Göçmenlerin zorlu yolculuğu

Göçmenlerin zorlu yolculuğu

Tampon bölgede kapıların açılmasını bekleyen göçmenler her gün 3 kilometrelik yolu yürüyerek telefonlarını sarj etmek ya da marketten ihtiyaçlarını gidermek için Karaağaç mahallesine yürüyor. Yürümek istemeyen göçmenler ise ya 5 lira karşılığında at arabasıyla ya da 10 lira karşılığında motosikletle mahalleye gidiyor. Göçmenlerin hikayelerini, adeta göç yoluna çevirdikleri sınır kapısı-Karaağaç mahallesi yolunda dinledik.

‘Siyasi baskıdan kaçtık’

İran’da Türkçe öğretmenliği yapan Peri Amiri, sınırın açılacağı umuduyla bekleyenlerden; “İran’da özel bir okulda Türkçe öğretmenliği yapıyordum. İranlı iş insanlarına ve Türklerin çocuklarına Türkçe öğretiyordum. Eşim de iç mimar. Siyasi sebeplerden dolayı Tebriz’den Türkiye’ye geldik. Balıkesir’de yaşıyorduk. Orada göçmen çocuklara gönüllü olarak resim öğretmenliği, hastanelerde tercümanlık yaptım. İstanbul’a tedavi için gelmiştik. Sınırın açıldığını duyunca buraya geldik. Hükümet bize çok baskı yapıyordu. Türkiye’de hayat güzeldi fakat Avrupa’nın çocuğum için daha iyi olacağını düşünüyoruz. Ama kaçak yolardan değil, kapı açılınca geçmek istiyorum. İçimden bir ses kapıların açılacağını söylüyor.”

‘Annem İsviçre’de’

Sınırda kapının açılmasını bekleyenlerden Omit Abdulmecidi(41) de İran’da makina mühendisiyken siyasi sebeplerden ötürü göçmen olduğunu anlattı; “Bir fabrikada müdürdüm. Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejat’la çalıştığım fabrikayı ziyareti sırasında tartıştım. Bana 13 yıl hapis cezası verdiler. Ben de kaçıp Türkiye’ye geldim. Şimdi de buradan köpeğim ‘Alvin’ ile Avrupa’ya gitmek istiyorum. Annem ve babam İsviçre’de yaşıyor. Her gün sabah tampon bölgeden çıkıp markete ve telefonlarımızın şarjını doldurmaya gidiyoruz.”

Ağaçlar da azaldı

Peri Amiri’nin eşi Hamit Yakuti “İran’a göre Türkiye’de yaşam iyi. Ama burada iş bulmak, ev kiralamak da zor. Kaçak çalıştığımız zaman bize 15 bin lira para cezası veriyorlar. Sigorta nedeniyle hastaneye gidemiyoruz. Kadın ve çocuklar için tampon bölgede durum çok kötü. Yunan askeri çok gaz atıyor. Çöpler birikmiş durumda. İçerisi çok kalabalık. Geldiğimizde bulunduğumuz yerde çok ağaç vardı fakat hava çok soğuk olduğu için bir çoğunu kesip yaktı bekleyenler” dedi.