"Vakıfların,derneklerin siyasette işi ne?"

"Vakıfların,derneklerin siyasette işi ne?"

İşte o yazı: 

Önümüzdeki Mart ayında yapılacak yerel seçimler öncesi, değerlendirme yaparken, Bursa’nın yakından tanıdığı bir işadamına, soruyorum; Sende aday mısın” diye…
Hiç düşünmeden açık gönüllülükle cevap veriyor;
“Benim kendime göre doğrularım var. Bu inandığım doğrular hiç değişmedi. Ama inandığım insanlara bakıyorum. Bir çoğu zamanla değişiyor. Siyasette vefa diye bir şey yok. Siyaset bana göre değil.”
Nasıl cevap?
Enteresan olduğu kadar düşündürücü…
Siyaset gerçekten insanları değiştir mi, insanlar siyasette “Vefa” kelimesini unutup entrika içinde yer alır mı? diye düşünmeden edemedim.
Gerçi, Bursa bugüne kadar siyasette entrika’nın kralı gördü.
“Gayri nizami siyaset anlayışının” eninde sonunda duvara tosladığını bile bile, her defasında Ak Parti’den kimlerin aday olması gerektiği konusunda harekete geçen bazı vakıf yöneticilerinin yürüttüğü kulis çalışmaları aslında tepkileri de beraberinde getiriyor.
Bakın; Asli görevlerinden uzak, siyasetti “dizayn” etme gibi bir görevleri varmışçasına harekete geçen ve başında bulundukları kurumları baskı unsuru olarak kullanmaya çalışan Bursa’daki Birlik Vakfı ve BİHMED gibi kuruluş yöneticilerinin kapsama alanında bu defa Yıldırım var…
Hedefleri bu defa, imam hatip mezunu olan, Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’nin yerine kendisinde vefanın V’si olmayan Mücahit Alkan’ı 700 bin nüfuslu Yıldırım’a başkan yapmak.
“Vefasız”  ifadesin niye kullandığımıza açıklık getirerek devam edelim;
Bundan yaklaşık 5 yıl önce, yine Birlik Vakfı ve BİHMED yöneticilerinin isteği üzerine, Yıldırım Belediyesi'nde işe alınan Mücahit Alkan, memur olma hakkını elde ettikten sonra Başkan Edebali tarafından Başkan yardımcılığı görevine getirildi. Görev yaptığı süre içinde istenilen başarıyı gösteremeyince de görevden alınacağı kendisine iletilerek, süre tanındı.
Yine bu zaman içinde araya giren hatırlı kişiler aracılığı ile Ankara’da işe başlayan Mücahit Alkan’ın belediye macerası da Bursa’da sona erdi.
Buraya kadar her şey normal gibi görünse de, siyasette 'maraba' devrinin çoktan bittiğinin hala farkına varamayan, vakıf ve dernek yöneticileri, aynı Mücahit Alkan’ı bu defa Belediye Başkanı yapabilmek için kolları sıvamış…
Her ne kadar belirleyici olmasa da, hafta sonu yapılacak temayül yoklamasında, Mücahit Alkan isminin ön plana çıkması için, harekete geçen BİHMED ve Birlik Vakfı yöneticileri, ilerleyen süreçte hayal kırıklığı yaşayacaklarının farkında bile değil…
Kaldı ki, bir avuç insanın yer aldığı bu kurumların siyaseti dizayn etme gibi bir görevi de yok. Asli görevlerinin dışına çıkan bu kurum yöneticilerinin siyasete müdahale etme çabası, tüm Ak Parti teşkilatları tarafından tepkiyle karşılanırken, bu tepkiye parti yöneticilerinin de sessiz kalmayacağını düşünenlerdenim…
Bugün, kendisini siyaseten yoktan var eden, Yıldırım Belediye Başkanı İsmail Hakkı Edebali’ye karşı yürütülen bu sinsi kampanyanın aktörü durumundaki, Mücahit Alkan ya da Süleyman Şahin’i aday yapabilmek için siyaset sahnesinde boy gösteren BİHMED ve Birlik Vakfı gibi vakıflar bi şekilde siyasetten uzaklaştırılmalı…
Asıl mesele, yıllarca savunduğu ideallerini bugün elinin tersiyle iten cemaat ve vakıfların, yarın başka rotalara yönelmeyeceğini kim garanti edebilir.
Yaşananlar ortada.
Kirli pazarlıklar ne ülkeye ne de Bursa’ya bir şey kazandırmaz.
Ak Parti içine çöreklenmiş AKP’lileri bir kenara koyarak,gerçek dava adamları başlarını avuçlarının içine alarak bir kez düşünmelidirler...
Burada ülkenin geleceği var, Bursa’nın geleceği var.
Yoksa bu kırık çizginin hesabını kimse veremez…