yıl önce kaybeden Aysun Tümok, emekli annesinin desteği ile üniversiteyi okudu. Tümok, mezun olduktan hemen sonra bir reklâm şirketinde çalışmaya başladı. Genç reklamcıyı ailesi ve arkadaşlarından koparan ölümlü kaza ise geçen 29 Aralık akşamı yaşandı. Tümok, hemen her hafta sonu olduğu gibi 29 Aralık Pazar gününü de, annesi ve ağabeyinin yanında geçirdi. Tüm gün ailesi ile vakit geçiren Tümok, saat 22.50 gibi evine gitmek üzere yola çıktı. Annesinin Kozyatağı'ndaki evinden, yaşadığı Arnavutköy'deki evine gitmek üzere taksiye binen Tümok yarım saat içinde Bebek'e ulaştı. 

BİRKAÇ ADIM KALA...

Tümok, evine yakın bir noktada taksiden indi. Sahil tarafına geçmeye çalışan Tümok'un, kaldırıma ulaşmasına birkaç adım kala kaza meydana geldi. Görgü tanığı Y. E.'ye göre hızı saate 100 kilometrenin üstünde olan Doruk A.'nın kullandığı otomobil, Tümok'un metrelerce havaya fırlamasına neden oldu. Tümok, otomobilin vurduğu noktanın 50 metre ilerisinde yere düştü.

6 YILA KADAR HAPSİ İSTENDİ

Ulus'taki bir hastaneye kaldırılan Tümok, tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Olay ile ilgili başlatılan soruşturmada ifadesi alınan Doruk A., tutuklama talebi ile sulh ceza hakimliğine sevk edildi. Hakimlik, Doruk A.'yı, adli kontrol şartı ile serbest bıraktı. Yürütülen soruşturma sonrası Doruk A. hakkında "Bilinçli taksirle bir kişinin ölümüne neden olma" suçundan 2 yıldan 6 yıla kadar hapsi istendi.

ÖNÜMDE BİR KARARTI GÖRDÜM

İddianameyi kabul eden İstanbul 41. Asliye Ceza Mahkemesi, Doruk A.'nın adli kontrol şartını kaldırdı. Davanın ilk duruşması ise dün yapıldı. Mahkemede ifadesi alınan Doruk A., hızının saate 45-50 kilometre olduğunu öne sürdü. Ölümüne neden olduğu Tümok'u görmediğini belirten A. ifadesinin devamında "Birdenbire, önümde karartı fark etmemle ses duydum. Karartıyı gördüğüm an çarptığımı fark ettim. Sesi duyduktan hemen frene bastım" dedi.

ETRAFINA BAKMADI

Duruşmada söz alan Doruk A.'nın avukatlarından Özgür Çelik, yaşamını yitiren Tümok'un, sağına soluna bakmadan karşıdan karşıya geçmeye çalıştığını iddia ederek "Adli Tıp'ta baktırdığımızda müteveffanın kanında alkol ve ağrı kesici ilaç kullanıldığı anlaşılıyor. Bu tür durumlarda dalgınlık, uyuma hissi gibi durumlar olabiliyor" diye konuştu.

HASTANEDE İLAÇ VERİLDİ

Aysun Tümok'un annesi Emel Ergenç adına davayı takip eden Av. Gül Esen Mirkelam ise, kaza sonrası hastaneye kaldırılan Tümok'a ilaç verildiğini, söz edilen düşük orandaki alkol ve ağrı kesici ilacın da bu nedenle tespit edildiğini kaydetti. Av. Mirkelam, yaşamını yitiren Tümok'un, ailesini ayakta tutan tek kişi olduğuna vurgu yaparak, olayın 'Olası kastla adam öldürme' suçu olarak ele alınması gerektiğine ve dosyanın ağır ceza mahkemesine gönderilmesi gerektiğine işaret etti.

ÖLDÜĞÜNE İNANAMIYORUM

Bir yıla yakın önce meydana gelen olayda, kızının öldüğünü halen inanamadığını söyleyen anne Emel Ergenç (65) ise, "Aysun yaşama sevincimizdi. Bizi hayata bağlan oydu. Resmen hayatımızı söndürdüler. Halen kızımın öldüğüne inanamıyorum. İş için şehir dışına veya yurtdışına gittiğini düşünüyorum. Her hafta sonu Cuma'dan yanımıza gelirdi. O gün de, saat 22.50'ye kadar yanımızdaydı. Günde 3-4 kez telefonla konuşur ve yazışırdık. Birbirimize çok düşkündük" diye konuştu.

KIZI ARIYOR DİYE TELEFONU AÇTI

Konuşma esnasında gözyaşlarını tutamayan anne Ergenç, olaydan haberdar oluş anına ilişkin ise şunları söyledi: "Kızım, evine vardığında mutlaka beni arar haber verirdi. O gün de saat 23.10 gibi telefonundan arandım. Ben telefonumu açar açmaz, 'güzel kızım evine vardın mı' dedim. Benim bu konuşmama, sesini tanımadığım bir erkek yanıt verdi. Bana 'kızınız trafik kazası geçirmiş. Durumu ağır' dedi. Halen aklım almıyor. Yarım saat içinde kızımı benden aldılar. Ben kızımı öpmeye kıyamazken, o araç ona çarptı. O anda canı ne çok yanmıştır diye düşünüyorum. Psikolojik destek alıyorum. Doktorun verdiği ilaçlarla ayakta duruyorum."

ÜÇ ARKADAŞI İÇİN DE SUÇ DUYURUSU

Öte yandan, Doruk A.'nın kullandığı araçta bulunan Y. E. D., D. K., ile B. Ö. hakkında ise, 'yalancı tanıklık' yaptıkları iddiası ile savcılığa suç duyurusunda bulunulduğu öğrenildi. Üç kişi, Tümok'un kulağında kulaklık olduğunu ve başında kaşkol bulunduğunu söylemişti.