Kktc Cumhurbaşkanı Eroğlu: “halkı, 46 Yıl Daha Masada Tutmaya Hakkımız Yok”

Kktc Cumhurbaşkanı Eroğlu: “halkı, 46 Yıl Daha Masada Tutmaya Hakkımız Yok”

KKTC Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, “Müzakerelerin başından bugüne büyük sabır gösterdik. Takdir edersiniz ki, halkı bir 46 yıl daha anlaşma olacak diye masada tutmaya hakkımız yok” dedi.
Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu, KKTC’nin kuruluşunun 31.yıl dönümü nedeniyle düzenlenen kutlamalarda basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Kıbrıs Türkü’nün bugünlere kolay gelmediğini kaydeden Eroğlu, 1960 yılında Rumlarla ortak olarak kurdukları cumhuriyetten dışlandıklarını belirterek, “1974 yılına kadar yokluklar içinde Türkiye’den gelen yardımlarla hayatta kalmaya çalıştık. Kıbrıs Türkü’nün 1963-1974 döneminde can güvenliğinden ve seyahat özgürlüğünden yoksun kalarak tamamen kapalı bir toplumda yaşamaya mahkum edildi. Stratejik bir malzeme olduğu gerekçesiyle 1 çivinin dahi bulunduğumuz bölgeye sokulması yasaktı” dedi. 1974 yılında EOKA ve Yunanistan’ın, eski Kıbrıs Cumhuriyeti Başkanı Makarios’a karşı darbe yaparak Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamak ve Kıbrıs Türkü’nü imha etmeyi planladıklarını belirten Eroğlu, “Türkiye’nin Garanti Anlaşmalarından doğan hakkını kullanarak müdahale etmesiyle Kıbrıs Türkü’nü koruyup adanın kuzeyinin bugünkü sınırlarını belirledi” dedi. Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Kıbrıs’ta 1968’de başlayan ve 5 yıl süren müzakereler sonunda federal Kıbrıs Cumhuriyeti kurulmasını öngören uzlaşma Rumlar tarafından reddedildi. Eroğlu, 1979’da yeniden başlayan müzakerelerde yapılan Denktaş-Kiprianu zirvesinin sonuçlarının da hayata geçirilemediğini kaydetti.
Eroğlu, müzakerelerin devam ettiğini ve BM tarafından anlaşma ve fikirler dizilerinin hazırlanmasına rağmen Rumların hiçbirini kabul etmediğini söyledi. Eroğlu Rumların son olarak Annan Planı’nı referandumunu da reddettiğini belirterek, “Günümüzde de Kıbrıs Rum Lideri Nikos Anastasiadis, bize göre doğru olmayan gerekçelerle masadan kaçtı. Biz hala masadayız. Onun müzakere masasına dönmesini ve müzakerelere devam etmeyi bekliyoruz” dedi.
“AYNI ÇATI ALTINDA YAŞAYABİLECEĞİMİZE İNANMIŞTIK”
Cumhurbaşkanı Eroğlu, gelen bir soru üzerine, Kıbrıs’ın güneyinde Hristiyan Ortodokslardan oluşan Rum toplumunun, kuzeyinde ise Müslüman ve Türk olan Kıbrıs Türk halkının yaşadığını ifade ederek, “Onlar Yunanistan’ı, biz de Türkiye’yi anavatan olarak görüyoruz. Bu durum anlaşmalarla kayıt altına alınmıştır” dedi. Eroğlu, “Geçmişte Türk ve Rum ortak cumhuriyet kurmuş ve aynı çatı altında yaşayabileceğimize inanmıştık. Biz hiçbir zaman Türkiye’ye ilhakı düşünmemiştik. Rumların akıllarında hep Enosis vardı. Zaten Kıbrıs Cumhuriyeti’nin yaşamamasının esas nedeni, Rumların Enosis hayallerinin devam etmesidir. Makarios, bu devleti yaşatmaya niyetleri olmadığını, Kıbrıs Cumhuriyeti kuruluş anlaşmalarına imza atarken ‘Enosis’e en yakın olduğumuz noktadayız’ sözleriyle açıkça ortaya koymuştu” dedi. Kıbrıs Türkü’nün yaşayabilir bir anlaşma arayışı içinde olduğunu her fırsatta ortaya koyduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Eroğlu, “Rum tarafının tüm uzlaşmaz tutumuna rağmen müzakerelere devam etmemizin nedeni 2 federe devlet esasına dayalı bir anlaşma umudumuzdur” dedi. Rumların uzlaşmazlığı, aşırı talepleri ve hazırlanan planları reddetmesinin Kıbrıs Türk halkının anlaşma olacağına inancını zayıflattığını kaydeden Eroğlu, “Müzakerelere başladığımızdan bu yana büyük sabır gösterdik. Takdir edersiniz ki, halkı bir 46 yıl daha, anlaşma olacak diye masada tutmaya hakkımız yok” ifadesini kullandı. Eroğlu, BM başta olmak üzere ABD ve diğer ilgili ülke ve uluslararası kuruluşlara Anastasiadis’i masaya dönmeye ikna etme çağrısında bulunduklarını hatırlattı.
Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in, müzakerelerden çok ciddi bir safhada, pazarlık aşamasında kalktığına işaret eden Eroğlu, müzakere masasına dönmek için öne sürdüğü ön koşulların kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Eroğlu, “Giden o olduğuna göre, dönmesi gereken de odur” dedi. Cumhurbaşkanı Eroğlu, ön koşulun ne olduğunun sorulması üzerine, “Rumlar, Türkiye’nin Kıbrıs etrafındaki sismik araştırma faaliyetlerinden vazgeçmesini istiyor. Kıbrıs’ın etrafındaki doğal kaynaklarda bizim de hakkımız var. Rumlara bu durum araştırmalarına başlamadan önce söylendi ama dinlemediler. Biz de Türkiye’ye kazı yapma yetkisi verdik” dedi.