Cumhurbaşkanı seçim sonuçlarını kadınlar değiştirdi

Cumhurbaşkanı seçim sonuçlarını kadınlar değiştirdi
10 Ağustos seçim günü, Sabah saat 08 ila 17 arasında seçim sandıklarının kurulduğu yerlerde anket yapan anketörlerin açıklamalrına göre kadınlar Erdoğaan'ın seçim kazanmasında etkin rol oynadı. İşte anketörlerin seçimlerle ilgili gözlemleri....

Seçimin birinci turda sonuçlanmasında kadınların oy tercihleri etkili olmuştur. Kadınlar da erkeklere benzer aday tercihinde bulunsaydı, seçimler ikinci tura kalacaktı. Yani, Recep Tayyip Erdoğan erkeklerde yüzde 48 oy alırken kadınların yüzde 55 desteğiyle ortalama yüzde 51,8’e ulaşmıştır.

Kadınların Erdoğan’a daha fazla destek vermesinin en önemli sebebi, hükümetin uyguladığı sosyal yardımları daha çok kadınlar üzerinden yürütmesidir. Bir diğer sebep de, Refah Partisi ’nden (RP) bu yana mahalle ve sokaklara kadar inen bir kadın siyasi örgütlenme ağının olmasıdır.

Duygusal bağ artıyor

Normal seçimlerde, yani milletvekili veya yerel seçimde, Ak Parti orta ve üst yaş grubunda gençlere göre daha fazla tercih görmesine rağmen, Cumhurbaşkanlığı seçiminde yaşa göre seçmen davranışında çok ciddi farklılıklar görülüyor.

Seçmen davranışını belirleyen en önemli etkenlerden birinin eğitim olduğunu yıllardır gözlemliyoruz. Klasik olarak CHP yüksek eğitimlilerden, MHP orta eğitimlilerden, AK Parti ve BDP ise düşük eğitimlilerden her seçimde diğer eğitim guruplarına göre daha fazla oy alıyor. Bu cumhurbaşkanlığı seçiminde de seçmenin benzer davranış sergilediğini görüyoruz.

Dünyada yapılan siyasal araştırmalar ve analizler, eğitim düştükçe seçmenle aday veya parti arasındaki duygusal ve ideolojik bağın ağır bastığını göstermektedir. Bu duygusallık ve ideolojik temele dayanan tercihin “Oy verdiğiniz adaya gönülden mi veriyorsunuz?” sorusuna verilen cevaplarda çok net bir şekilde görülmektedir.

Çatı tabanı kabullenmedi

30 Mart’tan bu yana oy kaymalarına baktığımızda CHP oylarının yüzde 12’sinin, MHP oylarının ise yaklaşık yüzde 16’sının 10 Ağustos’ta başka adaylara kaydığını görüyoruz. Bunun temel nedeni, ortak aday Ekmeleddin İhsanoğlu, iki partinin seçmenlerinin tamamı tarafından kabullenilmemiş ve konsolide olmamıştır.

MHP tabanı tercih değiştirdi

30 Mart ile 10 Ağustos arasındaki seçmen davranışındaki değişimlere baktığımızda, bir önceki seçimde MHP’ye oy verenlerin bir bölümünün Recep Tayyip Erdoğan’a, CHP’ye oy verenlerin bir bölümünün ise HDP?‘nin adayı Selahattin Demirtaş’a oy verdiği görülmektedir.
İddia edildiği gibi oy kayışının sadece MHP tabanında olmayıp, CHP tabanında da benzer oy kaymaları olduğu araştırma sonuçlarında net bir şekilde görülmektedir. Ege ve Marmara bölgesinde Demirtaş oylarındaki belirgin artış bunun çok açık bir örneğidir.
Seçimlerde, AK Parti’nin adayı Recep Tayyip Erdoğan’a destek açıklaması olmamasına rağmen muhafazakâr tabanlı diğer oy oranı küçük partilerden (Saadet Partisi/SP, Büyük Birlik Bartisi/BBP gibi) destek gelmiştir. (Tüm küçük partilerin toplam oyunun yaklaşık yüzde 40’ı)

Haklar için Demirtaş

Selahattin Demirtaş oy veren seçmenleri nezdinde en gönülden oy verilen adaydır. İkinci sırada ise Erdoğan gelmektedir. Bunun temel nedeni bu adaylar partilerinin genel başkanlarıdır, seçmenleri ile arasında uzun yıllara dayanan duygusal bir bağ oluşmuştur. İdeolojik bağın etkisi de unutulmamalıdır.

“Oy verdiğiniz adaya niçin oy verdiniz?” diye sorulduğunda Demirtaş’a oy verenler “Kürt sorununa yaklaşımı, haklarımı koruduğu ve savunduğu için veriyorum” cevaplarının yüksek oluşu dikkat çekicidir.
Erdoğan’a oy verenlerdeki “beğendiğim için” cevabı tabanı ile arasındaki duygusal bağın güçlülüğünü göstermektedir.
İhsanoğlu’na oy verenler, “tarafsız bir cumhurbaşkanı ve otoriterleşme karşıtlığı düşüncesiyle oy verdiğini yüksek oranda söylemişlerdir.

Ortak istek tarafsızlık

Seçmenler oylarını verirken, oy vereceği adayı belirlerken tarafsız bir cumhurbaşkanı arzusunu ilk sırada dile getirmişlerdir. Çözüm/barış süreci cumhurbaşkanlığı seçimlerinde oy belirlerken dikkate alınan ikinci kriterdir.
Normal seçim süreçlerinde(milletvekili genel seçimi veya yerel seçimlerde) ekonomi ve istikrar ilk sırada yer alırken cumhurbaşkanlığı seçimi sürecinde bu kriterin üçüncü sırada söylenmesi düşündürücüdür.

Seçmen, Cumhurbaşkanlığını icracı bir makam olarak görmeyip, temel sorunlarda tarafsız ve sorunların çözümünde müdahil ancak, objektif davranmasını beklemektedir.