Terörün çocukları

Terörün çocukları

Terör örgütleri; Suriye ve Irak’taki kirli oyununu Türkiye’de de sahaya sürdü. Ailelerinden zorla koparılan çocuklar DAEŞ, PKK, El Kaide ve Taliban kamplarında canlı bomba ve keskin nişancı yapılıyor. 15 Temmuz darbesinde kullanılan askerî lise öğrencileri de 14-17 yaş arasındaki çocuklardı.
Gaziantep’te düğün evini kana bulayan bombacının 12-14 yaşlarındaki bir çocuk olduğunun ortaya çıkması, gözlerin yeniden savaş ve çatışma bölgelerinde kullanılan çocuklara çevrilmesine neden oldu. PKK tarafından dağa kaçırılan, silahlı eğitim sonrası çatışmalarda kullanılan çocuklar, Türkiye tarafından sürekli gündeme getirilse de onları birer “özgürlük savaşçısı” olarak kabul eden Batı hep kulaklarını tıkadı. Ne zaman ki, Orta Doğu’yu kasıp kavuran DAEŞ, özellikle Batı’dan transfer ettiği çocukları intihar bombacısı ve terörist olarak kullanmaya başladı, işte o zaman BM, UNİCEF, insan hakları örgütleri, “çocuk terörist” konusuna dikkat çekmeye karar verdi. Kuzey Afrika’da başlayan daha sonra da Orta Doğu’ya sıçrayan Arap Baharı, henüz ömrünün baharındaki çocukların sonu oldu. Suriye’de 5 yılı, Irak’ta ise 13 yılını geride bırakan savaşta cephede çarpıştıracak asker bulamayan taraflar; yaşları 10-15 arasında değişen çocuklara yöneldi. Yemen, Nijerya, Afganistan, Güney Sudan, Merkezî Afrika, Burundi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti gibi daha birçok ülkede terör örgütleri ve milis güçleri, çocukları kaçırıp savaş meydanlarında kullanıyor.

Savaş baronlarının ailelerinden zorla kopardığı çocuklar; DAEŞ, PKK, El Kaide, Taliban, EŞ Şebab, Boko Haram’ın askerî kamplarında canlı bomba ve keskin nişancı olabilmek için ter döküyor. Uluslararası hukuk normlarına göre savaş suçu sayılan çocukların terör faaliyetlerinde asker ya da intihar bombacısı olarak kullanımı, insan hakları izleme örgütleri, UNİCEF ve BM tarafından son 5 yılda birkaç defa rapor edildi, ancak herhangi bir müeyyide uygulanamadı.