Palamut el yakıyor

Palamut el yakıyor

Denizlerde balıkların azaldığını ifade eden uzmanlar, “Küresel ısınmadan dolayı deniz suyu sıcaklıkları yüksek seyrediyor. Ayrıca aşırı avlanma yapılıyor. Bu da sistemin sürdürülebilirliğini mümkün kılmıyor” dedi.

Bu yıl avlanma yasağının bittiği eylül ayı ile birlikte balıkçılar denizlere açıldı. Geçen yıl iyi sayılabilecek bir sezonun ardından bu seneden çok daha fazla umutluydu. Ancak balıkçıların tüm balık çeşitlerinde umduğunu bulduğunu söylemek pek de kolay değil. Geçen yıl palamut tezgâhlarda bolca yer alırken, bu yıl durum pek parlak değil. Bu, palamutun fiyatına yansımış durumda. Geçen yıl kasım ayının 11’inde İstanbul Balık Hali’nde ‘4’lü çift’ olarak adlandırılan 8 tane palamut 48 ile 52 TL arasında satışa sunulurken, bu yılın aynı gününde haldeki satış fiyatı 80 ile 90 TL arasındaydı. Palamut denizlerden daha az çıkarken, bu yılın kurtarıcısı ise hamsi oldu. Geçen yıl 15 kilogramlık kutularda satılan karadeniz hamsisinin fiyatı 100 ile 120 TL arasındayken, bu yıl aynı ürünün fiyatı 60 ile 80 TL arasında satıldı.

GEÇEN SENE ALDANDIK

Balıkçılar olarak tarihin en kötü dönemlerinden birini yaşadıklarını ifade eden İstanbul Bölgesel Su Ürünleri Kooperatifler Birliği Başkanı Erdoğan Kartal, deniz suyu sıcaklıklarının bu dönemde çok yüksek seyrettiğini ifade etti. Karadeniz’de bu durumun daha net görüldüğünü vurgulayan Kartal, “Balıklar bu sıcaklıklara çok da alışık değil. Özellikle hamsi kıyıya çok uzakta avlanılabiliyor. Balıkçılarımız 50 mil kadar uzağa gitmek zorunda kalabiliyor. Daha serin bölgelere gittiler. Geçen yıl daha yakın mesafelerde avlanabiliyordu. Hamsi, Karadeniz’de bol gözükse de farklı tehlikeler oluşmaya başladı. Hamsi boyları arzu edilen seviyelere çok yakın. Bu dönemde daha büyük olmaları gerekiyordu. Ayrıca yaşanan deniz suyu sıcaklıkları sebebiyle hamsinin bu yıl daha erken Gürcistan tarafına gideceğini tahmin ediyoruz. Şu anda hamsi denizlerde bol gözükse de Türkiye’ye çok faydası olmayacaktır. Palamutta da geçen yıldan farklı bir durum var. Geçen sene palamut çoktu. Palamut avcıları denizden mutlu dönüyordu. Geçen sene buna aldandık ancak bu yıl palamut yok denizlerde. Tüm bu sebepler balık piyasasındaki fiyatları ortaya çıkardı” dedi.
 

YAVRULARI AVLADILAR

Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Profesör Doktor Vahdet Ünal da denizlerde yaşanan durumu şöyle özetledi: “Ege Denizi’nde TÜBİTAK projeleriyle barbun üzerinde bilimsel çalışmalar yapıldı. Çalışmalar neticesinde Ege’deki barbun stoklarının aşırı avcılık nedeniyle büyük zarar gördüğü ortaya çıktı. Denizde ölçülen binlerce barbunun yaş aralığının 0-1 arasında olduğu anlaşıldı. Bu yaş aralığı bu tür için yavru anlamına geliyor. Eğer avladığınız balık 0-1 yaş aralığında ise daha yumurtlamamıştır. Barbun 6-7 yaşına kadar yaşayabiliyor. Eğer balıkçı teknelerinde güverteye dökülen balıklar 0-1 yaş aralığında ise bu işin sürdürülebilirliği imkansız hale gelmiştir.” 

İZLENEBİLİR SİSTEM KURULMALI

BALIKÇILIĞIN devamlılığının sağlanması için yapılması gerekenler hakkında da bilgi veren Vahdet Ünal, “AB ülkeleri ortak balıkçılık politikası için milyarlarca Euro para harcıyor. Balık stoklarını biliyorlar. Denizden ne kadar balık avlanacağını hesaplıyorlar. Her yıl hangi sularda hangi balığın hangi bölgeden avlanabileceğini açıklıyorlar. Bunu da AB ülkelerine bildiriyorlar. Ciddi ve durmaksızın devam eden izlenebilir bir durum tesis ediyorlar. Balık stoklarını ve onları avlayanları takip etmeniz gerekiyor. Eğer denizlerdeki denge balıkçının lehine bozulursa aşırı avcılık ortaya çıkıyor. Türkiye’nin en güçlü 50 balıkçı teknesi dünya sularında avlandığı halde Türkiye sularındaki aşırı avcılık net bir şekilde gözüküyor” diye konuştu.

BÖLGESEL YÖNETİM PROGRAMINA GEÇİLMELİ

BALIKÇILARA verilen mazot desteğinin de farklı durumlara yol açtığını söyleyen Vahdet Ünal, şunları söyledi: “Yıllarca mazot desteği istedi balıkçılar, para kazanamadıklarını söylediler. Bu destek en sonunda balıkçılara verildi. Ancak daha çok avcılığın önü açıldı. Bir an önce geçmişte olduğu gibi balıkçı teknesi geri alım programı başlamalı. Kesinlikle bölgesel olarak balıkçı filoları ve stokların dengede yönetildiği bir modele geçilmeli. Belli sularda belli miktarda tekne ile ne kadar olduğu bilinen balıklar avlanmalı. Bölgesel balıkçılık yönetim programına acilen geçilmeli.”

KOTA SİSTEMİ GEREKİYOR

KÜRESEL ısınma ile birlikte deniz suyu sıcaklıklarının yükseldiğine dikkat çeken Ege Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Okan Akyol, “Hamsi, deniz suyu sıcaklığı 15 dereceyken sürü oluşturabiliyor. Ancak sular yeterince soğumadığı için sürü oluşumları tamamlanamıyor. Eskiden hangi balığın hangi dönemde hangi bölgede olduğu ya da gezdiği bilinirdi. Şimdi ise sapmalar oldu. Teknelerin motor gücü ve teknoloji ilerledikçe avlanma da arttı. Biyolojik olarak sürdürülemez bir durum yaşanıyor. Balıkların göç döneminde Boğaz’larda ve Marmara Denizi’nde aşırı bir avlanma oluyor. Palamut, lüfer ve uskumru çok avlandı. Şimdi uskumru yok denecek kadar az. Palamutta da benzer bir durum yaşanıyor. 10 yıllık periyotlarda palamut, uskumru ve lüferde dip yaşanır. Belki o süreçteyiz ancak bunun da araştırılması gerekiyor. Balıkçılık bir an önce kontrol altına alınmalı. Balıkçı teknelerinin motor gücü düşürülüp stoklar takip edilerek kota sistemine geçmek gerekiyor” diye konuştu.