Radikal, kağıda veda etti

Radikal, kağıda veda etti

Radikal geride bıraktığı 18 yıllık tarihinde Türkiye ’de ses getiren birçok haber ve manşetiyle akılda kaldı. Susurluk kazasından sonra ‘Devlet çetesi’ derken, Manisalı çocuklara yapılan işkenceyi ‘Bu cop hepimize’ diye eleştirdi. Cezaevlerinde 32 insanın öldürüldüğü ‘Hayata Dönüş Operasyonu’nun perde arkasını ‘Gerçeğe dönüş’ manşetiyle akılara kazıdı. Tuzla’daki iş cinayetlerini gündeme taşıyan ilk gazete olurken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın çok sevdiği “Kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler” ayetini manşetine taşıdı. Nijeryalı Festus Okey’in ölümünü yedi yıl boyunca takip etti, “Bir insan öldü, 18 gün geçti, hâlâ kapı duvar” sözleriyle sessizliğe itiraz etti. Engin Çeber’in Metris Cezaevi’nde dövülerek öldürülmesini ve hayatındaki son 12 günü, ‘Devletin işkence günlüğü’ diye yayımladı. Gezi Parkı’na yapılmak istenen ‘Topçu Kışlası’nın sakıncalarını gündeme getiren Radikal, Gezi eylemlerinde can veren Ali İsmail Korkmaz’ın dövülme anlarını, ‘68 saniyede linç’ manşetiyle, okurlara ulaştırıldı. İstanbul’un siluetine hançer gibi saplanan 16:9 kulelerini Türkiye’nin gündemine Radikal taşırken, İzmir’deki nükleer çöplük olayını da İzmir’in Çernobili’ manşetiyle de gündeme getirdi. Radikal çocukları Suriye’de savaşa götürülen babaların sesi olurken, 301 işçinin can verdiği Soma faciasında bozuk düzenin en önemli halkasını ‘Dayıbaşı düzeni’ manşetiyle gündeme getirdi. İşte, Radikal’in 18 yılı...

SUSURLUK: Radikal gazetesi, ilk sayısını çıkardığı 13 Ekim 1996’dan kısa bir süre sonra, Balıkesir’in Susurluk ilçesinde meydana gelen bir kaza, bütün ülkeyi sarsacaktı. Susurluk’ta, 3 Kasım’da bir kamyonun çarptığı otomobilden; dönemin Doğru Yol Partisi (DYP) Milletvekili Sedat Edip Bucak, eski İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Hüseyin Kocadağ ve 1970’lerden bu yana aranan Abdullah Çatlı çıkmıştı. Kocadağ ve Çatlı ölmüş, Bucak yaralı kurtulmuştu. ‘Derin Devlet’ kavramı, o andan sonra siyasi literatüre girdi. Çiçeği burnundaki Radikal, ‘Derin Devlet’i adeta kucağında buldu. Gazete, 4 Kasım 2006’da ‘Devlet çetesi’ manşetiyle çıktı. Bu dönemde Radikal, Çatlı’nın üzerinden çıkan kimlikteki ‘Mehmet Özbay’ın gerçekten yaşadığını ve Çatlı ile ilişkisinin olduğunu saptadı. Ayrıca TİP’li yedi gencin öldürüldüğü katliam çerçevesinde Çatlı’nın Haluk Kırcı ile ilişkisini ve Mehmet Ağar ile bağlantılarını ortaya çıkardı. Susurluk’taki başarısı, Radikal’i yüz binlere ulaştırdı.

MANİSALI ÇOCUKLAR: Radikal’in çıkmasından on ay önce Manisa’da, bir tren vagonuna ‘Paralı eğitime hayır’ yazdıkları gerekçesiyle gözaltına alınan 16 genç, emniyette ağır işkenceden geçirildi. Daha sonra yasadışı örgüte üye olmak iddiasıyla tutuklanan gençler, dönemin CHP Manisa Milletvekili Sabri Ergül’ün çabasıyla kamuoyuna duyuruldu. Ergül, Manisa Emniyet Müdürlüğü’nün ve Başbakanlık’ın kapısına “Burada işkence vardır” yazısı astı. Radikal, yargılandıkları müddetçe Manisalı çocukların yanında durdu. İşkence iddiasıyla Manisa Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan on polis 12 Mart 1998’de beraat etti. Radikal ertesi gün ‘Bu cop hepimize’ manşetiyle çıktı.

19 ARALIK: Türkiye, 19 Aralık 2000 sabahına 20 ayrı cezaevinde yapılan operasyonla uyandı. F tipi cezaevlerini inşa eden devlet, hücrelere girmek istemeyen ve bu amaçla bir süredir ölüm orucunda olan tutuklu ve hükümlülere ‘Hayata Dönüş Operasyonu’nu gerçekleştirdi. Operasyonda, 32 kişi öldü. Bunlardan 12’si Bayrampaşa Cezaevi’ne yönelik müdahale sırasında can verdi. Radikal gazetesi, Bayrampaşa Cezaevi’ne yönelik adli tıp raporuna ulaştı ve 2 Temmuz 2011’de ‘Gerçeğe dönüş’ başlığıyla bu raporu manşetten yayımladı. Raporda, dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün “Kendilerini yaktılar” iddiasının aksine, öldürücü dozun çok üzerinde gaz bombası kullanıldığı saptandı. Radikal, 2010 yılından itibaren de Bayrampaşa davasını yakından izledi.

AYHAN ÇARKIN’IN İTİRAFLARI: Susurluk davasında çete üyesi olmak suçundan 4 yıl ceza alan eski özel harekâtçı Ayhan Çarkın, 2011 yılında Radikal’e ‘terörle mücadele’ adı altında birçok cinayet işlediklerini açıklayarak gündemi değiştirdi. Susurluk Skandalı’nın gizli kalmış yönleri üzerine de konuşan Çarkın, 1988’den itibaren işlenen faili meçhul cinayetler ve kamuoyunda yargısız infaz olarak bilinen öldürme olayları konusunda bilgiler verdi. Çarkın, Behçet Cantürk, DEP’li vekillerin avukatı Medet Serhat, işadamı Savaş Buldan, MİT’çi Tarık Ümit, Dev-Sol’un muhalif liderleri Bedri Yağan, Sinan Kukul, kumarhaneler kralı Ömer Lütfü Topal cinayetleri konusunda da çeşitli açıklamalarda bulundu. İstanbul Başsavcılığı ise Çarkın’ın Radikal’e yaptığı itiraflarıyla ilgili inceleme başlattı. Avukatlar 62 maktul için 128 kişi hakkında suç duyurusunda bulundu. Soruşturmalar sürerken aralarında eski Özel Harekât Dairesi Başkan Vekili İbrahim Şahin ve Ayhan Çarkın’ın da bulunduğu 9 kişi tutuklandı.

TUZLA TERSANESİ: Taşeronlaşmanın doruğa vardığı ve art arda işçilerin hayatını kaybettiği Tuzla tersanelerindeki iş cinayetlerine ilk dikkat çeken Radikal gazetesi oldu. Radikal, 8 Eylül 2007’de ‘Tersanede ölümcül bulgular var, işlem yok’ manşetiyle çıktı. Daha sonra gazete, Tuzla’daki ölümleri sürekli gündemde tuttu. Bir yıl sonra Radikal, Tuzla’daki çaresizliği Başbakan Erdoğan’ın o günlerde miting meydanlarında tekrarladığı ‘Kulakları vardır duymazlar, gözleri vardır görmezler’ ayetini manşete taşıdı.

FESTUS OKEY: Nijeryalı Festus Okey, 20 Ağustos 2007’de İstanbul’da gözaltına alınmış ve götürüldüğü Taksim Polis Merkezi’nde bir polis tarafından vurularak öldürülmüştü. Türkiye, Okey’in öldürülmesini Radikal’den 30 Ağustos 2007’de “Ölüm yeri: Beyoğlu Emniyeti” başlıklı haberden öğrendi. Devlet herhangi bir adım atmayınca Radikal geri durmadı. Gazete, 7 Eylül 2007’de “Bir insan öldü, 18 gün geçti, hâlâ kapı duvar” manşetini attı. Radikal’in Festus Okey takibi, cinayetten sonraki yedi yıl boyunca sürdü. Türkiye, Okey’in ölümüne, katilin yargılanmasına ilişkin bütün bilgileri Radikal’den öğrendi.

ENGİN ÇEBER: Ferhat Gerçek adlı gencin ‘Yürüyüş’ adlı dergiyi dağıttığı sırada polisin açtığı ateş sonucunda felç kalması üzerine arkadaşı Engin Çeber’in de aralarında bulunduğu bir grup, 28 Eylül 2008’de Sarıyer’de basın açıklaması yaparken gözaltına alındı. Tutuklanan Çeber ve arkadaşları Metris Cezaevi’ne kondu. Çeber, 5 Ekim’de gardiyanlar tarafından ayakta sayım vermediği gerekçesiyle dövüldü. Beyin kanaması geçiren Çeber, 9 Ekim’de öldü. Radikal, 11 Ekim’de ‘Devletin işkence günlüğü’ haberiyle Çeber’in son günlerini yazdı. Ardından Çeber’in ölümünden önce yazıp koğuş arkadaşına verdiği son mektubu, 2 Mart 2009’da “Çeber’in işkenceyi anlatan mektubu görülemedi” manşetiyle duyurdu. Radikal, Çeber Davası’nı sonuçlandığı tarihe kadar yakından izledi ve okurlarına duyurdu.

ALİ İSMAİL KORKMAZ: Eskişehir’de Gezi Parkı gösterilerine katılan üniversiteli Ali İsmail Korkmaz, 2 Haziran 2013’te kaçtığı bir sokakta polisler ve siviller tarafından dövülmüş ve 40 gün sonra, 10 Temmuz’da hayatını kaybetmişti. Radikal, Korkmaz’ın öldürülmesini adım adım takip etti. Radikal, 12 Temmuz’da ‘Kayıp 18 dakika’ manşetiyle ilk görüntüleri yayımladı ve Korkmaz’ın dövüldüğü sokaktaki bir otele ait kameralarda 18 dakikalık kaybın olduğunu açıkladı. 17 Temmuz’da ‘İşte son ifadesi’ manşetini atan Radikal, Korkmaz’ın ölümünden önceki son ifadesini yayımladı. 8 Ağustos’ta ‘O tekme’ manşetiyle Korkmaz’a tekmelerin atıldığı anın fotoğrafını, 23 Ağustos’ta ise ‘68 saniyede linç’ manşetiyle de dayak görüntülerini yayımladı. Radikal, Korkmaz’ın ölümüne ilişkin haberlerin yanı sıra Mehmet Ayvalıtaş’ın ölüm anını, Berkin Elvan’ın öldüğü noktaya ait TOMA görüntülerinin varlığını ilk duyuran gazete oldu.

17 ARALIK VE AYAKKABI KUTUSU: Türkiye’nin son 6 aydır gündeminde yer edinen rüşvet ve yolsuzluk haberleri de bütün ayrıntılarıyla ilk olarak Radikal sayfalarında yer aldı. Soruşturmada adı geçen üç bakan ve çocukları hakkındaki iddialar, evlerden çıkan ayakkabı kutuları içerisindeki paralar, para sayma makineleri ve para kasalarının görüntülerini de ilk olarak Radikal yayımladı. 17 Aralık günü kamuoyu olan bitenin ne olduğunu anlamaya çalışırken ertesi gün ve sonrasında Radikal’de yer alan haberlerle operasyonunun kapsamı ve içeriği hakkında kamuoyu bilgi sahibi olabildi.

MİT TIR’LARINI RADİKAL DUYURDU: Türkiye gündemi, 2014’e flaş bir haberle girdi. 1 Ocak’ta Hatay’da bir TIR durduruldu, TIR’ın silah ve mühimmat taşıdığı iddia edildi. Haberi ilk olarak Radikal’in yayımlaması üzerine gündem bir anda değişti. Ertesi gün ise Radikal’in yayımladığı Hatay Valisi’nin imzasının yer aldığı bir belgede TIR’ların MİT’e ait olduğu yazılıydı. Kamuoyu gündemini uzun süre meşgul eden bu olayı da ilk olarak tüm detaylarıyla Radikal duyurdu.

KANSER İLAÇLARI KARABORSADA: Sağlık Bakanlığı ile ilaç firmaları arasında yaşanan ilaç fiyatlandırma politikasındaki anlaşmazlık yüzünden ilaç firmaları yurtdışından ilaç getiremeyenince başta kanser ilaçları olmak üzere bir çok ilaç karaborsaya düşmüştü. Radikal gazetesi hastane koridorlarına kadar sızan karaborsacılarla ilaç pazarlığı yaptıktan sonra ilaç krizini, 27 Mayıs 2013’te ‘Kanser çetesi işbaşında’ adlı haberle duyurdu. Karaborsacıları takibe alan polis hastane koridorlarına baskın yaparak ilaç çetesi çökertmişti.

TAM GÜN YASASI DOKTORSUZ BIRAKTI: Radikal gazetesi, 26 Ağustos 2011’de çıkarılan kanun hükmünde kararname ile yürürlüğe giren Tam Gün Yasası’nın takipçisi oldu. Yasanın üniversiteleri ne yönde etkilediğini araştıran Radikal, başta Cerrahpaşa ve İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) olmak üzere üniversitelerin doktorsuz kaldığını saptadı. Radikal, 29 Nisan 2013’te yayımlanan ‘Tam gün koması’ başlıklı haberle bu skandalı duyurdu.

SOMA’YI GÜN GÜN İZLEDİK: 301 işçinin can verdiği Soma faciasındaki gelişmeleri Radikal ilk günden son güne dek anbean aktardı. Soma’da en çok tartışılan konulardan biri olan taşeron sistemini ilk kez Radikal, 19 Mayıs 2014’te yayımladığı, ‘Dayıbaşı sistemi’ adlı manşetle duyurdu. Hayatını kaybeden işçilerin hangi şartlarda madencilik yaptığını, evlerine bir ekmek götürmek için yerin yüzlerce metre altına madencilerin çarpıcı hikâyesini yine Radikal, 17 Mayıs’taki ‘Yeraltının mecbur insanları’ başlıklı haberle duyurdu. Gazete, 19 Mayıs’ta da Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Müşaviri Yusuf Yerkel’in bir eylemciyi tekmeledikten sonra yedi günlük işgörmezlik raporunu aldığını açıkladı. Soma’daki şüpheli, mağdur ve tanık ifadelerine ulaşan Radikal, bilirkişi raporunu da 20 Haziran’da okurlarıyla paylaştı. ‘Sensörler cinayet dedi’ adlı manşetle 30 dereceyi geçmemesi gereken kuru sıcaklığın faciadan önce 46 dereceye kadar yükseldiğini ve facianın göz göre göre geldiği anlatıldı.

ADIYAMAN-SURİYE CİHAT HATTI: Suriye iç savaşı ikinci yılını geride bırakırken, Türkiye’deki gençlerin Suriye’ye giderek nasıl El Kaide ve El Nusra gibi örgütlere katıldığını, Radikal araşatırıp gün yüzüne çıkardı. Radikal’in 29 Eylül 2013’te yayımladığı, ‘Adıyaman-Suriye Cihat hattı’ başlıklı haber, bu gelişmeyi aktarıyordu. Radikal, 30 Eylül 2013’te yayınlanan ‘Artık çok geç dönemem’ başlıklı haberle ise oğlu cihada katılan acılı babaların feryadını dile getirdi.

HAYIRLI SABAHLAR HANS: Radikal 19 Ağustos 2006’da ‘Hayırlı Sabahlar Hans’ manşetiyle MEB’in öğrencilere tavsiye ettiği klasikleri yayınevlerinin ideolojilerine göre bastığını, usulsüzlükler yapıldığını ortaya çıkardı. Andersen Masalları ‘Bir varmış bir yokmuş, Allah’ın kulu çokmuş’ diye başlıyordu. Heidi’nin Alm dedesi Alp, Pinokyo’nun marangoz babası Gepetto ‘Galip’ olarak çevrilmiş, Türk yapılmıştı. Anton Çehov’un ‘Acı’ isimli hikâyenin kahramanı “Allahım sen ne dersen o olur” derken, Oscar Wilde’ın ‘Multu Prens’ isimli kitabında Miller ve Hans “Hayırlı sabahlar” diye selamlaşıyordu. Pinokyo ise ‘Allah Rızası’ için diyordu. Radikal’in konuya ilgili haberleri gündem yarattı. Yayıncılar konuyla ilgili paneller düzenlerken, araştırmalar yapıldı. Çeviri yanlışları, tespit edildi.

ÜNİVERSİTEYE BİBER GAZI: Radikal, 18 Ocak 2012’de ‘Gaz ihalesine rektör engeli’ manşetiyle Hacettepe Üniversitesi’nin bir dönem önce kampüsteki özel güvenlik görevlilerinin öğrencilere karşı kullanması için biber gazı, kalkan ve gaz maskesi alımı için izin aldığını ve ihaleye çıktığını belgeledi.

ENGELLİ ZİHNİYET: Radikal, 8 Eylül 2013’te ‘Engelli zihniyet’ başlığıyla manşete taşıdığı haberde, Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Müzik Öğretmenliği Bölümü’nün özel yetenek kılavuzunda engellilere karşı yaptığı ayrımcılığı manşetine taşıdı. Üniversite, yetenek kılavuzunda ‘kekeme, pepe, görme engelli ve sakat’ların müzik öğretmenliği bölümü için özel yetenek sınavına girse bile elenecek diyordu. Haberin ardından Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı devreye girdi. Kılavuzun değişeceği açıklandı.