Sultan Abdülhamid’in 5. Kuşak Torunu Akçakoca’da

Sultan Abdülhamid’in 5. Kuşak Torunu Akçakoca’da

Osmanlı Sultanlarından Abdülhamid’in 5. kuşak torunu olan Nilhan Osmanoğlu Vatansever, eşi ve çocuğuyla birlikte Akçakoca’yı ziyaret etti.
Akçakoca Sky Tower Oteli’nde konaklayan Nilhan Osmanoğlu Vatansever birbirinden çarpıcı açıklamalar yaptı. Nilhan Osmanoğlu, Sultan Abdülhamid Han’ın 5.kuşak torunu olduğunu belirterek "Şu an sultanlık var olsaydı dünyada bulunan 12 sultandan biri olacaktım. Erkek soyundan gelmem, şehzade soylu olmam dolayısıyla sultan olarak addediliyorum. Babam Orhan Osmanoğlu, onun babası Harun Abdülkerim Osmanoğlu, onun babası Şehzade Abdülkerim Efendi, Şehzade Selim Efendi ve en son Sultan Abdülhamid Han. Sürgün doğumlu değilim" dedi.
İstanbul Fatih’te doğduğunu anlatan Vatansever, şöyle konuştu: "74 genel affında hanedan üyeleri Türkiye’ye girebildi, sonraki tarihlerde doğanlar için bir sıkıntı olmadı. Osmanoğlu soy ismi hanedana ait bir soy isim değil. Bizim soy ismimiz aslında Ali Osman. Fakat bir ayrıcalık olmasın diye bize Osmanoğlu soy ismi verildi. Hanedan soyu dışında çok yerde aynı soy isminin kullanıldığını görebilirsiniz. Osmanlıyı bu denli referans almak, ama hanedanın haklarını teslim etmemek çok üzücü. Öncelikle sürgüne gönderilen bir aileyiz biz, küçük de olsa bir özür dilenmeli aileden. Sonra ailenin çeşitli hakları var, bu haklar verilebilir. Soy isimle başlanabilir. Ve her şeyden önce resmi olarak hanedan ailesinin tanınması gerekiyor. Ama bu aileyi hiç görmemezlikten gelmek son derece üzücü."
"HÜKÜMETİ BEĞENİYORUZ FAKAT KIRGINIZ"
Nilhan Osmanoğlu Vatansever, hanedan ailesi olarak herhangi bir parti, grup veya cemaate yakınlıkları olmadığını belirterek şunları söyledi: "Herkese eşit mesafede duruyoruz ve siyaset üstü bir pozisyonumuz var. Şu anki hükümeti, halka dönük icraatları dolayısıyla beğeniyoruz fakat kırgınlığımız hâla devam etmekte. Başbakan Sayın Davutoğlu’nun Sultan Abdülhamid hayranı olduğunu biliyoruz ama inşallah ecdatlarına sahip çıktıkları kadar ecdadın torunlarına da sahip çıkacaklarını ümit ediyoruz. Hanedan üyeleri sürgüne bir miktar parayla gönderildi. Yabancı diyarlarda alabildiğine yoksun koşullarda hayat sürdüler. Buraya dönüşlerinde kendilerine bir hak verilmedi. Şimdi bir taraftan hanedan üyelerinin, özellikle Sultan Abdülhamid ve Sultan Vahdettin’in kişisel mal varlıklarının iadesi için girişimlerimiz var. Diğer yandan her bir hanedan üyesi kendi imkanlarıyla yaşamlarını idame etme gayreti içerisinde. Ben E- ticaret sektöründeyim. Orta gelirli bir ailem var. Eşimle birlikte hanedan ailesi ve onların dönemiyle ilgili temaları işleyen tişört baskı işleri yapıyorum. Yaptığımız işin, hanedan kültürünü yeni nesile bu yolla aktarmak gibi bir gayesi de var."
"HAYATTA OLAN 12 ŞEHZADE 12 SULTANIMIZ VAR"
Nilhan Osmanoğlu, sözlerine şöyle devam etti; "Sultan ismine sahip olmak bize bir çok kapıyı açıyor gibi bir algı var ama durum tam tersi. Biz bu ailenin üyesi olmakla aslında birçok cereme çekiyoruz. Bir dizi filmde oynayan bir sahne üzerinden bile sosyal medya üzerinden bile bize hakaret ediliyor. Biz cereme çekerken, başkaları aslında bu işin sultanlığını yaşıyor. Hayatta olan toplam 25 şehzade ve 12 sultanımız var, onun dışında beyzade ve hanım sultanlarımız var. Toplam sayımız aslında çok fazla değil. Bazen hükümetin çeşitli organizasyonlarında bir araya getiriliyoruz onun dışında bir araya gelecek maddi imkanlara sahip değiliz. Aile üyelerimiz arasında çok kötü durumda olanlar, hastanelerde yatıp tedavi masraflarını karşılayamayanlar var. Bir araya gelme şartlarımız oldukça kısıtlı şu an. Hanedan ailesi olarak istediğimiz şey, hanedanın resmi olarak tanınmasıdır. Temsili bir monarşi, Türkiye’ye bir şey kaybettirmez, aksine güç kazandırır. Onun dışında köşkler-saraylar gibi bir beklentimiz yok. Çünkü saraylar halkın malıdır. Sadece sultanların kendi servetlerinin aile mirasçıları olarak oradaki saklı hakkımızın iade edilmesini talep ediyoruz."