Türkiye Kamu-özel Sektör İş Birlikleri Forumu

Türkiye Kamu-özel Sektör İş Birlikleri Forumu

Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Türkiye’nin bir de büyük enerji ihtiyacı söz konusu. Enerji sektöründe ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde belki 20-30 milyar dolarlık yatırım öngörülmekte” dedi.
Maliye Bakanı Şimşek, bu yıl 3’üncüsü düzenlenen "Türkiye Kamu-Özel Sektör İş Birlikleri Forumu"na katıldı. Mövenpick Otel’de gerçekleşen forumda konuşan Bakan Şimşek, “Kamu-özel işbirliği eski Türkiye ya da büyüyen Avrupa diye bakarsak yatırımlar gerçekten oldukça yoğun ve büyük kapsamda gerçekleştiriliyor. Dünya Ekonomi Forumu’na göre 5 trilyon dolarlık bir yıllık yatırıma ihtiyaç var alt yapı alanında. Bu da oldukça ölçeklendirilebilir büyük bir yapı, miktar alt yapı için. Bazı tahminlere göre mesela dünyada global olarak enerji yatırım ihtiyaçlarına baktığınız zaman yıllık olarak 2, 2 buçuk trilyon dolar yıllık bir ihtiyaç olduğunu söyleyebiliriz. Yaklaşık bu sene 35 milyon ve yatırımlar oldukça yoğun bu alanda da” diye konuştu.
Kamu sektörüne bakıldığı zaman kaynakların da oldukça sınırlı olduğunu kaydeden Şimşek, “Gerçekten sınırlı bir mali alan söz konusu. Özellikle de küresel kriz sonrasında. En gelişmiş ülkelere baktığınız zaman hükümetler özel sektör güvenilirliğini ekonomilerini sabitlemek adına arttırmaya çalışıyorlar. OECD ülkelerine baktığınız zaman yaklaşık yurt içi hasılalarını yüzde 10’dan fazla bir artış söz konusu özel sektör-kamu işbirliği yatırımları açısından. Kaynaklar oldukça sınırlı tabi bu bağlamda ama eşit derecede önemli. Özel sektör çok daha yaratıcı, daha dinamik” ifadelerini kullandı.
Yatırım ihtiyaçlarına bakıldığı zaman sadece ulaşım ya da enerji alanlarında bu ihtiyacın olmadığını bildiren Bakan Şimşek, eğitim, sağlık sektörü ve konutun özellikle Türk ekonomisinde bu alanların önemli büyük alanlar olduğunu ifade etti.
“ENERJİ SEKTÖRÜNDE VE ÖNÜMÜZDEKİ 10 YIL İÇERİSİNDE BELKİ 20-30 MİLYAR DOLARLIK YATIRIM ÖNGÖRÜLMEKTE”
“Türkiye gerçekten kamu-özel işbirliği çalışmalarında özellikle ulaştırma alanında oldukça başarılar kaydetti” diyen Bakan Şimşek, “Özellikle havaalanı yapımında ve ücretli otoyollar yapımında en önemli gelişim kaydettiğimiz alanlardan bir tanesi. Türkiye’nin bir de büyük enerji ihtiyacı söz konusu. Enerji sektöründe ve önümüzdeki 10 yıl içerisinde belki 20-30 milyar dolarlık yatırım öngörülmekte. Biz bu alana odaklanmaya devam edeceğiz yatırımlar anlamında” şeklinde konuştu.
Eğitime bakıldığı zaman Türk nüfusunun genç bir yapı nüfus olduğunu belirten Şimşek, geçmişte okullara, sınıflara, kampüslere ihtiyaç olduğunu ve özel sektörün desteğinin olması gerektiğini söyledi.
“TURİSTİK ANLAMDA DA 6. SIRADA TÜRKİYE BU SAĞLIK TURİZMİ NOKTASINDA”
Sağlık sektöründe Türkiye’de bir devrim gerçekleştiğini kaydeden Şimşek, şunları söyledi:
“Ana ihracat temelli hizmetlerin arttırılması ve tıp alanında, sağlık alanında yatırımların geliştirilmesi söz konusu. Turistik anlamda da 6. sırada Türkiye bu sağlık turizmi noktasında. Dünyada en önemli turizm destinasyonlarından da birisi. Sağlık sektöründe de çok önemli bir tasarım söz konusu oldu. Her şey ulusal sağlık sistemi içerisine dahil edildi ve bazı ülkelerde, Avrupa’da mesela. Biz rekabeti ortaya koyduk. Kişilerin artık bir seçimi var. Devlet hastanelerine ya da özel hastanelere gitmeyi tercih edebiliyorlar. Bu da yeniliği, inovasyonu ve sağlık sektöründe de, kamu sektöründe de birçok yatırımı beraberinde getirdi. Biz büyük hastanelerin inşası noktasında ve onların tam donanımlı çalışmasını sağlamak noktasında Sağlık Bakanlığı’nın çok önemli çalışmaları ve yatırımları oldu.”
Konut sektörüyle ilgili ise Şimşek, “Tipik bir kamu-özel işbirliği örneği, aslında çok yoğun bir kapsamda bir şehirleşme söz konusu oldu. 1999 depreminden sonra Türkiye’de konut sektöründe çok büyük bir canlanma söz konusu oldu. 6 milyon konut birim sayı olarak konut yapımı söz konusu oldu. Oldukça büyük bir kapsam bu” dedi.
“BİZ OLDUKÇA GÜÇLÜ BİR MALİ KONUMA SAHİBİZ SON 10 YIL İÇERİSİNDE”
Enerji alanında 5 trilyon dolar ihtiyacından bahsettiğini hatırlatan Şimşek, şöyle konuştu:
“Mali açıdan konuya değinmek gerekirse, biz oldukça güçlü bir mali konuma sahibiz son 10 yıl içerisinde. Türkiye’nin aslında bundan önce iflasın eşiğinde olduğundan bahsetmek mümkün. Türkiye’nin yurt içi gelirine baktığınız zaman yaklaşık burada faiz ödemeleri, faiz artırımı, vergi gelirlerine baktığınız zaman çok büyük bir kısmını oluşturduğunu söyleyebiliriz. O dönemde hükümet aslında Türkiye’yi uçurumun eşiğine doğru sürüklüyordu. Türkiye bu kapsamda baktığımız zaman güç koşullar içerisindeydi. Biz mali durumu temelden, kökünden düzeltme eğilimi içerisine girdik ve hükümet bu noktada dünyanın geri kalan ülkeleriyle karşılaştırdığımız zaman belki 0.8 oranında yurt içi milli gelir noktasında belki bir artış kaydetmeye çalışıyordu. OECD ülkeleriyle karşılaştırdığımız zaman oldukça önemli bir konuda ekonomide artıya geçme durumu söz konusu. Bununla ilgili olarak temel nedenlerden bir tanesi artık bu dinamiklerin sürdürülebilir olmaması. Son 10 yılın başından itibaren bu sürdürülebilirliğin hükümetimiz tarafından sağlanması söz konusu. Bütçe açığına baktığımız zaman oldukça daralma olduğunu söylemek mümkün. Merkez Bankası ile birlikte aslında oldukça yapılan politikalarla birlikte enflasyonda bir takım artışlar söz konusu oldu geçici faktörlerden kaynaklı ama biz temel olarak çok güçlü bir mali konum ortaya koyduk. Diğer birçok ülkeyle karşılaştırdığımız zaman, geçmişle karşılaştırdığımız zaman oldukça güçlü bir mali konum edindi Türkiye. Özellikle de alt yapı yatırımlarının geliştirilmesi noktasında.”