"kan Acil Değil, Sürekli İhtiyaç"

"kan Acil Değil, Sürekli İhtiyaç"

Türk Kızılay Doğu Karadeniz Kan Merkezi Bölge Müdürü Dr. Dila Baran, toplumda kan bağışının eskiye oranla arttığına dikkat çekerek hayat kurtarmak isteyen kişilerin bağışlayacağı kanın ayrıştırılarak üç ürün elde edileceğini ve böylelikle bağışlanan kanın üç kişinin hayatını kurtaracağını söyledi.
Bölgede kan bağışının eskiye oranla yüzde 35 artığını dile getiren Dr. Baran, ” Bölgemize bağlı Trabzon , Giresun, Gümüşhane, Rize ve Artvin olmak üzere 5 il bulunuyor. Bölgemizde kan bağışı oranımız geçtiğimiz yıla nazaran yüzde 35 seviyesinde arttı. Bu bizim için çok sevindirici ancak yeterli değil. Çünkü her gün yeni yeni tanımlanan hastalık grupları var. Dolayısıyla kan ihtiyacı sürekli olarak arttığı için bizim her zaman söylediğimiz gibi kan acil değil sürekli ihtiyaç. Bu nedenle vatandaşlarımız ekiplerimizi gördükleri her yerde lütfen gelip ziyaret etsinler, bağışlarını düzenli hale getirsinler. 2014 yılında olmamıza rağmen kanın halen tek kaynağı insan. Dolayısıyla kan yapay olarak üretilmeyen bir ürün. Hayat kurtarmak isteyenler bize başvuracak bizde onların kanlarını alarak ayrıştıracağız ve üç ayrı ürün elde edeceğiz, bu vesile ile de üç kişinin hayatını kurtulacak” dedi.
Bölge ihtiyacının yüzde 95’ini karşıladıklarını ve bölgede 40 hastaneye hizmet verdiklerin anlatan Dr. Baran, “Bölge olarak kan ihtiyacının yüzde 95’ini karşılayabiliyoruz. Bölgede 40 hastaneye hizmet veriyoruz, bu da ortalama 6 bin 500 yatak kapasitesi ediyor. Bunun yüzde 95’ini karşılıyor olmak bizim için gurur verici ancak bu yeterli değil bunun yüzde yüzünü karşılamaya gönüllüyüz, istekliyiz ve halkımızın desteğini inşallah alarak başarırız diye düşünüyoruz" diye konuştu.
KAN SİMSARLARI ESKİDE KALDI
Günümüzde kan simsarlarının artık kalmadığını, Sağlık Bakanlığı’nın kan temini görevini Türk Kızılayı’na verdiğini hatırlatan Dr. Baran, “Kan simsarları artık çok eski tarihlerde kaldı, bu çok sevindirici. Güvenli kan temini projesi sayesinde Sağlık Bakanlığımızın bize verdiği yetki ile artık Türk Kızılayı tek tedarikçi pozisyonunda. Bazı büyük illerde halen daha Tıp Fakülteleri kan bağışını kabul ediyor o da ihtiyacını. Artık insanların sokak sokak dolaşıp yada anons ettirerek kan bağışında bulunmaları gibi durum zaten yok. Dolayısıyla artık bu simsarlar piyasada yoklar, biz bundan çok mutluyuz" şeklinde konuştu.
Trabzon olarak eski yıllarda dışarıdan kan takviyesi aldıklarını bugün ise diğer illere destek olduklarını ifade eden Dr. Baran, “İnsanların hastası varken ellerinde kan kağıdı ile dolaşıyor olması kadar travmatik üzüntü verici bir şey olamaz. Düşünün hastanız var ameliyata girecek yada acil bir ihtiyaç oldu sizin hiç haberiniz olmadan hastane bizden istek yapıyor, sistem üzerinden biz kendileriyle görüşüyoruz ve ihtiyaç kadar talep ettiği kadar kendilerine kanı temin etmeye çalışıyoruz. Türk Kızılayı olarak bizim şöyle bir avantajımız var, diyelim kendi elimizde yok biz 16 ayrı bölge kan merkeziyiz, hepimiz birbirimizle irtibat halindeyiz, birbirimizin deposunu görüyoruz. Bizim elimizde olmasa dahi diğer bölgelerden uçakla kan temin edip getirtirip hastaları mağdur etmeyecek şekilde ihtiyacı gideriyoruz. Eski yıllarda Trabzon olarak dışarıdan çok fazla takviye alıyorduk, her gün buraya bir yerlerden bir şekilde ihtiyacı karşılayamadığımız için kan ürünü geliyordu. Artık çok şükür yüzde 95 oranında bu ihtiyacı karşılıyoruz, hatta zaman zaman diğer illere de destek oluyoruz. Bu bölgemiz adına çok sevindirici. Çok daha iye olacağına eminim” ifadelerini kullandı.
KAN VERME YÜZDESİNİ YÜZDE 5-6’LARA ÇEKECEĞİZ
Nüfusa oranla kan verme yüzdesini 5-6’lara çekmek için gayret sarf ettiklerini belirten Dr. Baran, açıklamasını şöyle sürdürdü:
"Bizim hedef kitlemiz 18-65 yaş arası olduğu için Trabzon’da nüfusa oranla kan verme oranı yüzde 3.53 oranında. Bölgeye bakacak olursak bu oran 3.21 civarında. Bizim hedefimiz bunu yüzde 5’lere 6’lara çekmek. Çünkü Avrupa’da bu şekilde. Orada da kan yapay olarak üretilemediği için insanlardan bağış yapılıyor. Bağışçı bize baş vurduğu zaman biz kendisine form dolduruyor , formdan sonra bulaşıcı hastalık testlerini çalışıyoruz. Sadece beyanları bizim için yeterli değil çünkü yanlış hatırlayabilirler. Biz bunları tekrar değerlendiriyoruz. Bu kan ürünlerimizde test sonuçları çıkana kadar karantinada kalıyor. Ne zaman testlerimiz olumlu diyoruz o zaman kan ürünleri etiketleniyor ve hastaneye bu şekilde iletiliyor. 18-65 yaş aralığında kanser, beyin, kalp rahatsızlığı gibi hastalığı olmayanlar, hepatit dediğimiz kan yoluyla bulaşan sarılık türünü daha önce geçirmemiş yada bunun taşıyıcısı olmayan insanlarımız kan bağışı yapabilir. Herkesin kan grubu bizim için çok değerli hepsine ihtiyaç olabiliyor. Yeri geliyor Ramazan’da bile A RH pozitifi arar oluyoruz.”