Sırrı Sakık Süreci Değerlendirdi

Sırrı Sakık Süreci Değerlendirdi

Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, çözüm sürecinde gelinen noktada artık kimsenin geriye dönüşünün olmadığını, olgunlaşmış bir düşünceyi kimsenin yok hükmünde sayamayacağını ifade etti.
Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, Ağrı’da faaliyet gösteren yerel ve ulusal basın mensuplarıyla bir araya geldi. Burada bir gazetecinin çözüm süreciyle ilgili sorusunu cevaplayan Ağrı Belediye Başkanı Sırrı Sakık, “Kürtlerin isyanın adresi dağlar değil, sandık olsun. Demokratik siyaset hayat bulsun. Sayın Öcalan’ın, 2013 Nevruz’unda seslendirdiği ortak vatan şiarı benim için bir yol haritasıydı. O yol haritasına katkı sunmak amacıyla buraya geldim. Halka da bunu açıkça söyledim. Evet, bu kente geliyorum, bir mega projem yok ama size bir barış için geldiğimi söylüyorum. Size barışı bu topraklarda armağan edebiliriz. Bana da bir görev sorumluluk düşüyorsa onun için geldim, demokratik siyasetin hayat bulması için çünkü Sayın Öcalan’ın manifestosunda da açık ve net olarak şu var: Silahlar miadını doldurdu ve bundan sonra demokratik siyaset hayat bulmalıdır. Ben de geldim, demokratik siyasetin hayat bulması için geldim. Burada Ağrı halkına tekrar teşekkür ediyorum. Biz yüzde 25’lerden çıktık, yüzde 70’leri yendik. Demokratik siyaset burada kendisini ortaya koydu. Seçimi aldığımız gece de şu açıklamayı yapmıştım. Yani bu seçimin bir galibi, mağlubu yok. Bu seçimi kazanan barış olmuştur. Ağrı halkı barışa büyük bir destek vermiştir” şeklinde konuştu.
“DEMOKRATİK SİYASETİN ÖNÜNDEKİ ENGELLER KALDIRILMALI”
Hükümetin, demokratik siyasetin önündeki engelleri kaldırması gerektiğini söyleyen Sakık, “Merkezi hükümet de bundan sonra siyasetini buna göre dizayn etmelidir; demokratik siyasetin önündeki engelleri kaldırmalıdır. Kürt siyasal hareketi de buradan mesaj çıkarmalıdır. Ben halen bunların arkasında duruyorum. Demokratik siyasetin önündeki engeller, bir an önce ortadan kaldırılmalıdır. Yani eşit koşullarda bir seçim yarışına girmeliyiz. Yüzde 10’luk baraj ortadan kaldırılmalıdır. Bütçeden bize pay verilmelidir. Siyasi Partiler Yasası, seçim kanunları değiştirilmelidir. Benim dokunulmazlığım kaldırıldığı için her gün bana fezlekeler geliyor, savcılar beni davet ediyorlar. Bir yerde bilmem Kürtçe konuşmuşum, bir yerde seçim süresi bitmiş, ondan sonra ihlal etmişiz filan. Böyle bir yasayla bu ülkede biz özgürlükleri hayata geçiremeyiz. Onun için bu süreci önemsiyoruz. Barışın bu topraklarda hayat bulması için önemli bir süreçten geçiyoruz. Kürt halkı bu konudaki tavrını ortaya koymuştur. Hatta cumhurbaşkanlığı seçiminde Sayın Erdoğan ile Sayın Demirtaş’ın aldığı oyları da yan yana koyduğumuzda yüzde 70’e varan bir destek vardır bu barış sürecine. Bu Kürt coğrafyasında yüzde 100’e varan bir destektir. Onun için kimsenin geriye dönüşü yoktur. Böyle bir şansı da yoktur. Şimdi bu kadar olgunlaşmış bir düşünceyi kimse yok hükmünde sayamaz. Hele hele olgunlaşmış bir fikrin önünde hiçbir ordu, hiçbir iktidar da duramaz. Onun için Sayın Cumhurbaşkanının 1920’lerden, yani Anıtkabir’deki o 1920’lerle ilgili vurgusu çok önemlidir. Bunlar çok tartışılmıyor medyada ama ben okuyabildiğim kadarıyla, ’1920’lerde Cumhuriyet kurulduğunda Kürtlerin, Türklerin ortak ana yurduydu’ diyor. 1921 Anayasası’nda bunlar güvence altına alınmıştır. Ben eminim yeni Türkiye’den bahsederken Sayın Cumhurbaşkanı buradan bahsediyor. Bu kardeşlik hukukunu, aslında çok da kardeşlik demeyelim, eşit yurttaşlık hukukunun oluşması için ben o Anıtkabir’deki açıklamaları bu şekilde değerlendiriyorum. İkincisi ben hükümet programındaki Sayın Başbakan Davutoğlu’nun açıklamalarını da, yani barış süreciyle ilgili kararlılığını da önemsiyorum. Bunların hepsini yan yana koyduğunda Türkiye’nin barış sürecinden başka bir şansının olmadığını, bizim bugün Orta Doğu’da yaşanan bu vahşeti gördükten sonra Türkiye’de barışa hem mecbur hem de mahkum olduğumuzu bir daha görüyoruz” ifadelerini kullandı.
“AKLIN YOLU BİRDİR”
Hükümet ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çözüm süreciyle ilgili açıklamalarını, "Aklın yolu birdir" şeklinde değerlendiren Sakık, Irak Şam İslam Devleti’nin (IŞİD) insanlığa karşı cinayet işlediğini söyledi. Sakık, “Bu IŞİD denen çetenin nasıl insanlığa karşı cinayetler işlediğini görüyoruz. İslamiyet adına gelip oralarda nasıl insanları katlettiğini, nasıl oralarda Kürtlere, Türkmenlere, Ezidilere, Süryanilere saldırılar gerçekleştirdiğini görüyoruz. İslamiyet adına gelenlerin, İslam olmadığını İslamiyet ile hiçbir bağının olmadığını Amerika’dan, Fransa’dan, Japonya’dan, İngiltere’den gelip burada cihat adına ve çetecilik yaparak halkları boğazlarken, bu tehlikenin bizim topraklarımıza da yansımaması için hiçbir şey yoktur. İşte buradadır ki PKK bir vicdan hareketine dönüşmüştür. Çetelere karşı orada bütün her şeyini ortaya koyan Kürt özgürlük hareketi bir vicdan hareketidir. Burada çetelere karşı savaşarak oradaki bütün hakların güvencesi olmuştur. Türkmenlerin, Arapların, Ezidilerin, Süryanilerin bütün halkların, o kadar farklı bir mozaik var ki, onların sığınabileceği bir liman olmuştur. Onları koruyan bir vicdan hareketi olmuştur. Ben eminim Türkiye’de yaşayan bütün halklar da, yani eli vicdanında olan bu halklar da son dönemlerde PKK’nın bu konuda barışla, insanlıkla ilgili ne kadar hassas bir noktada olduğunu görmüşlerdir. Hem Orta Doğu’daki gelişmeler hem ülkemizdeki gelişmelerin barışın bir an önce bu topraklarda hayat bulması için bizi göreve davet ettiğini görüyorum. Merkezi hükümetteki bu açıklamalar, Sayın Cumhurbaşkanının açıklamaları da bu doğrultudadır. Yani aklın yolu da birdir” dedi.