Lazer teknolojisiyle çözülen cinayetin sanığı: "Böyle bir şey olacağını bilsem ayağıma sıkardım"

Lazer teknolojisiyle çözülen cinayetin sanığı: "Böyle bir şey olacağını bilsem ayağıma sıkardım"

Olay, geçtiğimiz yıl Haziran ayında, Osmangazi ilçesine bağlı Tahtakale Mahallesi'nde meydana geldi. Arkadaşlarıyla çay bahçesinde oturarak, eşi ve oğlunu bekleyen Milayim Hastürk'ün (47) sırtına, mermi isabet etti. Ağır yaralanan Hastürk, Bursa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastürk, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Asayiş Şube Müdürlüğü Cinayet Büro Amirliği ekipleri, başlatılan soruşturma kapsamında, aynı dakikalarda Heykel Atatürk Caddesi'nde yürüyen Eren Barış Yüksel'in (17) de bacağına isabet eden mermiyle yaralandığını belirledi. Polis, 2 olay yeri arasındaki mesafenin kısa oluşunu ve aynı çaptaki 2 merminin belli uzaklıktan sonra yavaşlayan 'yorgun mermi' olmasını dikkate alarak, araştırmasını bu yöne kaydırdı. 300 şüpheliyi sorgulayan ekipler, 108 güvenlik kamerasına ait görüntüleri inceledi. 2 olay yerinde de lazer teknolojisiyle açı çalışması yapan ekipler, silahın ateşlendiği yerin, 1 kilometre uzaklıktaki Mollaarap Mahallesi olduğunu ortaya çıkardı. Polis, mahallede de lazer teknolojisi kullanarak, atış yapılan evin, Ozan Keskin'e (25) ait olduğunu belirledi. Bu bölgede boş kovanlar bulan polis, parmak izi karşılaştırması ile tabancayı ateşleyenin Ozan Keskin olduğunu saptadı. Gözaltına alınan Keskin, sevk edildiği adliyede çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak, cezaevine gönderildi.



Hakkında 'kasten öldürme', 'ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma' ve 'yaralama' suçlarından ömür boyu hapis cezası istemiyle dava açılan sanık Ozan Keskin'in, Bursa 15'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına devam edildi. Duruşmaya sanık Ozan Keskin, avukatı Engin Kara ve müştekiler ile yakınları katıldı. Daha önceki savunmasını tekrarlayan Keskin ise "Böyle bir olay olduğu için çok üzgünüm. Ben böyle bir olay olacağını bilsem kesinlikle havaya silah sıkmazdım, kendi ayağıma sıkardım. Çok üzgünüm, söyleyeceklerim bundan ibaret" ifadelerini kullandı.

Duruşmada dinlenen tanık Rıfat Şut, "Olay tarihinde Milayim, ben, Sabit ve Ramazan oturuyorduk. Muhabbet ederken bir ses geldi. Milayim hemen ayağa kalktı, Bir şey oluyor, bir şey çarptı dedi. Kalkıp arkasına baktığımda sağ arkada ufak bir delik vardı. Peçeteyi tampon yaptım, bir iki dakika geçtikten sonra öksürmeye başladı. Ağzından kan geldi ve yüzükoyun masaya yatırdık. Daha sonra ambulans geldi alıp götürdü. Benim bilgim bundan ibarettir" dedi. Diğer tanık Ramazan Kazanmış ise "Olay tarihinde ben Milayim, Sabit ve Rıfat birlikte kahvede oturuyorduk. Sohbet ederken birden pıt diye bir ses geldi. Daha sonra Milayim sırtım yanıyor dedi. Sırtını açıp baktığımızda ufak bir delik vardı, hafif kan geliyordu. Ambulans ile polise haber verdik. Daha sonra ambulansın geleceği tarafa gitmiştim, geri döndüğümde masada yatıyordu" dedi.

Mahkeme heyeti, tanık Sevcan Ç.'nin duruşmaya zorla getirilmesine, sanık avukatının olay yerinde keşif yapılması talebinin reddine ve sanığın tutukluluk haline karar vererek duruşmayı erteledi.