KalDer’de deprem! Kapanıyor mu?

KalDer’de deprem! Kapanıyor mu?

Türkiye Kalite Derneği (KalDer) Türkiye’deki belli başlı sanayi grup temsilcilerinin bir araya gelmesiyle 1991 yılında kuruldu. Çağdaş kalite felsefesinin ülke genelinde etkinlik kazanması, yaygınlaştırılması ve kalite bilincinin yerleştirilmesini amacıyla kurulan dernek, geçen süre içerisinde önemli çalışmalara imza atarak Türkiye Mükemmellik Ödülü olarak adlandırılan Ulusal Kalite Ödülü sürecini hayata geçirdi. KalDer’in ulusal rekabet gücünü artırma amacıyla 1998 yılında başlattığı Ulusal Kalite Hareketi’ne 1999 yılında Milli Eğitim Bakanlığı’nın katılımıyla kalite bilinci kamu kuruluşlarına ve izleyen dönemde sivil toplum kuruluşlarına da sıçradı.

KALDER YOL AYRIMINDA

Ancak, KalDer’de bugünlerde büyük bir kriz yaşanıyor. Genel Merkez, derneğin 18 Ocak’ta yapılacak olağanüstü genel kurulunda Ankara, İzmir, Bursa ve Eskişehir şubelerini kapatmaya hazırlanıyor. Üyelere gönderilen olağanüstü genel kurul çağrısının gündeminde, Ankara, İzmir, Bursa ve Eskişehir şubelerinin kapatılması, bunların yerine bölge temsilciliklerinin açılması, şubelerdeki personelin temsilciliklere devredilmesi, şube yönetim kurulu içindeki üyelerin arzuları doğrultusunda yeni yapılanmada kurulacak istişare konseyi üyeliğine devam etmesi maddeleri yer aldı.

Karara tepki gösteren şube başkanlarının, yayınladıkları deklarasyon metnine ekonomigazetesi.com ulaştı. Şube başkanları deklarasyonla üyeleri olağanüstü genel kurula katılarak Türkiye’ye hizmet eden, herkesin KalDer’ini yaratma çağrısında bulundu.

Merkez Yönetim Kurulu Üyesi ve Ankara Şube Başkanı Nazmi Karyağdı, Bursa Şube Başkanı Erdal Elbay, Eskişehir Şube Başkanı Bülent Özdoğan ve Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Burak Erdinç imzasıyla yayınlanan deklarasyonda şu ifadelere yer verildi:

KALDER ŞUBE BAŞKANLARINCA HAZIRLANAN ORTAK BİLDİRGENİN TAM METNİ

Şube Yönetim Kurulu Başkanları olarak 6 aydır gündeme getirdiğimiz demokratik olmayan, üyelerine hesap vermeyen, finansal ve yönetsel açısından kötü yönetişim örneği sergileyen Genel Merkez Yönetim Kurulu, bu tutumuyla KalDer’i bir yol ayrımına getirmiştir. Tüm toplumu ve iş dünyasını kucaklayan, hesap veren, şeffaf, katılımcı, güven veren KalDer artık Türkiye için daha da elzemdir.

Merkez Şube yapılanmasında 28 yıldır hiçbir hukuki sorun yokken, gerçekçi olmayan değerlendirmelerle şubeler kapatılmakta, kasa, banka mevcudu, demirbaş, bina vb. el konulmak istenmekte ve yerelde çalışan personel Genel Merkez’e aktarılmak istenmektedir.

KalDer’i bir zümrenin STK’sı haline dönüştürmek isteyenler, 6 ay önce davranışlarıyla kendilerini ele vermişlerdi. Şimdi ise YK üyelerinden ve diğer üyelerden gizli tuttukları şube kapatma amaçlarını artık Olağanüstü Genel Kurul gündemine sokmakta hiçbir sakınca görmemişlerdir. Bu özgüvenin temelinde talimatla bazı firmaların Türkiye genelinde faaliyette olan lastik satış bayilerini ve beyaz eşya/elektronik eşya satış bayilerini Genel Kurul’da sayısal olarak çoğunluk elde etmek üzere üye yapmanın bir etkisi olmasın?

Sadece bir ya da iki çalışan ile satış yapıp, hizmet üreten ve her şeyden habersiz olarak şubelere başvuran bayilerin “Genel Kurul’da oy kullanmak için üye oluyoruz” ya da “Bayiler toplantısında üye olmamız söylendi” diye Anadolu samimiyeti ve dürüstlüğü ile açıklamada bulunmaları nasıl açıklanabilir?

Ya da alınan Merkez YK kararı ile 2018’in son günlerinde talimatla üye yapılanların 2018 giriş aidatını ve 2018 kış dönem (3 aylık) aidatlarını 2018’de ödetmeyip böylece küçük esnaf üye adaylarının mali yönden rahatlatılmasını sağlamak ne anlama gelmektedir?

Genel Merkez’in şubeler üzerinde sorumluluğu olduğu ancak yetkisi olmadığı iddiasıyla” kapatmak istediği şubelerin hiç borcunun bulunmaması, her yıl gelir artanı yaratması ve güçlü bir finansal yapıya sahip olmaları Genel Merkez için ne gibi risk taşıdığı veya ne gibi bir yetki gerektirdiği ne şekilde anlaşılmalıdır?

Sürekli 700 bin Lira ila 1,5 Milyon Lira arasında borçla yılı kapatan, sürekli zarar eden, sermaye yetersizliği nedeniyle teknik iflas durumunda olan Genel Merkez’in başarılı şubeleri yok etme arzusu ne ile izah edilebilir?

Kendi sorumluluğunu yerine getirme konusunda başarısız olup da buna rağmen yetkiyi tek elde toplamak isteyenlere bu yetkiyi vermek basiretli bir davranış olacak mıdır?

Hukuka, etiğe, iş ahlakına, sivil toplum örgütü ruhuna aykırı her türlü yöntemlere başvurarak, şubeleri kapatıp her şeyi tek elde toplayıp, aile şirketi yönetme anlayışıyla hareket edip, çağdaş yönetişim ilkelerini yerle bir eden, insan onuruna saygı kavramını yok sayan ve sadece algı yönetimi araçları ile dernek yönetmek işin doğasına ne kadar uygundur?

KalDer’in sağlıklı geleceği açısından; son 6 ayda Genel Merkez YK’nın gerçekleştirdiği, hepsi kanıtlı ve belgeye dayalı olan kötü yönetişim uygulamalarını duyarlı üyelerimizle paylaşmanın bir sorumluluk olduğuna inanıyoruz.

KAPALİ DEVRE VE GİZLİ YÖNETİŞİM ANLAYIŞI

YK’da herhangi bir karar alınmamışken, YK Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı ve Tuğrul Fadıllıoğlu tarafından büyük holdingler ziyaret edilerek olağanüstü genel kurul yapılacağı ve şubelerin kapatılacağı bu nedenle de desteklerinin istendiği bildirilmiştir.

YK’da karar alınmadan Danışma Kurulu’nda 1 milyon 250 bin Lira destek talep edilmiştir.

Tüzük gereği YK’da karar almadan çalışanları işten çıkarmak mümkün değilken, başkan ve başkan yardımcısı hiçbir somut gerekçeye dayanmadan 4 KalDer merkez çalışanını işten çıkarmıştır. Etik Kurul da raporunda bu durumu tespit etmiş ve Denetim Kurulu’nun inceleme yapması gerektiğini belirtmiştir.

Hukuken yetkisi olmadığı halde eski imza sirkülerine göre yetkili olan, ancak mevcut durumda yedek YK üyesi pozisyonunda olan kişiye banka talimatları hukuka aykırı olarak imzalattırılmıştır. Etik Kurul da raporunda bu durumu tespit etmiş ve Denetim Kurulu’nun inceleme yapması gerektiğini belirtmiştir.

Harcamaların yapılmasına ve gelirlerin elde edilmesine dayanak teşkil eden KalDer’in 3. kişilerle düzenlediği sözleşmelerin Sayman Üyeye (Ankara YK Başkanı) ibraz edilmemesi nedeniyle, yeterli düzeyde inceleme yapılamadığı gerekçesiyle Sayman Üye görevinden istifa etmiştir.

Geçmişten bugüne Türkiye’nin en büyük şirketlerinin 30-40 bin Lira ile sponsor olduğu KalDer’e, 100 bin ABD Doları sponsorluk ya da bağış alınabilmesi için YK’da KalDer tarihinde olmayan yeni sponsorluk türü icat edilmiştir.

Genel Sekreter olarak işe alınan kişi tüzükte olmayan bir unvana (Genel Koordinatör) kavuşturularak Genel Sekreterin aldığı ücretin %100 fazlası ücret ödenebilmiştir.

Bütçede öngörülmeyen ve yeterli nedenlerle gerekçelendirilemeyen 4 personelin işten çıkarılması 321 bin Lira ek yüke neden olmuştur.

İşten çıkarılan personelin yerine yeni personel alımı için iş ilanlarına çıkılmamış tamamen eş-dost yaklaşımı ile işe alımlar yapılmıştır. Genç, dinamik sahada koşturacak, KalDer’i geleceğe taşıyacak elemanlarla takviye yerine emekli 4 kişi istihdam edilmiştir.

Yeni alınan personel herhangi bir rasyonel tabana dayanmaksızın eski personellerden daha yüksek ücretlerle işe alınmış bu da personel giderlerinin bütçede öngörülenin üzerinde artmasına neden olmuştur.

Üyelerden toplanan aidatlar, üyelerin bir kısmının nasıl yok edilebileceğini ortaya koyacak hukuki mütalaa almak için, üyelerin aleyhine harcanabilmiştir.

Üyelerin demokratik görüş bildirme imkanını yok etme çabaları

Görüşlerini, önerilerini demokratik yöntemlerle paylaşan Şube Başkanları, Genel Merkez YK tarafından, KalDer’den ihraç edilmeleri talebiyle Etik Kurul’a sevk edilmişlerdir.

Etik Kurul verdiği raporda; Başkanların, tüm üyeler gibi demokratik olarak görüşlerini aktarma hakkına sahip olduğu ifade edilerek başvuruyu reddetmiştir.

Görüş ve önerilerini diğer YK üyeleriyle yazılı olarak paylaştığı gerekçesiyle Genel Merkez YK Üyesi ve aynı zamanda Ankara Şubesi YK Başkanı’nın, Genel Merkez YK Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı tarafından istifası istenmiş, istifa etmediği için de üyelik-ten ihraç edilmesi talebiyle Etik Kurul’a sevk edilmiştir. Etik Kurul Raporunda, Etik Kurul’un, üyeleri istifa ettirmenin bir aracı olmadığı belirtilmiştir.

Görüş ve önerilerini e-posta ile Yönetim Kurulu’na açıklayan KalDer Mükemmellik Modeli Değerlendiricilerinin bir kısmı da üyelikten ihraç edilmeleri isteğiyle Etik Kurul’a sevk edilmiş, Etik Kurul bu talebi de reddetmiştir.

Yönetim Kurulunca Olağanüstü Genel Kurul tarihleri, şube üyelerinin katılımının düşük düzeyde olmasına neden olacak şekilde mesai günlerine denk getirilmiştir.

İnternet sitelerinde ve bir kitapta, para karşılığı ödül verildiği iması

KalDer ilk kez bu yönetim zamanında, internette ve bir kitapta yapılan yayında para karşılığı ödül verdiği, bunun için de yüksek meblağlar aldığı iddiasıyla karşı karşıya kalmıştır.

Kaliteli yaşamın temel kurallarından olan nezaketin ve medeniyetin ortadan kaldırılması

Son altı ayda Genel Merkez ve Şubeler arasında sorunlar yaşanmışken, hayata geçirilmesinde hiçbir katkısı olmamasına rağmen KalDer Merkez YK Başkanı ve tüm üyeleri, KalDer Bursa şubesi tarafından inşa edilen KalDer Evi’nin açılışına davet edilmiş ve açılış bizzat YK Başkanı Buket Eminoğlu Pilavcı tarafından yapılmıştır.

Ancak 24 Aralık 2018’de Genel Merkez’ce yapılan “Kalite Maratonu” isimli etkinliğe şube Genel Sekreteri davet edilip Şube YK Başkanı ve diğer YK Üyeleri davet edilmemiştir. Bursa YK Başkanının kendisine davetiye gelmediği şeklindeki bildirimine cevaben Başkan Eminoğlu Pilavcı; yapıcı yaklaşımlar gösterilmediği, hatta engelleyici tutumlar sergilendiği için toplantıya davet edilmelerinin uygun bulunmadığı şeklinde açıklama yapılabilmiştir.

Nezaket ve medeni yaklaşım bir yana, seçilmiş bir başkanın ve üyelerinin davet edilmemesi yönündeki tavır, sivil toplum örgütüne ve onun temel bileşenlerine bakış açısının bariz bir örnek teşkil etmiştir.

Nitekim Ankara ve Eskişehir YK Başkanları ve üyelerine etkinlik için davetiye gönderilmemiştir.

Sonuç olarak;

KalDer bir dönüm noktasındadır.

Sorun, yerelde başarılı faaliyetler sergileyen ve üyelerine katma değerli hizmetler sunan şubelerin kapatılmasının ötesindedir.

Ya KalDer’e sahip çıkacağız ve KalDer’i Türkiye’nin KalDer’i yapacağız ya da….

Ankara, İzmir, Bursa ve Eskişehir Yönetim Kurulu Başkanları olarak ilk kez 16 Ağustos 2018’de ortaya koyduğumuz Genel Merkezin yanlış yönetişim anlayışının yerine;

Hukukun üstünlüğünü,

Demokratik katılımı,

İnsan onuruna saygıyı,

Şeffaflığı,

Hesap verebilirliği,

Katılımcılığı,

Güveni,

Doğruluğu ve dürüstlüğü tesis ederek,

Hiçbir gizli ajandaya sahip olmadan Türkiye’ye hizmet ederek herkesin KalDer’ini yaratmak amacındayız.

Değerli Üyelerimiz,

KalDer’in adına yakışır bir şekilde Türkiye’nin Kalite Derneği olması için artık söz sizdedir.

Anadolu insanının ve Anadolu kurumlarının en temel özelliği, onun sağ-duyusu ve basiretli bakış açısıdır. Tüm algı operasyonlarına rağmen sağduyu bu topraklarda her zaman galip gelmiştir.

Eminiz ki yine galip gelecektir. Olağanüstü Genel Kurul’a katılarak, önünüze konulanı değil, özgür iradenizi seçeceğinize inanıyoruz.

KAYNAK: ekonomigazetesi.com