Kılıçdaroğlu, Bingöl Emniyet Müdürü Ürker’i Ziyaret Etti

Kılıçdaroğlu, Bingöl Emniyet Müdürü Ürker’i Ziyaret Etti

ANKARA (İHA) – CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bingöl’deki hain saldırıda yaralanan Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker’i hastanede ziyaret etti.
Bingöl’deki saldırıda yaralanan ve Ankara’ya getirilen Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker’i hastanede ziyaret eden Kılıçdaroğlu, son olaylarda yaralananlara geçmiş olsun, hayatını kaybedenlere de rahmet dileklerini sundu. Ziyaretin ardından yaptığı açıklamada Kılıçdaroğlu, “Emniyet Müdürü arkadaşımız şuanda solunum cihazına bağlı ama durumu iyi. Ailesi de kendisini yakından izliyor. İnşallah biran önce sağlığına kavuşur en büyük arzumuzda bu zaten. Diğer yaralanan tüm kamu görevlilerine acil şifalar diliyoruz. Ölümler var. Bütün ölümler içinde Allah rahmet eylesin diyoruz. Üzücü bir tablo. İnşallah bir daha olmaz. En büyük arzumuzda bu” dedi.
Bir gazetecinin ‘saldırıyı nasıl değerlendiriyorsunuz?’ sorusuna Kılıçdaroğlu, “Bir gece yarısı terör örgütü PKK unsurları il emniyet müdürü ve beraberindekilere sokak ortasında saldırıyorlar. Terörün bir insanlık suçu olduğunu, teröre prim verilmemesi gerektiğini yediden yetmişe hepimizin bilmesi gerekiyor. Şimdi bir kamu görevlisi düşünün esnafı ziyaret ediyor gecenin ilerleyen saatlerinde ve siz bunu öldürmeye kalkıyorsunuz. Bunun akılla, mantıkla bağdaşır bir yönü yoktur. Kuşkusuz terörün kendine göre bir hedefi vardır. Toplumda yılgınlık yaratmak isteyebilir, utanç yaratmak isteyebilir. Ama iyi çalışan bir devlet aygıtı buna izin vermez. Teröristleri bulur, cezasını verir. Bizim şuanda beklediğimiz bu. Bu yapılmadığı takdirde ülkeyi yönetenler teröre prim vermiş olurlar. En büyük şuanda karşılaştığımız risklerden birisinin de bu olduğunu unutmamamız gerekiyor” cevabını verdi.
“BİZİM VATANDAŞLARIMIZIN GÜNAHI NE ONLARDA GERÇEĞİ ÖĞRENSİNLER”
Başbakan’ın kendisiyle ilgili eleştirilerinin hatırlatılması üzerine Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Önce şunu sormam gerekiyor. Yani Davutoğlu gerçekten Başbakan mı? Bunu çok samimi olarak soruyorum. Sayın Cumhurbaşkanı bugün konuşmalar yaptı. Şimdi kim Başbakan? Davutoğlu’nun önce kişiliğini kanıtlaması lazım. Benim Kılıçdaroğlu’nun aklına ve şeyine ihtiyacım yok demiş. Önce şunu söyleyeyim, akıl akıldan üstündür diye bir kavram vardır. Ortak akıl denen bir kavram vardır. Düşünen herkesin düşüncesine, aklına insan olan herkesin ihtiyacı vardır. İstişare dediğimiz bir kavram vardır. Oturulur belli konular tartışılır. Bizim düşüncemiz budur beğenirler veya beğenmezler. Aklımıza ihtiyacının olmadığını ifade etti. Ama ben şundan eminim Cumhuriyet Halk Partisi’nin görüşlerine CHP’li olmayanların bile saygısı vardır. En azından şöyle bir düşünceleri vardır. Bu konuda Cumhuriyet Halk Partisi acaba ne düşünüyor diye. Biz düşüncelerimizi rahatlıkla ifade ettik. Kaldı ki, Sayın Davutoğlu bir gün öncede acaba bu konuda Kılıçdaroğlu ne düşünüyor diye bana soru sormuştu. Hem bana soru soracaksın, benim ne düşündüğümü öğrenmek isteyeceksin sonrada diyeceksin ki senin aklına ihtiyacım yok. O zaman bana o soruyu niye soruyorsun? Sen Başbakan mısın, değil misin? Önce bunu bir kanıtla bakalım. Sonra ne demek aklına ve şeyine ihtiyacım yok. Hadi aklı anladık da bu şey kısmına biraz açıklık getirmesi lazım. Bir bakalım neyi kastediyor acaba burada. IŞİD’le ilgili olarak defalarca söyledim AKP hükümeti IŞİD terör örgütüyle mücadele etmiyor, etmek istemiyor. Mücadelenin yöntemi vardır, yolları vardır. Bakınız Türkiye’de IŞİD’ın büroları var mı? Var. Tedavi merkezleri var mı? Var. IŞİD’a eleman devşiren merkezler var mı? Var. Yurtdışından gelip Türkiye üzerinden geçen terör unsurları var mı? Var. Bütün bunlardan hükümetin bilgisi var mı? Elbette var. Petrol ticareti var mı? Var. Bütün bunlara kim göz yumuyor? AKP göz yumuyor. Diyor ki, IŞİD’e silah gönderdiğimizi kimse ispat edemez. Adana’da görülen davalara niye yayın yasağı getiriliyor? Bütün dünyanın bildiği gerçeği bizim vatandaşımız öğrenmesin diye. Bizimde görevimiz bizim vatandaşımız öğrensin. Adana’da mahkemede görülen davalara yayın yasağını niye getiriyorsunuz? Terör örgütlerine silah gönderiyorlar TIR’larca o silah gönderdikleri silahları Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları öğrenmesin diye. Bizde diyoruz ki hayır mademki bu işi Amerikalılar biliyor, Almanlar biliyor, Fransızlar biliyor, İranlılar biliyor, Suriyeliler biliyor, Irak biliyor. Bütün komşularımız biliyor. Bizim vatandaşlarımızın günahı ne onlarda gerçeği öğrensinler. Benim onlarla anlaşamadığım nokta benim doğruları söylemem onlarında halkı kandırmaları. Anlaşamadığımız nokta bu.”
“BEN BİZİM İNSANIMIZIN ÇIKARLARINI SAVUNUYORUM”
Kılıçdaroğlu konuşmasına şöyle devam etti:
“Akıl konusunda bir şey daha söyleyeyim. Bizim aklımıza ihtiyaç duymuyorlar, önerilerimize ihtiyaç duymadılar. Bunu söylediler. Ben şu soruyu Davutoğlu’na sormak isterim. Hangi gerekçe ile siz Öcalan’ın aklına ihtiyaç duyuyorsunuz? Hangi gerekçeyle? Bunu da çıksın bir açıklasın bakalım. Ben bu ülkenin çıkarlarını savunuyorum, ben bizim insanımızın çıkarlarını savunuyorum. Ben Türkiye dünyada rezil olmasın istiyorum, ben ülkede şiddet olmasın istiyorum. Düşünün kendi bakanı var ne söylüyor? Efendim diyor iki grup arasındaki çatışmalardan ötürü insanlar hayatını kaybetti. Sen kukla mısın, sen devleti yönetmiyor musun? Sen ne iş yapıyorsun? Üstelik İçişleri Bakanısın. Şikayet ediyorsun. Çözüm mevkiinde olan bir insan şikayet eder mi? Vatandaşlar birbirini öldürmüş benim bir günahım yok. Ben Başbakanım ben İçişleri Bakanıyım ve koltuğumda oturuyorum. Bu insanın aklıyla alay etmek demektir. Sonra bakın, devletin akılla yönetileceğini söyledim. Öfkeyle devlet yönetilmez. Benim aklıma ihtiyaç duymuyorsanız bari birilerinin aklına ihtiyaç duyun. Öfkenin ne kadar zararlı olduğunu oturun okuyun, tarihte okuyun. Türk büyükleri var, onların eserleri var oralardan okuyun. Yunus’tan okuyun, Mevlana’dan okuyun. Göreceksiniz orada öfkenin ne kadar zararlı olduğu anlatılır.”