Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Muhammet Balta, kentsel dönüşümün, şehirleri modern ve yaşanabilir hale getirmek için temel şart olduğunu belirterek, “Kentsel dönüşümün halka iyi anlatılması ve halkın razı olacağı pilot bölge seçilip uygulama yapılması gerekiyor” dedi.
Çevre ve Şehircilik Bakan Yardımcısı Balta, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası’nda (MTSO) yapılan “İnşaat Sektörü İstişare Toplantısı’na katılarak sektörün sorunlarını dinledi. Toplantıya, AK Parti Mersin Milletvekili Ahmet Tevfik Uzun ile İl Başkanı İsmail Taşpınar, MTSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Nuh Yükselgüngör, MTSO Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Sağlam, Çevre ve Şehircilik İl Müdürü Yılmaz Şahin ile inşaat sektörünün temsilcileri katıldı.
Toplantıda, sektör temsilcilerinin anlattıkları sorun ve sıkıntıları not alan Bakan Yardımcısı Balta, yaptığı konuşmada, Bakanlık olarak hem kentleşme hem de çevre konularında çok yol kat ettiklerini söyledi. Eksikleri olduğunu ancak, bunları zaman içinde gidererek hizmetlerini her geçen gün artırdıklarını belirten Balta, Türkiye’nin 2023 hedeflerinin siyasi bir partinin değil, ülkenin hedefleri olduğunu vurguladı. Bu hedefleri gerçekleştirmek için öncelikle Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılıktan kurtulması gerektiğinin altını çizen Balta, “Her yıl enerji alımına yaklaşık 70 milyar dolar ödüyoruz. Bunun önüne geçmek için nükleer santrallere, yenilenebilir enerji kaynaklarına ve diğer santrallere yatırım yapıyoruz. Yapılan her işlemde denetim yapılması gerekiyor. Biz bu denetimleri layıkıyla yapmaya özen gösteriyoruz. Ancak kantarın topuzunu kaçırmamak, insanları bürokratik işlerle boğmamak gerektiğini düşünüyorum” diye konuştu.
“KENTSEL DÖNÜŞÜM İÇİN HALKIN RAZI OLACAĞI PİLOT BÖLGE SEÇİLİP UYGULAMA YAPILMASI GEREKİYOR”
Bakanlık olarak kentsel dönüşüm projelerine oldukça fazla önem verdiklerini dile getiren Balta, kentsel dönüşümün şehirleri modern ve yaşanabilir hale getirmek için temel şart olduğunu savundu. Kentsel dönüşüm için halkın razı olacağı pilot bölge seçilip uygulama yapılması gerektiğini kaydeden Balta, “Bu uygulamanın sonuçları diğer bölgelerdeki insanlara çok iyi anlatılıp, gösterilip kentsel dönüşümün sonuçları anlatılmalı. Halkımız gördüğüne inanıyor. Bu şekilde kentsel dönüşümün aslında korkulacak bir şey değil, tam aksine hem altyapı hem üst yapı anlamında modern şehirler yaratmanın temeli olduğu gösterilmeli. Ayrıca, halkımız bilinçlendirilip, içinde yaşayacakları binayı seçerken nelere dikkat edecekleri anlatılmalı. Burada hem bizlere hem de sizlere, sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşüyor. Satın alırken nispeten ucuz olan bina, kullanım süresi ve kalitesi dikkate alındığında daha pahalıya gelebilir. Yalıtımlı duvarlar, kaliteli malzeme ve işçilik, modern tasarımlar binalara maliyet getiriyor gibi görünebilir ancak, sağladığı kullanım koşulları ve kullanım süresi kalitesiz bir binadan daha uygun olduğu görülecektir. Bunun kamuoyuna iyi anlatılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
“MERSİN’İN EN BÜYÜK SORUNU 100 BİNLİK PLAN, KIYI KANUNU VE KENTSEL DÖNÜŞÜM”
MTSO Başkan Yardımcısı Yükselgüngör ise 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı, Kıyı Kanunu’nun oluşturduğu sıkıntılar ve kentsel dönüşüm konularında yaşanan sıkıntıları anlattı. Mersin’in inşaat, çevre ve kentleşme ile ilgili sorunlarının başında 1/100.000’lik Çevre Düzeni Planı’nın geldiğini ifade eden Yükselgüngör, “Danıştay’ın iptal ettiği planla karşılaştırıldığında, yeni plan çok daha olumlu olsa da iş dünyası olarak kentin geleceğini tasarlayan bu planda hala bazı eksiklikler olduğunu görüyoruz. 1/100.000’lik planda Mersin için öngörülen nüfus projeksiyonları çok gerçekçi değildir. Planda kentin gelişimine yönelik sanayi ve ticaret bölgelerinin artırılması gerekmektedir. Özellikle kentin otobana yakın bölgelerinde ticari alanlar ile 3. ve 4. OSB, Lojistik İhtisas OSB ve küçük sanayi siteleri işlenmelidir. SEKA Limanı’nın uluslararası ticaret limanı statüsünün korunmasını ve Konya ile demiryolu bağlantısının öngörülmüş olmasını olağanüstü yerinde ve olumlu buluyoruz. Ancak, SEKA Limanı’nın geri sahasının turizm alanı olmasını bu planla tutarlı ve gerçekçi görmüyoruz. Limanın çalışabilmesi için bu alanda elleçleme ve depolama alanları olması gerekmektedir” şeklinde konuştu.
“KIYI KANUNU KANGREN OLMUŞ BİR YARADIR”
Mersin’de 3621 sayılı Kıyı Kanunu’nun neden olduğu sorunlar bulunduğuna da işaret eden Yükselgüngör, şunları söyledi: “Kıyı Kanunu sadece Mersin’in değil, Türkiye’nin tüm sahil şeridinde kangren olmuş bir yaradır. Kesinlikle bu konuyla ilgili son noktayı koyacak ve belirsizlikleri giderecek ciddi yeni bir yasal düzenleme gerekmektedir. Ancak bu yapılırken, ülke ve kentimizin ekonomisine gerçek anlamda kaktı sunan mevcut tesisler yok edilmemelidir.”
Türkiye’de kentsel dönüşüm uygulamalarının, düzenli kentleşme alanındaki en önemli konulardan biri haline geldiğini de aktaran Yükselgüngör, Mersin’de 20’ye yakın mahallenin göçle oluştuğuna dikkat çekerek, şöyle devam etti: “Bunların önemli bir kısmında geçmişten kalan plansız yapılaşma ve altyapı sorunu hala devam etmektedir. Kentleşme ve konut talebindeki değişim, kent merkezinde de eski, atıl konutların oluşmasına neden olmuştur. Bu nedenle daha önceden kararı alınan Mersin Kentsel Dönüşüm Projesi’nin Çay, Çilek, Bahçe, Özgürlük Mahalleleri öncelikli olmak üzere kent bütününde başlatılması en büyük arzumuzdur.”