Kapıcı Ali Kaya'nın 'çalıntı oto' zaferi

Kapıcı Ali Kaya'nın 'çalıntı oto' zaferi
Kemal Sunal’ın ünlü “Kapıcılar Kralı” filminde ‘Seyit’ rolündeki inatçı karakterin bir benzeri 6 yıl süren bir ‘çalıntı otomobil’ davasında yaşandı. Ali Kaya, 25 yıldan bu yana Avcılar Deniz Köşkler Mahallesinde kapıcılık yapıyor. Bir miktar para biriktiren Kaya, 2007 yılında bir otomobil almaya karar verdi. 1 Ekim 2007 tarihli noter satış sözleşmesi ile F.K.’den 9 bin 900 TL’ye 1998 model bir otomobil satın aldı. Kaya, Büyükçekmece Büro Amirliğine başvurarak otomobilin devrini üzerine aldı. Kaya, ihtiyaç olduğunda bir yerlere otomobili ile gidip gelmeye başladı.

‘HIRSIZLIKLA YARGILANDI

Ancak, 24 Temmuz 2008 günü Kaya otomobili ile seyir halindeyken trafik ekiplerince durduruldu. Polisler, yaptıkları kısa bir incelemeden sonra Kaya’yı şoke eden haberi verdi:

Otomobili çalıntıydı. Çalıntı otomobillerde sıklıkla kullanan ve "change" adı verilen yöntem, Kaya’nın otomobili için de uygulanmıştı. Kaya’nın otomobilindeki motor şase numarasının da hırsızlar tarafından değiştirildiği belirlendi. Bir başka ifade ile Kaya’ya devri yapılan otomobilin esasında daha önce çalınan bir araç olduğu; hurdaya çıkan bir aracın motor şase numarasının bu otomobile monte edildiği anlaşıldı. Otomobiline el konulan Kaya, 6 saat kadar polis merkezinde tutulduktan sonra evine İETT otobüsü ile döndü. Olay ile ilgili başlatılan soruşturma nedeni ile hakkında ceza davası da açılan Kaya bu davadan beraat etti.

RESMİ KAYITLARA GÜVENDİK

Kaya, çevresinde yaptığı kısa bir araştırmadan sonra otomobile ödediği parayı geri almak için dava açmaya karar verdi. Av. İmam Bazan aracılığı ile İstanbul Valiliği’ne karşı İstanbul 7. İdare Mahkemesi’nde dava açan Kaya’nın dava başvuru dilekçesinde özetle ‘Müvekkil o güne kadarki birikimi ile bir otomobil aldı. Aracın devri trafik tescil kayıtlarına göre yapıldı. Burada idarenin hizmet kusuru var’ denildi. Dava başvuru dilekçesinde Kaya’nın ödediği 9.900 TL’nin faizi ile ödenmesi talep edildi.

VALİLİK: KUSUR YOK

İstanbul Valiliği ise dosyaya sunduğu savunmasında özetle ‘Tescil esnasında trafik personeline motor ve şasi numarasını kontrol etmek gibi bir yükümlülük getirilmedi. İdarenin bir kusuru yok’ denildi.

KARAR: SUÇ HIRSIZIN

İdare Mahkemesi nisan 2010’da kararını verdi. Davanın reddine karar veren mahkeme kararında hırsızlara göndermede bulunularak ‘Olay üçüncü kişilerin eyleminden kaynaklı’ ifadelerine yer verildi. Dosya masrafları da Kaya’nın üzerine bırakıldı. Dosya temyiz edildi. Temyiz incelemesine Danıştay Onbeşinci Daire baktı. Daire, İdare Mahkemesi’nin verdiği kararı onadı.

PARASI FAİZİ İLE ÖDENSİN

Kaya’nın önünde tek bir yol kaldı. O da karar düzelteme başvurusu… Avukatı Bazan ‘Hatalı hukuki değerlendirme yapıldı. Karar düzeltilsin. Gerekirse AİHM’ye gideriz’ diyerek aynı Daire’ye bir kez daha başvurdu. Dosyaya bakan heyetteki değişiklik kararı da değiştirdi. Daha önce İdare Mahkemesi’ne onama kararı veren Daire bu kez kararın bozulmasına karar verdi. Böylece, kapıcı Ali Kaya, 6 yıl kadar süren dava sonrasında İstanbul Valiliği’ni ödeme yapmaya mahkûm etti.

HEYET DEĞİŞİNCE KARAR DA DEĞİŞTİ

Avukat İmam Bazan, çalıntı araç sorununun yaygın olduğuna ve aldıkları kararın emsal nitelik taşıdığına işaret ederek “Danıştay, bizim dava dilekçemizde de belirttiğimiz gibi çalıntı aracı başka bir plaka ile başkasının adına tescil edilmesinin idarenin hizmet kusuru olarak gördü. Ve bu kararda idarenin hizmet kusurundan kaynaklanan zararın tazmini yönünde verdiği bozma kararı oldukça önemli. Çünkü aracın tescil kayıtlarının idare tarafından tutulmasının amacı tapuda olduğu gibi tasarruf güvenliğinin sağlanmasıdır. Bu kadar temel ve esaslı bir ilke olan idarenin hizmet kusurundan doğan zararı karşılaması gerektiği yükümlülüğünün karar düzeltme aşamasında gelmesi de ancak bu aşamada Danıştay Onbeşinci Dairesini değişen dört üyesinin sayesinde oldu” dedi.

EMSAL TEŞKİL EDER

Av. İpek Güvenç ise karara ilişkin yaptığı değerlendirmede “Hukuka olan güvenin oldukça zedelendiği bir süreçte bu karar oldukça önemli. İdarenin keyfi veya hatalı uygulamaları karşısında vatandaşların ciddi mağduriyetler yaşıyor. Ancak, mağdur olan taraflar hukuk mücadelesini son aşamasına kadar takip etmeliler. Bu karar, idare aleyhine açılan bir çok davaya emsal teşkil eder” şeklinde konuştu.