BTSO seçimlerinde “Çamur siyaseti”

BTSO’nun 3 Nisan’da yapılacak meslek komitesi seçimlerinin ardından yeni bir meclis ile birlikte kent ekonomisine yön verecek başkan ve yönetim 4 yıllığına iş dünyasını temsil etme görevini üstlenecek.
Bilindiği gibi, mevcut Başkan İbrahim Burkay, üyelerin ve iş dünyası kuruluşlarının güçlü desteğini de arkasına alarak 19 Şubat’ta seçim çalışmalarının startını vermişti. Açıklama sırasında kent ekonomisinin yükünü sırtlayan çok sayıda iş insanı Burkay’ın yanında yer aldığını açıklamıştı.
2013 yılı Mayıs ayından bu yana kent ekonomisine ve Oda üyelerine katkı sağlayan 40’a yakın projeyi hayata geçiren Başkan Burkay ve ekibi, Bursa OSB içinde oluşturulan İstişare Merkezi’nde iş dünyası temsilcileri ile yoğun bir tempoda çalışmalarını sürdürüyor.
BTSO’nun 2013 yılında 51 komitede yapılan seçimler, temsil kabiliyetini arttırmak adına 63’e çıkarılmış,bu 63 komitede görev ve sorumluluk almak isteyen meslek temsilcileri üye ziyaretleriyle saha çalışmalarına başlamıştı.
Şunu ifade etmek istiyorum;
Bu dünyada nankör olmaya gerek yok.
Daha önceki dönemlerde işadamları dahil insanların “salavatla” girebildiği  BTSO’da hizmet çıtası İbrahim Burkay ile birlikte oldukça yükseldi. Tüm kamuoyunu heyecanlandıran, kent dinamiklerini içine alan önemli projelere ve etkinliklere imza atıldı. Üyeler dahil olmak üzere çoğu kimsenin kapısını dahi açmadığı BTSO, kent gündemini belirleyen, neler üretildiği merakla izlenen bir yapıya kavuştu. BTSO, örnek gösterilen bir yer konumuna geldi.
Yani BTSO’da çıta yükselirken, beklentiler de arttı. Bu nedenle bu dönem oda’da görev alacak iş insanları daha çok gayret daha fazla özveri göstermek zorunda kalacak.
Başkan Burkay da seçimlere yönelik açıklamasında; “Üreten Türkiye’nin yükselen gücü olan Bursa’mızın başarı çıtasını çok daha yükseklere taşıyacağız” diyerek bu konuyada dikkat çekmişti..
Hem de; “Bu süreçte birbirimizin ve rakiplerimizin itibarını ve kariyerlerini, en az kendi itibarımız ve kariyerimiz gibi kollamamız en büyük sorumluluğumuzdur” ifadeleriyle çok hassas bir konuda önemli bir mesaj vermişti…
Peki işler öylemi gidiyor?
İzlenimlere bakılırsa, tam tersi…
BTSO seçimlerine “çamur siyaseti” bulaştırılmak isteniyor..
Unutmayalım ki; BTSO Bursa için çok önemli bir kurum, buralarda görev almak elbette çok önemli.
Ama Başkan Burkay’ın dikkat çektiği gibi, bu hizmet yarışını başkalarını rencide etmeden, itibarlarını zedelemeden, rakibini kötülemeyip neyi daha iyi yapacağını anlatarak yürütmek gerekir.
Çünkü; iş insanlarının en önemli sermayesi itibarıdır.
Elbette bir yerde seçim varsa rekabet, iktidar varsa muhalefet de olacaktır. Kendisi ile geçtiğimiz günlerde görüştüğümüz ve Oda yönetimine talip olduğunu öğrendiğimiz eski Meclis Başkanı İlhan Parseker de ertelediği adaylık açıklamasını bugünlerde yapmaya hazırlanıyor.
İlhan Parseker ve ekibi, işadamlarına yaptıkları ziyaret ve görüşmelerde destek arayışlarını sürdürüyorlar. Demokratik hak açısından bundan daha doğalı yok ve kendilerine başarılar dileriz.
Ancak itirazımız olan bir konu var; o da ekonomi dili ve projelerle konuşulması gereken iş dünyasının bu seçimine siyaseti ve çeşitli spekülasyonları da karıştırmaktır.
28 Şubat sürecinde yine maddi ve manevi olarak FETÖ’den en büyük zararı görmüş ve DGM’de idamla yargılanmış Burkay Ailesi’ni hala varlıklarını devam ettiren, ihanetçi FETÖ kalıntıları tarafından bu hain örgütle bağlantısı varmış gibi göstermeye çalışmak bir yana…
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu faktörünü ve Demokrat Parti bağlantılarını seçimlerde referans göstermek, kabul edilebilir bir yaklaşım değildir!
Biz de duyunca inanamadık ama bu bilgileri farklı kaynaklardan teyit edince tepkimizi ortaya koymak şart oldu.
Parseker’in bu iddialarla ilgili ne kadar  ilgisi yada bilgisi var onu da bilmiyorum…
Ancak, sadece gazeteciler açısından değil, BTSO üyeleri tarafından da hiç de hoş karşılanmayan bir üslupla, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun isminin bu süreçlere dahil edilmek istenmesi kabul edilir bir durum değildir.
İddiaya  göre, Parseker ve ekipleri yaptıkları toplantılarda ve üye ziyaretlerinde; “İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Demokrat Parti’den dava arkadaşıyız. Danışmanı Harun Akın ile de görüşüyoruz. Harun Bey aracılığı ile kendisinden haber bekliyoruz. İbrahim Burkay’a karşı adaylığımızı destekleyeceğine eminiz” sözlerine inanmak istemedim.
 
Özellikle Süleyman Soylu ismi üzerinden emniyet ve yargı mensuplarının da manipüle edilerek, hem kamuoyundaki BTSO hem de Başkan İbrahim Burkay algısına yönelik girişimlerde bulunmak ne adaletle ne vicdanla ne de demokrasi ahlakı ile bağdaşmaz!
İnanıyorum ki devletin bekası için terörle mücadele adına gecesini gündüzüne katan Bakan Soylu, kişisel menfaat için isminin kullanıldığını duysa ilk önce kendisi buna müdahale eder.
Ancak, iktidar hırsı yüzünden bazı siyasetçilerin ve işadamlarının (ki bunların isimlerini herkes tahmin ediyordur), kullandıkları kişilerle bir süredir İbrahim Burkay ve BTSO’ya itibar suikastı yapmaya çalıştıkları da bir gerçek.
Bunun üstüne, Bakan Soylu’nun ve Harun Akın’ın isimlerinin BTSO seçimlerinde kullanılması ve bu yarışın rotasından çıkarılarak siyaset alanına sokulmak istenmesinin savunulacak bir tarafı da yoktur.
 Kaldı ki,yakından tanıdığım ilkeli,duruşu belli herkes ve her kesim tarafından sevilen Harun Akın gibi bir ismin BTSO seçimlerine karıştırılmasına en büyük tepkiyi yine Harun Akın gösterecektir.
Asıl yapılacak olan ise;
Bir makama talip olanların,aday oldukları makamlara katkı koyacak projelerini iş dünyası ve kamuoyu ile paylaşmalarıdır.Kendilerine ve bulundukları konuma zarar verecek söylemlerde bulunanlar kendilerine zarar verecektir.
Bugüne kadar “Çamur siyaseti” yapanlar, çamurda kaybolup gitmiştir.
Bizden söylemesi….
 

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ercan AKYILDIZ Arşivi