Bahçeli: "Türkiye bölücü terör karşısında bir yol ayrımına gelmiştir"

Bahçeli: "Türkiye bölücü terör karşısında bir yol ayrımına gelmiştir"

"Bugün Türkiye’nin karşısındaki en büyük tehdit, kanlı terör ve bundan beslenen etnik bölücülüktür. 

Türkiye’ye ihanet eden her kademedeki PKK’lı teröristler üç ayaklı bir çıkış yolu vardır.

İlk olarak terör saldırılarına ön şartsız derhal son verilmeli. İkinci olarak silahlarıyla dağdan inip veya sınır ötesinde silahlarıyla birlikte Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim olmadırlar. Türk adaletinin haklarında vereceği hükümlere boyun eğerek kaçınılmaz cezalarını çekmeleridir. Bunların dışındaki her yöntem devletin teröre teslim olması, teröristlerin önünde diz çökmesi anlamına gelecektir.

Şu anda devletin iradesini kahramanca müdafa eden hiç kimse de böyle bir müzakere ve mütareke hevesinin emaresi bile yoktur. Nitekim Türkiye bölücü terör karşısında bir yol ayrımına gelmiştir. Ya bu husumet ve hüsran cephesi Türk milletinin var oluş azim ve iradesini kırarak ülkeyi kanlı bir bölünme ve çatışma sürecini sürükleyecektir.

Ya da Türkiye Cumhuriyeti milletimizin desteği ve duasıyla eylemlere gereken cevabı vererek ihanetin belini kıracak ve emelleriyle birlikte gömecektir.

Bu zilletin, rezaletin, ihanetin sonu gelmiş, yılların birikimiyle, tecrübesiyle ve fedakarlıklarıyla tezahür eden operasyonel kabiliyet hainlerin korkulu rüyasına dönüşmüştür.

Terörle mücadele Türkiye zora sokma, çıkmaza sürüklemek isteyen alçakların topuyla asimetrik bir mücadeledir.

Bir bakıma terörle mücadele, Türk ve İslam düşmanlığını hücrelerine kadar sindirmiş, haçlı zihniyetiyle bitmeyen kesif bir mücadelenin tanımı ve tarifidir.

Teröristler kukladır, kuklacılar ise mayası, mazisi kapkara odaklardır.

Türkiye’nin haklı, hukuki ve meşru ve sınırötesi operasyonu an meselesi iken sınırlarımıza 3 kilometrelik mesafede bulunan Kamışlı’da ABD askerleriyle PKK- YPG’li teröristlerin birlikte devriye turları atması, beraberce poz vermeleri neyin mesajı, kimin tertibidir? ABD’li askerlerin teröristlerle ne işi vardır?"

ABD, pozisyonunu netleştirmek mecburiyetindedir. Bu ülke dost mudur yoksa düşman mıdır?

Tarihin hiçbir döneminde Türk milletine reva görülen kötülükler cezasız ve karşılıksız bırakılmamıştır. Hiç kimsenin, hiçbir ülkenin tarihin hakemliğinde tecelli eden bu sarih gerçeği unutmaması şarttır.

Aziz milletimiz tek yürekle haykıracak ve teslim olmamızı bekleyenleri reddecektir.

Bir yanda teröristlerle düşüp kalkarken diğer yanda müttefiklik kisvesine bürünen ülke ya da ülkeler evrensel dolandırıcılığın, küresel sahtekârlığın hem figüranı hem de senaristi olarak anılacaktır.

Bizim böylesi ucuz numarala bayatlamış taktiklere karnımız toktur. NATO Genel Sekreteri, Türkiye’nin kaygılarını özüyle teyit ediyorsa bunu önce ABD ve bazı Avrupa ülkelerine anlatıp kabullendirmek durumundadır.

Bir başka altı çizilmesi gereken konu da şudur, bizim endişelerimizin hududu sırf Finlandiya ve İsveç’le sınırlı görülemeyecektir.

Dost ve müttefik sandığımız mesela ABD’nin bölücü terör örgütüyle canciğer kuzu sarması halinde bulunması izahı çok zor olacak ikiyüzlülüktür.

Türk milleti dostun da düşmanın da mert olmasını bekler. Çünkü Türk milleti merttir. Mertliğin sadakasını verse tüm cihana yetecektir. "