Koronavirüs etkisi: Titreşim miktarı azaldı!

Koronavirüs etkisi: Titreşim miktarı azaldı!

Corona virüs (COVID-19) salgını nedeniyle gezegenimizin dört bir yanında on milyonlarca kişi evlerine kapanmış durumda.

İngiliz Daily Mail gazetesinde yer alan habere göre bu da dünyayı daha sessiz bir yer haline getirdi.

British Geological Durvey'den elde edilen verileri inceleyen bilim insanları corona virüs salgını sonrası Dünya yüzeyinin titreşim miktarında ciddi bir azalma gözlemlendi.

Bilim insanları bu durumun araç kullanımının azalması fabrikaların kapanması gibi durumlardan dolayı meydana geldiğinin altını çizdi.

Corona virüs hakkındaki sorulara bilimsel yanıtlar

Dünyanın bir numaralı gündem maddesi corona virüs hakkında hâlen yanıtı merak edilen birçok soru var. Bilim insanları bir an önce bu sorulara yanıt bulmaya çalışıyor. İşte şu ana kadar bulunan bilimsel yanıtlar...

Sürü bağışıklığı corona virüse karşı neden etkisiz?

Epidemiyolog Gideon Meyerowitz-Katz, Science Alert için kaleme aldığı yazıda sürü bağışıklığının corona virüse karşı neden etkisiz kaldığını açıkladı.

Geçtiğimiz haftalarda İngiltere'de ortaya atılan sürü bağışıklığı modeli ise İngiliz makamları tarafından dahi terk edilmişe benziyor. Zira uzmanlar sürü bağışıklığının iddia edildiği gibi salgına karşı bir koruyucu yöntem olmadığı görüşünde. Gideon Meyerowitz-Katz, Science Alert için kaleme aldığı yazıda salgının günlük olarak takip edilmesi gereken, pek çok değişkene bağlı ve öngörülemez yapısının olduğunun altını çiziyor.

Epidemiyolog Gideon Meyerowitz-Katz'a göre sürü bağışıklığı günümüz koşullarında korona virüs ile mücadelede bir opsiyon değil. Zira Katz'a göre aşı olmadan toplum bağışıklığından bahsetmek bilimsel olarak mümkün değil.

Bilindiği üzere henüz corona virüs için çalışmalar sürse de bir aşı geliştirişmiş değil. Geçtiğimiz haftalarda ABD'nin Washington eyaletinde klinik ortamda ilk aşı denemeleri başlamıştı.

Devam eden olan aşı testlerinin başarıyla sonuçlanması durumunda ilgili federal kurumlardan onay alabilmesi ve halkın kullanımına sunulabilmesi için yetkililer 12 ila 18 ay arasında bir süre öngörüyor.

Corona virüs nereden çıktı?

Yaygın görüş, virüsün yarasalardan yayıldığı yönünde. Ancak ne bu teori ne de insana bulaşmadan önce yarasadan pangolin gibi bir başka hayvana geçtiğine dair teoriler şu ana kadar teyit edilebildi.

Kesin olan şu ki bu hastalığa, hayvanlardan insanlara geçen bir virüs neden oluyor. Virüs, hayvanlarda bir dizi genetik mutasyondan geçiyor ve böylece insanlara bulaşabiliyor.

Nature dergisinde geçen ay yayımlana bir çalışma, yeni corona virüsün gen haritasının, yarasadaki corona virüsünkiyle yüzde 96 oranında aynı olduğunu ortaya koydu.

Araştırmacılar, virüsün laboratuvarda üretildiğini öne süren bazı komplo teorisyenlerinin iddialarının gerçek dışı olduğunu belirtiyor.

Corona virüsün ilk olarak Çin'in Hubey eyaletinin başkenti olan Vuhan'da hayvandan insana geçtiğine dair sağlam bulgular var.

Virüs havada ya da yüzeylerde ne kadar süre kalabiliyor?

Corona virüsler, solunum hastalıklarına neden oluyor. Virüs daha çok öksürük ya da hapşırıkla havaya yayılan damlacıklardan geçiyor.

Almanya'daki Federal Risk Değerlendirme Enstitüsü'ne (BfR) göre, yapılan laboratuvar testleri, "ciddi oranda yayıldığı" takdirde havada üç saat bulaşıcı şekilde kalabildiğini ortaya koyuyor. Bu süre; bakır yüzeylerde dört saate, karton yüzeyde 24 saate, plastik ya da paslanmaz çelik yüzeylerde ise üç güne kadar çıkabiliyor.

ABD Hastalıkları Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC), yeni tip Corona virüsün (Covid-19) yüzeylerde, daha önce açıklanandan çok daha uzun süre yaşayabildiğine dikkati çekerek Japonya ve California'daki yolcu gemilerinde, tahliyeden 17 gün sonra bile kabinlerde virüsün izine rastlandığını bildirdi.

Virüs bazı yüzeylerde saatlerce hatta günlerce tutunabilse de zaman geçtikçe daha az bulaşıcı oluyor.

Neden henüz bir aşı yok?

Normal şartlarda, etkili ve güvenli bir aşı geliştirmek yıllar alır. Alman Araştırmacı İlaç Üreticileri Birliği'ne (vfA) göre, dünyada şu an corona virüs aşısı geliştirmek için yürütülen en az 47 proje var. Bilim insanları büyük bir baskı altında ve zamana karşı yarış hâlinde çalışıyor. Ancak buna rağmen piyasaya 2020 yılı içinde bir aşının çıkması mümkün görünmüyor. Zira resmi makamlarca onay alınması için elzem olan klinik çalışmalar zaman gerektiriyor.

Aşı bulunması için yürütülen çalışmalara ek olarak bazı araştırmacılar da kan serumundan elde edilen antikorlardan faydalanılan ve "pasif bağışıklık" adı verilen yöntem üzerinde çalışıyor.

Bu antikorlar, COVID-19'dan iyileşmiş kişilerden geliyor. Bu kişilerin kanında, virüsle savaşıp yenebilen antikorlar bulunuyor.

Söz konusu yöntem, "pasif bağışıklılık" olarak adlandırılıyor. Çünkü alıcı, bizzat antikor üretmiyor. Ödünç aldığı antikorlar ise yalnızca kısa süreli bir koruma sağlıyor. Sadece geleneksel bir aşı, corona virüse karşı uzun süreli koruma sağlar.

Evcil hayvanım da corona virüs kapabilir mi?

Evet. Bu yüzden İsviçre Federal Gıda Güvenliği ve Veterinerlik Dairesi (BLV) karantinadaki evcil hayvan sahiplerine, birlikte yaşadıkları bu hayvanlarla fazla temas kurmamaları için tavsiyede bulundu.

Ancak şu ana kadar bilindiği kadarıyla, kedi ve köpekler enfeksiyon belirtilerinin hiçbirini göstermiyor. Yani hastalanmıyorlar. Bu durum ise risk değerlendirmesini daha da zor kılıyor.

Alman Federal Risk Değerlendirme Enstitüsü'ne (BfR) göre, virüs kapan bir hayvanın teorik olarak bu virüsü soluma ve dışkı yoluyla havaya bulaştırıp yayabilir.

Corona virüsün çıkış noktasının da hayvanlar olduğunu unutmamak gerek.

Hamileyim. Bebeğim ya da ben tehdit altında mıyız?

Bilim insanlarının şu ana kadarki çalışmalarına göre, çocuklar corona virüs konusunda yüksek risk grubunda değil.

Bu, çocukların COVID-19 hastalığını genellikle hafif atlattığı anlamına geliyor. Yeni doğan bebeklerde corona virüs tespit edilen bazı vakalar yaşandı. Ancak virüsün gebelik döneminde mi, doğumda mı yoksa doğumdan sonra mı geçtiği bilinmiyor.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO) ve Almanya'daki Federal Sağlık Eğitimi Merkezi, hamilelerin daha büyük bir risk altında olduğuna dair bulgu olmadığını belirtti. Fakat yine de bu konuda bir güvence bulunmaması nedeniyle anne adaylarının virüse karşı her hâlükârda özel dikkat göstermesinde fayda var.