Samsun Şehir Kimliği Çaliştayi

Samsun Şehir Kimliği Çaliştayi

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Samsun Büyükşehir Belediyesi’nin birlikte düzenlediği “Samsun Şehir Kimliği Çalıştayı” tanıtım toplantısı yapıldı.
İlki Ordu’da ve 10’uncusu da Samsun’da Büyükşehir Belediyesi Sanat Merkezi’nde yapılan çalıştaya Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Danışmanı İbrahim Acar, Samsun Valisi İbrahim Şahin, Atakum Kaymakamı Ali Bakoğlu, Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, ilçe belediye başkanları, kamu kurum ve kuruluş temsilcileri katıldı.
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Danışmanı İbrahim Acar, çalıştayın Türkiye genelinde 10’uncusunu Samsun’da yaptıklarını söyledi. Acar, “İnsanın maddi ve manevi gelişiminde en yakın medeni çevresi şehirdir. İnsan çevresini, çevresi de insanı geçmişiyle geleceği ile mevcut hali ile kederiyle, üzüntüsüyle, tasasıyla her şeyi ile etkiler. Nasıl insanların ruhu varsa, şehirlerinde ruhu ve kimliği vardır” dedi.
ACAR: “ŞEHİRLERİ YENİDEN PLANLIYORUZ”
Şehirleri maddi ve manevi olarak yeniden bir inşaat sürecine koyduklarını belirten Acar, “Bu çerçevede bakanlık olarak stratejik mekansal planlama çalışmaları başlatıldı. Bu çalışma bütün yurt çapında yapılıyor. Her bölgede, her bir yerleşim biriminde, her şehirde ve kırsalda baştan başa ülkenin mekansal planlaması yapılıyor. Bu planlama mevcudun muhafazası, yeni değerlerin geliştirilmesi, yeniden kurgulanan ve tasarlanan şehirlerin doğru planlanabilmesi için böyle bir stratejik planlama yapılıyor. Bu çerçevede yeni mekansal planlamaya da referans olsun diye her bir şehrimizin kimliğini tanımlama yolunda şehirlerin gözünden ve gönlünden ‘şehri nasıl tanımlıyoruz, şehre nasıl bir vizyon, nasıl bir kimlik, nasıl bir gelecek, nasıl bir ilişkiler kurulur’ diye hedefliyor ve hayal ediyoruz” diye konuştu.
YILMAZ: “SAMSUN ULUSLARARASI TİCARET MERKEZİ OLMALI”
Samsun’un vizyonu için kalkınma stratejik planı yaptıklarını ifade eden Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz, “21. yüzyılın ilk çeyreğinde modern Türkiye Cumhuriyeti’nin bulunduğu coğrafyadaki en iddialı demokratik ülkelerden birisinin olması, süzülerek tarihten gelen, tarihi birikimlerinin de oldukça büyük bir uygarlık ve medeniyet tabanı üzerine oturmuş olması, şehirlerimizin de hızla kırsaldan kente doğru olan göçün etkisiyle şekillendiği bir süreçte adeta yeniden yapılandığı işin biraz gecikerek de olsa bizim ülkemizde devam ediyor olması, sonuçta estetikten ve vizyondan mahrum şehirlerin oluşması tehlikesi ile bizi karşı karşıya getirdi. Dolayısıyla şehirlerimizin kimlik ve vizyon belirleme, şehir insanını bu kimlik ve vizyon etrafında belli bir noktaya yaklaştırma yönündeki Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızın çalışmasının son derece yararlı olduğuna inanıyorum. Bir şehri geleceğe taşıyacak olan vizyon, şehrin ‘ne olacak bu şehrin geleceği’ sorulduğunda ‘bu şehir gelecekte nasıl bir şehir olacak, nasıl bir şehir olma yolunda geleceğe kendini layık görüyor’ sorununun cevabının arandığı anda bulunan cevaptır. Biz bu cevabı Devlet Planlama Teşkilatı ile Valiliğimiz ile birlikte Büyükşehir Belediyesi’nin ortaklaşa yaptığı bir çalışmada bulduk. Bu çalışma şehrin gelecek vizyonu dediğimiz, vizyon aslında bir iktisadi kalkınma stratejik planıdır. Kalkınma stratejik planı Samsun’da 3 temel planı içerdi. Bunlar uluslararası ticaret, tarım ve tarıma dayalı sanayi ile uzman iş gücüne dayalı sanayi ve ihtisaslaşmış hizmetler dinamiğidir. Samsun uluslararası bir ticaret merkezi olmalı. Kuzeye açılan bir kapısı olmalı. Samsun’un buna yönelik bir ev sahibi yapabilmesi için iyi bir limanı ve havayolu olması gerekir” şeklinde konuştu.
BASINA TEŞEKKÜR
Konuşmasına geçtiğimiz günlerde Bafra’da yaşanan tekne faciasında hayatlarını kaybeden 7 kişinin ailesine başsağlığı dileyerek başlayan Samsun Valisi İbrahim Şahin, “Yerel basına ve ulusal basının temsilcilerine teşekkür ediyorum. Çünkü Bafra’daki tekne faciasında -bu tarz şeyler sürekli istismar edilir ve uygun olmayan şekilde aktarılır- çok sağlıklı ve objektif bir haber ürettiler” ifadelerini kullandı.
VALİ ŞAHİN: “KÖYLER BETON YIĞINI OLDU”
Köylerin yükselen apartmanlardan dolayı beton yığınına dönüştüğünün altını çizen Vali Şahin, “Şehrin binalarının genetiği vardır. Eğer bu genetiği kaybedersek, kayboluruz. Nasıl insanın DNA’sı varsa, şehirlerinde de DNA’sı vardır ve o tarihi binalardır. Çok yüksek katlı binalardan kurtulup, belki tek katlı ya da 2 katlı binalara gitmemiz gerekiyor. Bizim kültürümüzde aslında dikey yapılaşma yok, yatay yapılaşma var. Biz Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’ndan 60, 70, 80, 100, 110 metrekarelik 1 veya 2 katlı binaları üretelim ve onların da maketlerini üretelim. Belediyeler de ruhsat verirken kişilere ‘binaların dış görünüşü en azından bunun gibi olsun’ desinler. Köyler beton yığını oldu. Köylerde 4-5 katlı apartmanlar yapmaya başladılar. İnanın köy mü şehir mi karıştırıyoruz. Batılı ülkelerde şehirde yaşıyorsunuz ama köy havasını size teneffüs ettiriyorlar” dedi.
VALİ ŞAHİN: “CAMİYE GİTMEYEN ÇOCUK ZEHİRLENİYOR”
Camiler haftasında “Camiler oyun alanına dönsün” açıklamasından dolayı gazeteler tarafından eleştirildiğini fakat camiye gitmeyen çocukların başka yerlerde bonzai veya başka şekilde zehirlendiklerinin altını çizen Vali Şahin, şöyle konuştu: “Bizim gençlerimiz cami falan gitmiyor. Çünkü namaz kılmıyor ve başka da orada eğlenebileceği bir yer yok. Camiler haftasında ‘camiler oyun alanına dönsün’ dedim. Ertesin gün gazeteler beni eleştirdi. Çocuklar okuldan gelip çantasını eve bırakıp kendilerini sokağa attıklarında kafalarında cami ve etrafı gelmeli. Aslında bunun adı külliyedir. Orada aşhane vardır, oyun alanları vardır, kütüphaneler vardır, dinlenecek yerleri vardır ve çocuklar orada dinlenir. Peki, buraya gitmeyen çocuklar nereye gidiyor? Ya cami tuvaletlerinde bonzai çekiyorlar ya da başka yerlerde, internet salonlarında başka şekilde zehirleniyorlar. Ondan sonra anne ve babalar başlarını eğip feryat ediyorlar. Onun için biz yeni Medinelerimizde ve yeni şehirlerimizde mutlak şekilde bir bakış tarzı değişikliğine ihtiyacımız var.”
Konuşmaların ardından Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Danışmanı İbrahim Acar, İstanbul Medeniyet Üniversitesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan ve Doç. Dr. Ayfer Gedikli çalıştayda izlenecek yol hakkında katılımcılara bilgi verdi.