Pet şişe silah sayıldı!

Pet şişe silah sayıldı!

4 çocuk babası İbrahim Kaçan, geçtiğimiz yıl Sur ilçesinde çıkan olaylardan çocuklarını korumak için ilçeden göç etmek zorunda kaldı. Evini Bağlar ilçesine taşıyan İbrahim Kaçan, akşam saatlerinde eşini arayarak çocuklarını sordu. 18 yaşındaki oğlu Umut’un ekmek almak için dışarı çıktığını öğrenen baba, bir müddet sonra eve geldi. Aradan yarım saat geçmesine rağmen eve gelmeyen oğlunu merak eden baba İbrahim Kaçan, oğlunu arayarak nerede olduğunu sordu. Umut’un arkadaşlarının yanında olduğunu öğrenen baba, dışarda yaşanan olaylar nedeni ile Umut’a taksiye binip eve gelmesini söyledi. Eve geldikten sonra oğlu ile tartışan baba İbrahim Kaçan, yemek yediği esnada içinde az miktarda su bulunan 500 mililitrelik pet şişeyi oğluna fırlattı.
ŞİKAYETİNDEN VAZGEÇMESİNE RAĞMEN CEZA GELDİ 
Umut, babasının kendisine pet şişe fırlatmasına sinirlenerek ertesi gün soluğu mahkemede aldı. Babası hakkında ilk başlarda şikayetçi olan Umut, bir süre sonra babasından şikayetçi olmadığını söyledi. Babasından şikayetçi olmamasına rağmen yaklaşık 1 yıldır Diyarbakır 4. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava, geçtiğimiz günlerde karar bağlandı. Pet şişenin silah sayıldığı davada baba İbrahim Kaçan, 9 ay hapis cezasına çarptırıldı.
“PET ŞİŞEYE NEFRETLE BAKIYORUM” 
 Baba İbrahim Kaçan, Sur’da yaşanan olayların ardından evini taşıdığını söyledi. Çocuklarının olaylara karışmasını istemediği için bu kararı aldığını ifade eden Kaçan, “Bir gün eve geldiğimde oğlumun evde olmadığını gördüm ve kendisini aradım. Bana arkadaşlarımla olduğunu söyledikten sonra durma bir taksiye atla gel eve dedim. Kendisi de hemen eve geldi. Ekmek almaya gitmişsin yarım saattir neredesin sen dedim. Çocuk saygısız ve edepsiz haddini aşarak konuştuğu için, yemek yediğim esnada yanımda bulunan içinde az miktarda su bulunan pet şişeyi kendisine fırlattım. Zarar verme amacıyla atmadım, kendisine salonu terk etmesini söyledim ve çıktı. Bu şişe kesici, delici alet değildir suç unsuru değildir. Pet şişeden ibarettir. Bu şişe nedeni ile bana 9 ay ceza verdiler. Çocuk ertesi gün benim hakkımda davacı ve şikayetçi olmuş. Bana dava açıldı. Çocuk mahkeme salonunda davacı ve şikayetçi olmadığını söyledi. Herhangi bir yara darp izinin bulunmadığını söyledi. Buna rağmen mahkeme heyeti bana 9 ay hüküm verdi. Bunu para cezasına da çevirmedi, ertelemedi cezayı içeriden veriyor. Ben adalete sığınıyorum. Hangi bir baba evladına kızmaz, tokat atmaz. Ben tokat bile atmadım sadece su şişesi fırlattım kenarına ona isabet bile etmedi. Hukuk bunun neresinde, adalet bunun neresinde. Ben eğe kötü bir babaysam çocuklarımı özel okullara neden göndereyim. Bunu üreten fabrika kapansın, biz bu suyu içmeyelim bu şişede. Ben bu şişeye baktığım her an 9 ay aklıma gelecek. Ben bu şişeden nefret ediyorum. Pet şişesinden nefret ediyorum. Bir pet şişesi silah olarak geçiyor hukukta” dedi.
“AYNI OLAY İKİ FARKLI SONUÇ” 
İbrahim Kaçan’ın avukatı Ferhat Kılınç ise, “Müvekkilimiz eve gitmeden eşini arıyor. Çocuklarının evde olup olmadığını soruyor. Eşi Umut’un dışarıya ekmek almaya gittiğini söylüyor. Bunun üzerine yemeği hazırla eve geliyoruz diyerek eve gidiyor. Eve gittikten sonra kendisi Umut’un evde olmadığını öğreniyor sonra annesi ekmek almaya değil dışarıda olduğunu söyleyince müvekkilimiz dışarıda yaşanan olaylardan dolayı kaygılanıyor ve oğluna telefon açarak onun bir an önce eve gelmesini söylüyor. Eve geldikten sonra aralarında diyalog oluyor ve tartışma oluşuyor. Olunun kendisine ters cevap vermesine kızan müvekkilimiz elinde olan su şişesini içinde az miktar bulunan pet şişeyi oğluna fırlatıyor. Pet şişenin oğluna değip değmediği dosya kapsamında sabit olmamasına rağmen yaralama neticesi ile müvekkilimiz silahlı yaralama nedeni ile 9 ay hapis cezası alıyor. Trajikomik olan şey, müvekkilimizin elindeki pet şişesi silah olarak kabul edilip nitelikli hale dönüştürülüyor. Benzer bir olay bundan yaklaşık bir ay önce yaşadık, annesi oğluna terlik attığı gerekçesi ile hakkında iddianame hazırlanmasına rağmen yerel mahkeme anne ile ilgili beraat kararı verdi. Olay konu ve mahiyet itibari ile birbirinden farksızdır, aynı olmasına rağmen iki farklı mahkemenin iki farklı karar vermiş olması, adil yargılanmaya hukuk güvenliği hakkına açıkça bir müdahale olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.