Muhterem Nur'dan acı haber!

Muhterem Nur'dan acı haber!

Bir süredir Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tedavisi devam eden 88 yaşındaki Muhterem Nur'un vefat ettiği açıklandı.

Geçen hafta da Nur hakkında böyle bir iddia ortaya atılmış ancak kısa bir süre sonra yalanlanmıştı.

Bir süredir böbrek yetmezliği ve solunum yolları enfeksiyonu tedavisi gören Muhterem Nur, hastaneye kaldırılmış, durumunun kötüleşmesi üzerine yoğun bakıma alınmıştı.

MUHTEREM NUR-MÜSLÜM GÜRSES AŞKI

Müslüm Gürses ile Muhterem Nur isimleri yıllardır hiç ayrı anılmadı. Müslüm Gürses'in 2013 yılında hayatını kaybetmesi bile bu dillere destan aşkı bitiremedi. Muhterem Nur ona olan aşkını her fırsatta dile getiriyordu. Geçtiğimiz günlerde Müslüm Gürses ölüm yıldönümünde mezarının başında hayranları tarafından anıldı ve aralarında büyük aşkı Muhterem Nur yoktu. Hastalığı nedeniyle ilk defa sevdiğinin ziyaretine gidememişti.

MUHTEREM NUR'UN HAYATI

Asıl adı Olga olan Muhterem Nur, Manastır şehrinde 1927'de dünyaya geldi. 16 yaşındaki annesini doğum esnasında kaybetti, babasını hiç tanımadı. "Anne" dediği teyzesi tarafından büyütüldü.

Çok küçük yaşlarında ailesinin geri kalanıyla Türkiye'ye göç etti. Yeni nüfus cüzdanıyla adı Aysel Muhterem, soyadı da Kısa oldu. Çocukluğu İstanbul Eyüp'te geçti. İlkokulu Eyüp'te bitirdi, 14 yaşında yine Eyüp'te bir dokuma fabrikasında çalışma hayatına başladı. Bir subay ile evlendi ve bir oğlu oldu.

1950'lerin başlarında, mahalleden arkadaşı, Bulgaristan göçmeni Üftade ile Beyoğlu turlarına başladı. Onu Beyoğlu'nda ilk keşfeden kişi, orada inzibat subayı olan, sonradan Film San Vakfı  başkanı olacak Ümit Utku'ydu.

GÜNDE 5 LİRAYA FİRÜGANLIK YAPTI

Sinemaya o günlerde tesadüfen tanıştığı ünlü ses sanatçısı ve aynı zamanda dönemin en büyük film yapımcısı Halk Film'in de ortağı olan Suzan Yakar Rutkay'ın desteğiyle 1950 yılında Yıldızlar Revüsü filminde figüran olarak başladı. Fabrikadaki işinden ayrılıp günde 5 lira ücretle filmlerde figüranlık yapmaya başladı. Yıldızı parlayıncaya kadar da 20'nin üzerinde filmde küçük roller oynadı. 

İkinci filmi ise 1952'de Osman Seden'in yönettiği Kanun Namına'ydı. İlk filmlerinde adı Aysel Utku'ydu. Daha sonra Ümit Utku'nun önerisiyle Muhterem Nur ismini kullanmaya başladı.

TÜRKAN ŞORAY KADAR SEVİLDİ

Asıl ününü Üç Arkadaş filmiyle yakaladı.  Bu filmde Fikret Hakan, Salih Tozan ve Semih Sezerli ile başrolleri paylaştı.

Muhterem Nur sevgisi, 1960'larda, belki ancak sonraki 'Türkan Şoray sevgisi' ile karşılaştırılabilecek bir boyuta ulaştı. Bu kıyaslamayı yapanlardan biri de Türk sinemasının en yetkin uzmanlarından Âgâh Özgüç'tü. Özgüç, vardığı sonucu şöyle ifade etmişti: "Bugün o mertebeye Türkan bile erişemedi. Sultan oldu ama Muhterem'in gördüğü sevgiyi göremedi."

Kısa sürede başrollere yükselerek birçok film çevirmesine karşın, dönem oyunculuğuna bağlı kalması nedeniyle iş yapamaz olan sanatçı, şöhretini de yavaş yavaş kaybetmeye başladı. Maddi sıkıntıları da artık başa çıkamayacağı boyuta ulaşmıştı.

BORÇ YÜZÜNDEN HAPİS YATTI

Sonunda ödeyemediği borçları yüzünden 1967 yılının Mart ayında 10 gün hapis yattı. İlk evliliğini 1961 yılında gazeteci-aktör Işın Kaan Köseoğlu ile yaptı, bu evlilik 1963 yılında boşanma ile sona erdi.

1965 yılından itibaren sinema çalışmalarını azaltarak dansöz olarak sahneye çıkmaya başladı. 1967'de şarkıcı olarak sahneye çıktı. Nur, 1970'li yıllarda daha çok küçük gazinolarda ve turne ekiplerinde şarkıcı olarak çalıştı.

TURNEDE TANIŞTILAR

Muhterem Nur ile Müslüm Gürses 1982'de Malatya turnesinde ilk kez karşılaştı. "Sahneye ilk kim çıkacak" kavgası eden iki şarkıcı, bu olaydan sonra birbirlerinden hiç ayrılmadı.

Çocukluğunda hiçbir filmini kaçırmadığı ve büyük bir hayranlık duyduğu Muhterem Nur ile 1986'da hayatını birleştiren Gürses'in, Esrarlı Gözler isimli şarkısını Muhterem Nur için bestelediği söylendi. Nur, eşinin isteğiyle sanat yaşamını sonlandırırken, Gürses'in yaşamındaki en büyük destekçisi oldu.

"ONDAN ÖNCE YAŞAMIYORDUM"

Müslüm Gürses, eşiyle ilgili yaptığı bir açıklamada, "Her insana bel bağlamam ama Muhterem Hanım, bu dünyanın insanı değil. Ben bugün bir yerlere gelmişsem bunda yüzde 90 Muhterem Hanım'ın payı vardır" ifadelerini kullanırken, Muhterem Nur ise "Ondan önce yaşamıyordum. Mutlu olmayı, huzuru anladım. Eğer bir gün gözlerim görmez, ayaklarım tutmaz, kollarım da yukarıya kalkıp ona yardım etmezse, o zaman Müslüm'ü yalnız bırakırım" açıklamasında bulunmuştu.