Pınar Gültekin'in katili: Ara ara giderek yanıp yanmadığını kontrol ettim

Pınar Gültekin'in katili: Ara ara giderek yanıp yanmadığını kontrol ettim

Muğla'da, üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'i (27) vahşice öldüren Cemal Metin Avcı'nın (32) son dakika jandarmada ve savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Pınar'ın 15-20 saniye boyunca boğazını sıktığını itiraf eden Avcı, genç kızın cansız bedenini varile koyarken elinden kaydığı için iple boğazını sardığını anlattı. Pınar'ın cansız bedenini yakarken kendisini komşunun gördüğünü de anlatan Avcı, komşusunun "Ne yakıyorsun?" sorusunda "Plastik kasalar var onları yaktım" dediğini itiraf etti. Cinayeti işledikten sonra iş yerine gittiğini söyleyen Avcı, "Ara ara giderek yanıp yanmadığını kontrol ettim" dedi.

Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin'i kıskançlık nedeniyle çıkan kavgada boğazını sıkarak öldüren ve cesedini ormanlık alana götürüp, çöp varilinde yakarak üzerine beton döken Cemal Metin Avcı'nın, jandarmada ve savcılıkta verdiği ifadesi ortaya çıktı. Avcı ifadesinde olayı şöyle anlattı:

"Pınar ile iş yerim olan barda tanıştık. Sonrasında da bazen tek bazen de arkadaşlarıyla geliyordu. O günlerde bana Instagram'dan teşekkür mesajı attı. Sonrasında da telefon numaralarımızı verdik birbirimize WhatsApp üzerinden konuşmaya başladık. Bana, buluşmak istediğini söyledi. Ben de ertesi gün buluşmayı kabul ettim. Amacım tamamen ilişkimi bitirmekti. Saat 15.00 sıralarında kendisini aldım. Birlikte eve gittik. Kendisinden konuşmasını istedim. Benden ne istediğini sordum. Kendisine artık bu işin bitmesi gerektiğini söyledim. Bağırmaya başladı ve 'karına söylerim' şeklinde sözler söyledi bana. Bu sırada sağ kolum dirsekten çizildi."

'YUMRUK ATTIM, BOĞDUM, SONRA AİLEM AKLIMA GELDİ'

Pınar Gültekin'in boğazına doğru yaklaştığını iddia ederek, bunun üzerine kendisine yumruk attığını söyleyen Avcı, ifadesini şöyle sürdürdü:

"Sonrasında boğazıma doğru yaklaşınca ben de kendisine yumruk attım. Yere düştü ve kafasını yere çarptı, sanırım kafasının arka kısmını çarptı. Biraz kan aktı. Sonrasında yerdeyken yüzüne bir yumruk daha vurdum. Hatırladığım kadarıyla yere düştükten sonra bir kere vurdum. Sonrasında hareket etmediğini fark ettim ve boğazını 15-20 saniye kadar sıktım nefes alıp almadığını, tepki verip vermediğini kontrol ettim. Ancak nefes almıyordu. Sonrasında ne yapacağımı bilemedim. Yerde yatar vaziyette duruyordu. 5-10 dakika bir şey yapmadan bekledim. Herkesin öğrenmesinden çok korktum. Ne yapacağımı bilemedim. Aklıma ailem geldi. Ne yapacağımı düşünmeye başladım."

'ELİMDEN KAYIYORDU, SABİT TUTMAK İÇİN ORADA BULUNAN İPLE BOĞAZINI SARDIM'

İfadesinde "Aklıma bahçedeki varil geldi. Bu varil bahçedeki çöpleri ve benzeri şeyleri yakmak için kullandığımız bir varildi" diyen Cemal Metin Avcı, evde Pınar'ın cansız bedenine yaptıklarını şöyle anlattı:

"Varili evin içine getirdim. Pınar'ı varilin içine koymak istedim ancak elimden kayıyordu. Sabit tutmak için orada bulunan iple boğazını sardım. Bir elimle ayaklarından, diğer elimle de boğazına sardığım ipten tutarak varilin içine koydum. Bu sırada Pınar'dan herhangi bir emare yoktu. Bu olaylar oluncaya kadar tahmini 15 dakika geçmiştir. Pınar'ı varile koyarken başındaki kanlardan dolayı elbisemin göğüs kısmıma kan bulaştı. Daha sonra varili evin içinde üzerine odun atmak suretiyle yakmaya çalıştım. Evin içi duman doldu, varili tuvalet tarafına götürdüm. Varil evin içinde yanmayınca ve evi duman kaplayınca endişeyle varilin evde yanmayacağını anladım."

'TELEFONU SİNYAL VERSİN DİYE AKYAKA'YA GİTTİM'

Cemal Metin Avcı, Akyaka'da kalan Pınar Gültekin'in telefonunun burada sinyal vermesi için araçla bölgeye gidip, sim kartını parçalayarak geri döndüğünü belirterek, şunları söyledi:

"Sonra Pınar'ın da telefonu ile benzin almak için aracıma bindim. İlk önce yayla tarafına Keyif Oturağı civarına gittim, oradan geri döndüm. Pınar, Akyaka'da kaldığı için telefonu Akyaka´da sinyal versin diye oraya doğru yola çıktım. Akyaka kavşağına vardığımda geçitten yeni yapılan yerden geri döndüm. Akyaka kavşağına 1-2 kilometre kala sim kartı telefondan çıkardım dişimle ısırarak kırdım ve parça parça camdan attım. Daha sonra Muğla'ya geri döndüm."

'BENZİN DÖKÜP YAKARKEN KOMŞUM GÖRDÜ, PLASTİK YAKIYORUM DEDİM'

Muğla'ya gittikten sonra eve gidip üstünü değiştirdiğini anlatan Avcı, "Yani tişörtümü ve şortumu değiştirdim. Sonra deterjan ile tişörtümü çitiledim, ertesi gün makinede yıkandı. Ardından petrolden iki 1.5 litrelik şişelerde benzin aldım ve aracıma da mazot aldım. Sonrasında tekrar yaylada bulunan eve geri döndüm. Döndükten sonra varili bahçeye çıkardım. Orada varilin içine biraz tahta parçası attım ve üzerine benzin döküp yaktım. Benzini bir anda dökmemle alev yükseldi. Bahçede bulunan asma çardağın bir kısmı ve ağaç yaprakları bu alevin etkisi ile yandı. Yan komşu Melek teyze gördü ve bana 'ne yaptın yangın çıkacak' dedi. Ben de 'plastik kasalar var onları yaktım' deyince, 'bu havada yangın çıkar yakma' dedi ve gitti" diye anlattı.

'YAKTIKTAN SONRA ÇALIŞMAYA GİTTİM, YANDI MI DİYE ARA ARA KONTROL ETTİM'

Varili ateşe verdikten sonra iş yerine çalışmaya gittiğini anlatan Avcı, varilin içinde Pınar'ın cansız bedeninin üzerine duvar sıvısını nasıl boşalttığını ve genç kızın cansız bedenini nasıl taşıdığını şöyle itiraf etti:

"Ben de daha sonra iş yerime geldim çalıştım. Ara ara giderek yanıp yanmadığını kontrol ettim. Gece saat 23.00 gibi gittiğimde varilin içine su dökerek söndürdüm. Palet yardımı ile üç basamak aşağıda olan depo gibi olan bir yere koydum. Sonrasında iş yerime döndüm. 15.00-16.00 gibi dükkandan yemek yemek için çıktım. O esnada yaylaya gittim. İş yerinin fayanslarını değişmiştim. Artan malzemeler yayladaki evin deposunda duruyordu. Burada artan malzemelerden duvar sıvasını varilin içine boşalttım. Ağırlaşacağı aklıma geldi. Aracı yanaştırmıştım. Kapılarını da kimse görmemesi için açmıştım. Balyozla varilin ağzını küçültmek için yamulttum. Varili paletin üzerine yerleştirdim. Paleti kaldırarak aracın içine paletle ittirdim. İttirirken de de bacaklarımda yaralanmalar oldu. Hatta varili ilk paletin üzerine koyarken sağ ayağım altında kaldı. Varili aracın arka kısmına yerleştirdim. İçine önce boşalttığım torbanın geri kalanını ve bir torba daha duvar sıvası koydum ve üzerine su ekledim, sulandırdım. Sonra varilin ağzını küçültmüştüm, biraz daha balyozla vurarak kapattım. Yani ağzını yummuştum. Sonrasında arabaya binip, yayladan Sanayi Kavşağı'ndan karşıya devam ettim. Gülağzı tarafına ayrılan yola döndüm. 1-1.5 kilometre sonra yolun sağ tarafına doğru yanaştım. Aracı geri geri yanaştırdım. Arkasını dereye doğru verdim. Arka kapakları açtım ve yine palet yardımı ile aşağıya indirdim. Bu sırada varil yuvarlandı, palet de aşağı düşüyordu ancak paleti tutarak aracımın içerisine koydum ve aracımla Gülağzı'ndan inerek Gülağzı kavşağından Muğla istikametine doğru devam ettim."

'ARKADAŞI ARADI, PINAR'I SORDU, HABERİM YOK DEDİM'

Katil Cemal Metin Avcı, Pınar'ın arkadaşlarından Ceren'in kendisini aradığını da ifadesinde belirterek şunları söyledi:

"Sanayiye iş yerine gittim, üzerimi değiştirip iş yerim olan Cüce isimli yere gittim. 18 Temmuz'da Pınar'ın arkadaşı olan Ceren isimli şahıs aradı ve bana 'Cemal nasılsın, ben Pınar'ın arkadaşıyım biz Pınar'a ulaşamıyoruz. Senin haberin var mı?' diye sordu. Ben de 'Haberim yok, nereden haberim olsun' dedim. O da 'Tamam biz jandarmaya haber verdik' diyerek kapattı. Daha sonra evde de temizlik yaptım."

PINAR'IN ARKADAŞLARI KONUŞTU

Canice katledilen Pınar Gültekin'in ölmeden bir gün önce birlikte olduğu arkadaşları konuştu. Burcu Özdemir ve Selver Gür, Pınar ile yaptıkları son görüşmeyi anlattı. Selver Gür 'Her günümüz beraber geçiyordu. Bir sevgilisi olsa mutlaka bilirdim' dedi. 

Burcu Özdemir:

Çarşamba günü 11.30'a kadar oturduk, sonra o başka bir mekana gitti. 01.30 gibi vedalaştık. 'Eve gidiyorum, görüşürüz' dedi ve gitti. Perşembe saat 17.00'den itibaren telefonuna ulaşamadık. Aramaya başladılar. Biz faili hiç tanımıyoruz. Bizim çevremizde çoğu kimse de tanımıyor. Pınar ile ortak arkadaşlarımızın hiçbiri tanımıyor. Pınar'dan da duymadık. Olaydan sonra haberdar olduk. Biz ilişki olup olmadığını da bilmiyoruz. Pınar'ın o adamı tanıyan arkadaşları var sadece. Pınar tek yaşıyordu. Neşe dolu biriydi. Son senesiydi. Planları vardı. Deli dolu bir kızdı. 'Okulu bir bitireyim, önümüze bakarız, güzel şeyler olacak' diyordu. Hayalleri vardı tabi. Ailesiyle de hiçbir sıkıntısı yoktu. Mutlu bir hayatı vardı. Yazıklar olsun bunu yapana. Eşyalarını toplayacağız. Çok zor bir durum. Bütün arkadaşları size Pınar'ın ne kadar iyi bir insan olduğunu zaten söyleyecektir. Pırıl pırıl bir kızdı. Sevilirdi, severdi, saygılıydı.

Selver Gür:

6 yıllık arkadaşıyım. Böyle bir konudan haberim yoktu. En son çarşamba günü konuştuk. Sonraki gün WhatsApp'tan yazdım cevap vermedi. Bir daha da konuşamadık. Bir ilişkisi olduğunu bilmiyorduk. Her gün birlikteydik. Sevgilisi olsa mutlaka bilirdim. En son konuştuğumuzda okuldaki dersleriyle ilgili konuştuk. Yaz sonu okulu bitirip gidecekti. Çok az dersi kalmıştı. Bitiyordu. En yakın arkadaşımdı benim. Acım çok taze. Bir şey söyleyemiyorum. Çok canice bir durum. Onu çok seviyoruz.

Sinan Kurt:

Sohbet etmeyi, birlikte vakit geçirmeyi seven biriydi. Modu hiç düşmezdi. Hep enerji dolu ve cıvıl cıvıldı. İlişkisi olduğunu veya bu konuda bir sıkıntısı olduğunu duymadık. Ailesi İstanbul'da yaşıyor, arkadaşları da yanına gelip giderdi. Birkaç gün önce görüşmüştük. Olağandışı bir hali de yoktu.

Batuhan Altın (Pınar'ın oynadığı kısa filmi çeken arkadaşı):

Bir arkadaşım vasıtasıyla tanışmıştık. Severek ve içten bir şekilde oynadı. Samimiydi. Geçen yıl tam bu zamanlarda çektik filmi. 7 Ağustos'ta da yayımladık. Enerjik ve neşeli biriydi.