Kurban nasıl kesilir? Kurban keserken nasıl tekbir getirilir?
Yayınlanma:
Kurban Bayramı'na saatler kala Müslaman inancının farzlarından olan kurban kesimi telaşı inananları sardı. Kurban bayramında kurbanı nasıl kesmeliyiz, kurbanı keserken okunacak dualar nelerdir. Kurban Bayramı öncesi merak ettiğiniz tüm soruların cevabı haberinadresi.com'da.
Kurban kesmeden önce okunacak dua
İnni veccehtü vechiye lilleziy fedarassemavati vel arda milleti ibrahiyme haniyfen vema ene minel müşrikiyn.İnne salatî ve nüsükiy ve mahyaya ve mematiy lillahi rabbil alemiyn.La şeriyke lehû ve bi zalike ümirtü ene minel müslimiyn.Allahümme minke veleke bismillahi Allahü ekber.
Kurban nasıl kesilmeli? Kurban keserken nasıl tekbir getirilir?
Yukarıdaki dua okunduktan sonra kurban kıbleye çevrilir. Kurbana eziyet etmeden sol yanı üzerine yatırılır “Allâhümme innî vechetü vechiye lillezîfatara’s-semâvâti ve’l-erda hanîfen ve ma ene mine’l-müşrikîn“duası okunur. Daha sonra “Allâhü ekber Allâhü ekber lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allahü ekber Allahü ekber ve lillâhi’l hamd“ diye 3 kere tekbir getirilir. Tekbir bitince; 3 Defa Bismillahi Allahü ekber diyerek bıçağı çeker ve kurbanı keser kurban kesilince kurban kesen Allah rızası için iki rekat namaz kılar. Namazdan sonra Allahümme inne salati ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillahi rabbi’l-âlemîne lâ şerike leh diye dua eder.
MANASI:
Şüphesiz ki ben milleti İbrahim üzere Allah'ı bir tanıyıcı olarak,yüzümü o gökleri ve yeri yaratan Allah'a çevirdim.Ben şirk koşanlardan değilim.Şüphesiz benim namazım da,ibadetlerim(kurbanım) da,hayatım da,ölümüm de hiçbir ortağı bulunmayan alemlerin Rabbi Allah'ındır.Ben böylece emrolundum.Ben müslüman olanlardanım.Allah'ım bu kurban Senden ve Senin için kurban ediyorum .Allah'ın adı ile kesiyorum.Allah Teala büyüklerin en büyüğüdür.

Kurban ve kurban kesmenin fazileti nedir?
Malum olduğu üzere kurban kelimesi dini terminolojide kendisiyle Allah’a yaklaşılan şeyi; özel olarak da Allah’a yakınlık sağlamak, yani ibadet amacıyla belli vakitte belirli cinsten hayvanları kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade etmektedir. Hakka yaklaşmanın, Hak yolunda fedakârlıkta bulunmanın belirtilerinden biri olan kurban ibadetinin sosyal açıda önemi kuşkusuz çok büyüktür. Fert ve toplum yararını ön planda tutan malî bir ibadet olan kurban her şeyden önce hem insani ve hem de sosyal bir fedakârlıktır.
Kurban ibadeti kul ile Allah arasındaki yakınlığı sağlar. Allah’a yakın olan insanlara da yakın olur. Bu yakınlık insanın içinde yaşadığı toplumun haklarına saygılı davranmayı, karşılıklı hakları gözetmeyi ve yardımlaşmayı gerektirir. Aynı zamanda bu ibadet toplumun fertleri arasındaki dargınlık ve kırgınlıkların ortadan kalkmasına, sevgi ve saygı çerçevesinde kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunun kuvvetlenmesine de katkı sağlar. Çünkü kesilen kurbanın etinden komşular, akrabalar, fakirler ve muhtaçlar da faydalanırlar. Böylece kurban kesenlerle kesemeyenler arasında bir yakınlaşma ve samimi bir ilgi ile karşılıklı sevgi ve saygı oluşuverir. Allah Teâlâ çeşitli hikmetler sebebi ile bütün insanları maddi ve manevi imkânlar bakımından aynı seviyede yaratmamıştır. Öyleleri var ki on iki ay gelir geçer de çocuklarına yedirecek bir parça et bulamazlar. Kurban bayramı bu müslüman kardeşlerimiz için ne mutlu bir bayram, çoluk çocukları için de ne sevindirici bir gündür. Ayrıca kurbanların derileri de bağışlanmış olduğu çeşitli hayır kurumları vasıtasıyla nice dertlere derman oluyor. Bu gibi durumlar göz önüne getirildiğinde, kurbanın dolaylı olarak ne gibi yerlere ve ne derece hayrı dokunduğunu daha yakinen gözlemlemek mümkündür. Dikkat edilirse, bütün bunların sebeplerinde yardım etmek, korumak, kollamak, güçlendirmek, birilerinin ihtiyacını karşılamak gibi insani ve sosyal boyutlarının olduğu açıkça görülmektedir

Kurban kesmek farz mı, vacip mi?
Vacip: Kelime anlamı gerekli ve lüzumlu olan, demektir. Farzın karşılığında bir terim olarak vâcip, sadece Hanefi mezhebinde vardır ve aynen farz gibi Allah'ın ya kendi kelâmıyla ya da Elçisinin sözüyle kesinkes yapmamızı istediği şeylerdir.
Farz ile aralarında fark vardır: Vâcibi anlatan emrin, ya Allah'ın Elçisine ait olup olmamasında, ya da istenen şeyin öyle mi, ya da böyle mi olduğunda, ufak da olsa bir şüphe vardır. Bu şüphe yüzünden farz derecesinden biraz aşağı düşmüştür. Ikinci bir fark, vâcibi inkâr eden, yine bu şüphe yüzünden dinden çıkmış olmaz, ancak günah işlemiş olur.
Bu yüzden kurban kesmek, farz değil de vâciptir. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm'de:
"Artık Rabb'in için namaz kıl ve boğazla." (Kevser, 108/2)
denmektedir. “Kurban kesme ile namaz kıl” emri, yan yana geldiğinden “namaz kıl” emri, bazı alimlerce Bayram Namazı’na işaret sayılmış; bazılarınca da her gün kılınan beş vakit namaz olarak anlaşılmıştır. Böylece ayet-i kerimenin delaletinde ittifak maydana gelmediğinden Hanefiler’ce, Bayram Namazı farz değil vacip sayılmıştır.
Yine “kurban kes” emri bazılarınca, sadece Peygamberimize (asm) mahsus sayıldığından, ayetin dalaletinde ittifak sağlanamamıştır. Bunun için kurban, vacip kabul edilmiştir.
Vacip, amel bakımından farz gibidir. İşleyene sevap, özürsüz terk edene ceza vardır. Fakat i’tikad bakımından farz gibi değildir; inkar eden dinden çıkmaz.

Hz. Peygamber (asm)'in de
"İmkânı olup da kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın." (İbn Mâce, Edâhı, 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II/321)
şeklindeki ifadeleri konunun önemini ortaya koymaktadır. Bu ve benzeri nasslardan hareket eden Hanefi fukahâsı, kurban kesmenin vâcip olduğu görüşündedirler (Serahsî, el-Mebsût, Kahire 1324-1331, XII/8; Kâsânî, Bedâyîu's-Sanâyi', Kahire, 1327-1328/1910, V/61, 62; el-Fetâva'l Hindiyye, Bulak 1310, V/291).
Bu konuda İmam Malik'ten iki görüş nakledilmektedir ki, bu görüşlerden birisine göre kurban kesmek vacip, diğerine göre ise müekked sünnettir. Bilindiği gibi, Maliki içtihat sistematiğinde vacip terimi, Hanefilerin farz teriminin karşılığıdır. Zira Maliki, Şafii ve Zahiriler başta olmak üzere, müçtehit imamların çoğunluğuna göre, özellikle de ibadet konularında farz - vacip ayrımı bulunmamakta ve bu iki terim aynı anlamda kullanılmaktadır.
Maliki mezhebinde, kurban konusunda İmam Malik'in iki görüşünden vacip (farz) olduğuna dair görüşü değil, müekked ayni sünnet olduğuna dair olan görüşü mezhepte ağırlık kazanmıştır. Maliki mezhebindeki müçtehitlerden, kurban kesmenin vacip (farz) değil müekked sünnet olduğunu kabul edenler de, kurbanı diğer müekked sünnetlerden daha üst derecede gördüklerinden dolayı, sünnet olduğunu söylerken de, özel olarak önemini vurgulayan ifadeler eklemektedirler.
Görülüyor ki, kurbanın hükmü konusunda, Malikilerin görüşüyle Hanefilerin görüşü, büyük ölçüde paralellik arz etmektedir. Diğer mezheplere göre ise, kurban kesmek sünnettir.
Kurban kesmeden önce okunacak dua
İnni veccehtü vechiye lilleziy fedarassemavati vel arda milleti ibrahiyme haniyfen vema ene minel müşrikiyn.İnne salatî ve nüsükiy ve mahyaya ve mematiy lillahi rabbil alemiyn.La şeriyke lehû ve bi zalike ümirtü ene minel müslimiyn.Allahümme minke veleke bismillahi Allahü ekber.
Kurban nasıl kesilmeli? Kurban keserken nasıl tekbir getirilir?
Yukarıdaki dua okunduktan sonra kurban kıbleye çevrilir. Kurbana eziyet etmeden sol yanı üzerine yatırılır “Allâhümme innî vechetü vechiye lillezîfatara’s-semâvâti ve’l-erda hanîfen ve ma ene mine’l-müşrikîn“duası okunur. Daha sonra “Allâhü ekber Allâhü ekber lâ ilâhe illallâhü vallâhü ekber, Allahü ekber Allahü ekber ve lillâhi’l hamd“ diye 3 kere tekbir getirilir. Tekbir bitince; 3 Defa Bismillahi Allahü ekber diyerek bıçağı çeker ve kurbanı keser kurban kesilince kurban kesen Allah rızası için iki rekat namaz kılar. Namazdan sonra Allahümme inne salati ve nüsükî ve mahyâye ve memâtî lillahi rabbi’l-âlemîne lâ şerike leh diye dua eder.
MANASI:
Şüphesiz ki ben milleti İbrahim üzere Allah'ı bir tanıyıcı olarak,yüzümü o gökleri ve yeri yaratan Allah'a çevirdim.Ben şirk koşanlardan değilim.Şüphesiz benim namazım da,ibadetlerim(kurbanım) da,hayatım da,ölümüm de hiçbir ortağı bulunmayan alemlerin Rabbi Allah'ındır.Ben böylece emrolundum.Ben müslüman olanlardanım.Allah'ım bu kurban Senden ve Senin için kurban ediyorum .Allah'ın adı ile kesiyorum.Allah Teala büyüklerin en büyüğüdür.

Kurban ve kurban kesmenin fazileti nedir?
Malum olduğu üzere kurban kelimesi dini terminolojide kendisiyle Allah’a yaklaşılan şeyi; özel olarak da Allah’a yakınlık sağlamak, yani ibadet amacıyla belli vakitte belirli cinsten hayvanları kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade etmektedir. Hakka yaklaşmanın, Hak yolunda fedakârlıkta bulunmanın belirtilerinden biri olan kurban ibadetinin sosyal açıda önemi kuşkusuz çok büyüktür. Fert ve toplum yararını ön planda tutan malî bir ibadet olan kurban her şeyden önce hem insani ve hem de sosyal bir fedakârlıktır.
Kurban ibadeti kul ile Allah arasındaki yakınlığı sağlar. Allah’a yakın olan insanlara da yakın olur. Bu yakınlık insanın içinde yaşadığı toplumun haklarına saygılı davranmayı, karşılıklı hakları gözetmeyi ve yardımlaşmayı gerektirir. Aynı zamanda bu ibadet toplumun fertleri arasındaki dargınlık ve kırgınlıkların ortadan kalkmasına, sevgi ve saygı çerçevesinde kardeşlik, yardımlaşma ve dayanışma ruhunun kuvvetlenmesine de katkı sağlar. Çünkü kesilen kurbanın etinden komşular, akrabalar, fakirler ve muhtaçlar da faydalanırlar. Böylece kurban kesenlerle kesemeyenler arasında bir yakınlaşma ve samimi bir ilgi ile karşılıklı sevgi ve saygı oluşuverir. Allah Teâlâ çeşitli hikmetler sebebi ile bütün insanları maddi ve manevi imkânlar bakımından aynı seviyede yaratmamıştır. Öyleleri var ki on iki ay gelir geçer de çocuklarına yedirecek bir parça et bulamazlar. Kurban bayramı bu müslüman kardeşlerimiz için ne mutlu bir bayram, çoluk çocukları için de ne sevindirici bir gündür. Ayrıca kurbanların derileri de bağışlanmış olduğu çeşitli hayır kurumları vasıtasıyla nice dertlere derman oluyor. Bu gibi durumlar göz önüne getirildiğinde, kurbanın dolaylı olarak ne gibi yerlere ve ne derece hayrı dokunduğunu daha yakinen gözlemlemek mümkündür. Dikkat edilirse, bütün bunların sebeplerinde yardım etmek, korumak, kollamak, güçlendirmek, birilerinin ihtiyacını karşılamak gibi insani ve sosyal boyutlarının olduğu açıkça görülmektedir

Kurban kesmek farz mı, vacip mi?
Vacip: Kelime anlamı gerekli ve lüzumlu olan, demektir. Farzın karşılığında bir terim olarak vâcip, sadece Hanefi mezhebinde vardır ve aynen farz gibi Allah'ın ya kendi kelâmıyla ya da Elçisinin sözüyle kesinkes yapmamızı istediği şeylerdir.
Farz ile aralarında fark vardır: Vâcibi anlatan emrin, ya Allah'ın Elçisine ait olup olmamasında, ya da istenen şeyin öyle mi, ya da böyle mi olduğunda, ufak da olsa bir şüphe vardır. Bu şüphe yüzünden farz derecesinden biraz aşağı düşmüştür. Ikinci bir fark, vâcibi inkâr eden, yine bu şüphe yüzünden dinden çıkmış olmaz, ancak günah işlemiş olur.
Bu yüzden kurban kesmek, farz değil de vâciptir. Çünkü Kur'ân-ı Kerîm'de:
"Artık Rabb'in için namaz kıl ve boğazla." (Kevser, 108/2)
denmektedir. “Kurban kesme ile namaz kıl” emri, yan yana geldiğinden “namaz kıl” emri, bazı alimlerce Bayram Namazı’na işaret sayılmış; bazılarınca da her gün kılınan beş vakit namaz olarak anlaşılmıştır. Böylece ayet-i kerimenin delaletinde ittifak maydana gelmediğinden Hanefiler’ce, Bayram Namazı farz değil vacip sayılmıştır.
Yine “kurban kes” emri bazılarınca, sadece Peygamberimize (asm) mahsus sayıldığından, ayetin dalaletinde ittifak sağlanamamıştır. Bunun için kurban, vacip kabul edilmiştir.
Vacip, amel bakımından farz gibidir. İşleyene sevap, özürsüz terk edene ceza vardır. Fakat i’tikad bakımından farz gibi değildir; inkar eden dinden çıkmaz.

Hz. Peygamber (asm)'in de
"İmkânı olup da kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın." (İbn Mâce, Edâhı, 2; Ahmed b. Hanbel, Müsned, II/321)
şeklindeki ifadeleri konunun önemini ortaya koymaktadır. Bu ve benzeri nasslardan hareket eden Hanefi fukahâsı, kurban kesmenin vâcip olduğu görüşündedirler (Serahsî, el-Mebsût, Kahire 1324-1331, XII/8; Kâsânî, Bedâyîu's-Sanâyi', Kahire, 1327-1328/1910, V/61, 62; el-Fetâva'l Hindiyye, Bulak 1310, V/291).
Bu konuda İmam Malik'ten iki görüş nakledilmektedir ki, bu görüşlerden birisine göre kurban kesmek vacip, diğerine göre ise müekked sünnettir. Bilindiği gibi, Maliki içtihat sistematiğinde vacip terimi, Hanefilerin farz teriminin karşılığıdır. Zira Maliki, Şafii ve Zahiriler başta olmak üzere, müçtehit imamların çoğunluğuna göre, özellikle de ibadet konularında farz - vacip ayrımı bulunmamakta ve bu iki terim aynı anlamda kullanılmaktadır.
Maliki mezhebinde, kurban konusunda İmam Malik'in iki görüşünden vacip (farz) olduğuna dair görüşü değil, müekked ayni sünnet olduğuna dair olan görüşü mezhepte ağırlık kazanmıştır. Maliki mezhebindeki müçtehitlerden, kurban kesmenin vacip (farz) değil müekked sünnet olduğunu kabul edenler de, kurbanı diğer müekked sünnetlerden daha üst derecede gördüklerinden dolayı, sünnet olduğunu söylerken de, özel olarak önemini vurgulayan ifadeler eklemektedirler.
Görülüyor ki, kurbanın hükmü konusunda, Malikilerin görüşüyle Hanefilerin görüşü, büyük ölçüde paralellik arz etmektedir. Diğer mezheplere göre ise, kurban kesmek sünnettir.
Diğer