IŞİD, erkeklere tecavüz edip kayıt altına alıyor!

IŞİD, erkeklere tecavüz edip kayıt altına alıyor!
"Nikah kaydı diye tecavüzleri sayıyorlar"

Belgeselde en dikkat çekici bölüm ise, çete üyelerinin kendilerini tanıtırken isimlerinin yanı sıra, üye kayıt numarası bir de ‘nikah’ numaralarını söylemeleri! Örneğin programda konuşan Cinêd Cemîl Silêman’ın üye kaydı 333, nikah kaydı 583. Ebbas Ebû El Emîr kod adlı Mihemed Sebah Hebeş örgüt üye numarasının 500, nikah numarasının ise 400 olduğunu belirtiyor. Bir başka itirafçı Ebdulkerîm Îbrahîm Bazo da nikah numarasının 5, örgüt üyeliğinin ise 19 numara söylüyor. IŞİD itirafçıları programda, “nikah” denilen şeyin aslında tecavüz olduğunu açıklıyor.

Anlatımlara göre, örgüte kabul edilmesi için her erkek üyeye tecavüz ediliyor. Katılmayı reddedenlere şantaj için bu tecavüz anı kameralarca kaydediliyor. Örneğin 1994 doğumlu Ferhan Salim Unûf Safên daha önce tanıdığı olan Silêman Kohnê, Ebû Qûteybe ve Cinêd Cemîl tarafından kaçırıldığını, daha sonra defalarca tecavüze uğradığını anlatıyor: “Bayılmıştım. Ayıldığım zaman bana şu an Cezaa’da IŞİD’in yanındasın dediler. Bana katılmamı söylediler. Bunun mümkün olamayacağını söyledim. Bana aklınızın alamayacağı kötü şeyler yaptılar. O kadar ki bana yapılanları Amerikalılar Ebe Garip’te yapmadılar. İsrailliler Filistinlilere yapmadı. Gerçekten anlatmaya utanıyorum. Mele Newaf, Hecî Mehmûd, Silêman Kohnê, Cinêd, Ebid ve adlarını bilmediğim 3-4 kişi daha vardı. Onların yüzleri kapalıydı. Yaklaşık on kere ‘nîkah’ kıydılar!” Ebdulkerîm Îbrahîm Bazo ise örgüte üye olmak için ‘nikah’ın şart olarak konulduğunu belirtiyor. Nikah töreninin bir “ayin” gibi yapıldığını söyleyen Bazo, “bana bunu yapanlar savaşman için moral ve güç kazandın diyorlardı” diye ekliyor.

Şantaj için tecavüzler kayda alınıyor

Bazo’nun bahsini ettiği Cinêd Cemîl Silêman ise, çete üyelerinin kendisinin IŞİD’e katılması için ellerindeki ‘nikah kaydı’ ile şantaj yaptıklarını söylüyor: “Silêman Kohnê beni Çem Çêlek köyüne götürdü. Burada Hecî Newaf Mele Mehmûd tarafından ‘nikahım’ gerçekleşti. Gözlerimi kapattılar ve beni başka bir odaya aldılar. Burada nikahımı kıydılar. Sonra Silêman beni eve bıraktı. Yaklaşık 15 gün sonra bize geldi ve örgüte tam katılım sağlamam gerektiğini söyledi. İstemiyordum. Ancak ellerinde görüntü vardı. Bana katılmazsam görüntüleri aileme göstereceklerini söyleyerek tehdit ettiler.”

Ebû Quteybe olarak bilinen Ehemd Hisên adlı itirafçı da insanın kanını donduracak açıklamalarda bulunuyor: “Ben Malikiyê’nin (Derik) Şerbaniyan aşiretindenim. Belli bir zaman önce Silêman Kohnê bana IŞİD’e katılmam için teklif yaptı. Ancak yeni evli olduğumu ve bu türden işlerde yer almak istemediğimi kendisine söyledim. Kornîş yolu üzerinde iki kişi tarafından kaçırıldım. Ellerimi bağladılar ve bir şeyler koklatarak beni bayılttılar. Gözlerimi açtığımda çok kötü bir kokunun geldiği bir odadaydım. Ne yaptısam beni odadan dışarı çıkarmadılar. Aklım başıma geldiğinde yüzleri kapalı 5 kişi karşımda duruyordu. IŞİD’e katılmam için bir daha teklif ettiler. Red ettim. Bu kez işkenceye başladılar. Kötü şeyler yaptılar bana. Üzerimde sigara söndürdüler. Guantenamo’da Iraklılara bu tür işkenceler yapılmamıştı. Sanırsın ellerinde bir kafir var. Gözlerimi kapattılar ve beni tümden çırılçıplak soydular. 15 kez ‘nikah’ gerçekleştirdiler. Daha sonra başımı yıkadılar. Kolonya sürdüler bana. Odadan dışarı çıkardılar. Nikahsız hiç kimsenin IŞİD’e katılamayacağını belirttiler. Daha sonra çok acayip ayetler okudular. Onlar ayetleri okudukça gözümün önüne başı kesilmiş insanlar geliyordu. Akademik Arapça konuşuyorlardı.”

"Kürtleri öldürün Dicle Nehri'ne atın"

Bir itirafçı kendi içlerindeki “eğitimlerde” Kürtlerin kafir olduklarının propagandasının yapıldığını belirterek, “Bize Kürtleri öldürün ve Dicle nehrine atın, diyorlardı. Onlar Müslüman değil kafirdirler, öldürülmeleri caizdir, diyorlardı” ifadelerini kullanıyor. Bu düşünceyle hareket eden ve bombalı saldırılara girişen çete üyelerinden bazıları Derik’te bombalı bir saldırı ardından YPG güçleri tarafından yakalandı. Çete üyelerinin tecavüz anlatımlarında adı geçen, çetenin önde gelenlerinden Silêman Mihemed Kohne’nin kendisi de belgeselde konuşuyor ve Derik’teki patlamayı detaylarıyla anlatıyor.

Sivilleri katletmek için Derik’i kana bulayan bu çete başının yeğeni de bu patlamada ölüyor. Saldırı aynı zamanda video ile kayıt altına alınıyor. ‘Soysuzlar Çetesi: IŞİD’ adlı belgeselin sonunda ise “IŞİD katiller ordusu olarak küresel ve bölgesel güçlerin desteğine rağmen Kürtler karşısında stratejik başarı sağlamış değil. Yaptığı vahşet, yarattığı korku seli Kürdistan’da direniş duvarlarına çarparak tuzla buz oluyor” denilerek IŞİD çetelerinin Rojava ve Güney Kürdistan’da aldıkları yenilgi ve hüsrandan kareler aktarılıyor.