İmralı öncesi Davutoğlu'ndan randevu talebi

İmralı öncesi Davutoğlu'ndan randevu talebi

HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, “Sayın Başbakan’dan bir randevu talebimiz oldu. Sayın Başbakan ile bir görüşme gerçekleştirmeyi ümit ediyoruz. Muhtemelen İmralı’ya gideceğiz. Gitmeden önce bu görüşmeleri yapmak istiyoruz” dedi.

HDP Grup Başkanvekilleri İdris Baluken, Pervin Buldan ile HDP İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, çözüm süreci ile ilgili Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan ile görüştü. Görüşme sonrası HDP heyeti adına açıklama yapan HDP İstanbul Milletvekili Önder, bundan sonra da Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş ile görüşeceklerini kaydederek, “Sayın Başbakan’dan bir randevu talebimiz oldu. Sayın Başbakan ile bir görüşme gerçekleştirmeyi ümit ediyoruz. Muhtemelen İmralı’ya gideceğiz. Gitmeden önce bu görüşmeleri yapmak istiyoruz” diye konuştu.

“KOBANİ’DE BİR HALK İMHA EDİLMEK, YOK EDİLMEK TEHDİDİ ALTINDA”

İmralı ziyaretinden sonra Kandil’de KCK yetkilileriyle durumu değerlendirdiklerini hatırlatan Önder, şunları söyledi:

“Onlardan edindiğimiz izlenimleri aktardık. Gelinen durum çözüm sürecini zorlayıcı bir aşamaya gelmiş bulunmakta. Bu zorlayıcılığın ortadan kaldırılması da, bölgedeki net siyasal tutumlarla ancak nitelik arz etmekte. Bundan bağımsız olmayan bir en az bunun kadar önemli olan bir olgu da, daha önce Sayın Beşir Atalay’ın ’kamuoyuyla paylaşacağız’ dediği, çözüm sürecinin yol haritasıyla onun içeriğinin getirdiği, bir an önce fiiliyata geçirilmesi olacaktır. Bizim açımızdan verimli bir görüşme oldu. Sayın Öcalan’ın müzakere aşamasına geçmek için vurguladığı sekretarya başta olmak üzere diğer düzenlemelerin süratle hayata geçirilmesi sürecin akıbeti açısından belirleyici bir önemde. Sanırım süratle bir yol alacağız, bizler böyle ümit ediyoruz. Kobani’de bir halk imha edilmek, yok edilmek tehdidi altında. Bu halk yabancı bir halk değil, akrabaları kardeşleri, Kürt halkından bahsediyoruz. Buradaki Kürtlerin veya Kürt halkı başta olmak üzere, insanlıktan nasibini almış, demokrasiye inanan hiç kimsenin buna kayıtsız kalması düşünülemez. Biz Sayın Numan Kurtulmuş ve Başbakan ile görüşmeyi yaptıktan sonra gelinen aşamayı İmralı’ya gitmeden önce siz değerli basın emekçileriyle geniş bir basın toplantısıyla paylaşmayı düşünüyoruz.”

“MARUZ KALINAN GAZ VE BOMBA YAĞMURUNA KARŞI DOĞAL BİR SAVUNMA REFLEKSİ OLARAK BAKMAK LAZIM”

HDP Van Milletvekili Aysel Tuğluk’un Suruç’ta güvenlik güçlerine taş atarken görüntülenmesi ve buna yönelik eleştirilerin sorulması üzerine Önder, “Muhalefet ve iktidar partisinin bu eleştiriyi yapmak yerine orada bir halkın var olma, yok olma yol ayrımına gelmiş olması karşısında gösterilen bir duyarlılık ve maruz kalınan gaz ve bomba yağmuruna karşı doğal bir savunma refleksi olarak bakmak lazım. Biz eğer bu meselenin bir hayli zamandır unuttuğumuz ve ebediyen de unutmayı dilediğimiz çatışma meselesinin çıkıp gitmesini istiyorsa, biz oradaki doğal reflekslere değil, onun hemen 300 metre ilerisinde yaşanan vahşi katliama odaklanmamız lazım. Bunlar geleneksel veya kategorik bir düşmanlık üzerinden herkes eski ezberlerine sığınıyor. Bunu en hafif tabir ile sorumsuzluk olarak değerlendiriyoruz” karşılığını verdi.

“BUGÜN İSLAM ADINA GELİNEN NOKTAYI GÖRDÜĞÜMÜZDE ÖCALAN’IN ÖNGÖRÜSÜNÜN KIYMETİ DAHA ÇOK ANLAŞILACAKTIR”

Karayılan’ın "Kobani’de yaşananlar nedeniyle çözüm süreci bitmiştir. Kandil ile görüştünüz mü" açıklamasının sorulması üzerine Önder, şunları söyledi:

"Sayın Öcalan ile bu hafta içerisinde bu görüşmeyi gerçekleştirebiliriz. Öcalan bölgedeki tüm bu gelişmeleri, gün gün, santim santim öngörerek tarihsel uyarılarda bulunmuştur. Bu meselenin salt askeri müdahalelerle, önlemlerle çözümlenemeyeceğine buraya dönük demokratik bir teklif bütün bölgeye orada yaşayan bütün inanç gruplarına, bütün halkalara dönük demokratik bir teklif sunmakla anlamlı olabileceğini Sayın Öcalan onlarca kez dile getirdi. Sayın Öcalan’ın bu tarihsel uyarılarını kamuoyu ile paylaştık. Bu demokratik teklif siyaseten bir türlü olgunlaşamadı. Hala insanlar meselenin askeri boyutları ile uğraşıp duruyorlar. Bu tek başına çözüme götürücü bir yöntem değildir. Bütün bu olanlara karşı demokratik özerklik temelli kanton temelli, herkesin kendisi olarak kalabileceği, siyaset alanı bulabileceği bir demokratik çözüm teklifi vardı. Sayın Öcalan’ın Demokratik İslam Kongresi vurgusu neredeyse bizim kendisiyle ilk görüşmeyi yaptığımız günden beri kendisi için başat konulardan birisiydi. Bugün İslam adına gelinen noktayı gördüğümüzde Sayın Öcalan’ın öngörüsünün kıymeti daha çok anlaşılacaktır. İşte demokratik ve siyasi teklif böyle olur."