Nevşehir’de Adli Yıl Açılış Töreni

Nevşehir’de Adli Yıl Açılış Töreni

Nevşehir’de 2014-2015 adli yılı düzenlenen törenle açıldı. Törende konuşan Nevşehir Cumhuriyet Başsavcısı Adnan Tosun: "Nevşehir Adliyesi hiçbir kişiye, hiçbir guruba, hiçbir topluluğa bağlı kalmadan tarafsız ve bağımsız olarak temsil edilecektir" dedi.
Adli yıl açılış töreni Hükümet Konağı önünde gerçekleştirildi. Törene Garnizon ve İl Jandarma Alay Komutanı Jan. Kıd. Albay Metin Alkaya, Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver, Nevşehir Cumhuriyet Başsavcısı Adnan Tosun, Adalet Komisyonu Başkanı Sebahattin Sarıdoğan, Baro Başkanı Fahri Korucu, Vali Yardımcısı Vural Demirtaş, avukatlar ve yargı personeli katıldı.
Törende ilk olarak Atatürk Anıtına Cumhuriyet Başsavcılığı ve Baro Başkanlığı çelenklerinin sunulmasının ardından saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı okundu.
‘TARAF OLACAĞIMIZ TEK GÜÇ BÜYÜK TÜRK MİLLETİ’
Törende konuşan Nevşehir Cumhuriyet Başsavcısı Adnan Tosun, yeni adli yılın hayırlı olması dileğinde bulundu. Tosun: “Devletin üç temel erkinden biri olan yargının açılış töreni. Bu günden itibaren Nevşehir Adliyesi hiçbir kişiye, hiçbir guruba, hiçbir topluluğa bağlı kalmadan tarafsız ve bağımsız olarak temsil edilecektir. Taraf olacağımız tek güç; Büyük Türk Milleti ve Ulu Önderin kurduğu Türkiye Cumhuriyeti devletinin bekası olacaktır. İçimizde çok büyük bir çalışma azmi ve kararlığı var. Devraldığımız hizmet bayrağını aldığımız seviyenin mutlak suretle üzerine çıkartacağız. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.Geçmişi ile, geçmişinde yetiştirdiği büyük devlet adamları ile, geçmişinden bugüne taşıdığı tarihi ve coğrafi güzellikleri ile ünlü Nevşehirmizin bugününe ve yarınına katkıda bulunmak istiyoruz. Bugünden itibaren adliye Sayın Valimizin amirliğindeki kamu kurum ve kuruluşlarına, özel kuruluşlara, baroya, sivil toplum örgütlerine, basın mensuplarına ve vatandaşlarımıza karşı olması gereken yerde, olması gereken duruşta ve saygınlıkta olacaktır” dedi.
‘YARGI ÜZERİNDEKİ İŞ YÜKÜ SORUNU AŞILAMADI’
Daha sonra konuşan Baro Başkanı Fahri Korucu ise; yargının, bireylerin kendi aralarındaki veya bireyle devlet arasındaki hukuki uyuşmazlıkları çözümlemek iktidarı olarak tanımlandığını ve yargının bu yetkiyi milletten alarak ve millete hizmet için var olduğunu söyledi. Korucu: “İçinde yaşadığımız ve bize ait olan bu devlet, tüm organları ve kurumlarıyla bir bütündür. Birini ötekine değişmek veya birinin yerine ötekini koymak mümkün değildir. Yargı da bu bütüncül yapının en temel ve en önemli yapı taşlarından biridir. Ülkesini seven, milletine hizmet için çalışan vefakâr yargı mensuplarının tüm gayretlerine rağmen yargı, bugün olması gereken yerde değildir. Son zamanda gündemden düşmeyen ve bir ucu yargıya dayanan toplumsal sorunlar bunun en açık kanıtıdır. Bu sorunların temelinde, bundan önce her fırsatta dile getirdiğimiz yargının yapısal sorunları olduğu kadar, günümüzde, halen adaletin temel ilkelerini de tam anlamıyla idrak edemediğimiz anlaşılmaktadır” diye konuştu.
Yargı üzerindeki iş yükü sorununun halen çözüme kavuşmadığını ve hakim ve savcı başına düşen iş sayısının oldukça fazla olduğunu kaydeden Korucu, bu nedenle, yeni Hukuk Muhakemeleri Kanunuyla düzenlenen duruşmaya hazırlık safhasının arzu edildiği gibi işletilemediğini vurguladı. Dosya yoğunluğundan duruşmalara ön hazırlık yapılıp, matbu zabıt tutanakları hazırlanmasının zorunlu hale geldiğini, duruşmaların olması gerekenden daha ileri tarihlere ertelendiğini, dosyaların daha uzun sürelerde karara bağlanabildiğini belirten Korucu, yargılamada karar mercii hakimler olduğu halde, dosyaların büyük oranda bilirkişilerin kanaatine göre şekil aldığını ifade etti. Yargısal faaliyetlerin doğru yürütülmesi, verilecek kararların adil olması ne kadar önemli ise, karların icrasının da bir o kadar önemli olduğunu vurgulayan Korucu, adaletin tecellisinin, kararların icra edilmesiyle mümkün olduğunu belirterek şunları söyledi:
“Bu noktada da önemli sorunlarımız vardır. İcra daireleri gerek personel, gerek fiziksel ve gerekse donanım açısından yetersizdir. Özellikle alacakların tahsilinde büyük zorluklar yaşanmaktadır. Borçlu hakları, alacaklı haklarının önüne geçmiş, özellikle kötüniyetli borçlular karşısında alacaklıların hakkını elde etmesi imkânsız hale gelmiştir. İş yoğunluğu icra dairelerinde de en önemli sorun olarak kendini göstermektedir. Keza iş yoğunluğu nedeniyle özellikle meslektaşlarımız ile icra memurları arasında yaşanan sorunlar adliyelerde gündemin her zaman ön sırasında olmaya devam etmektedir. Bu yapısal sorunlar bir yana, başta da ifade ettiğim gibi asıl önemlisi yargının temel ilkeleri hala idrak edilebilmiş değildir. Son dönemde yargı alanında yaşanan gelişmeler bizleri böyle düşünmeye sevk etmektedir. Oysa yargı görevi, her kaygıdan uzak, yalnızca adalet duygusuyla hareket edilmesi gereken kutsal bir görevdir”