Özdemir: "Türkiye demokrasiye dönme fırsatını kullanmalı"

Özdemir: "Türkiye demokrasiye dönme fırsatını kullanmalı"

Cumhuriyet Halk Partisi Bursa İl Başkanı Şadi Özdemir, İl Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında gündemi değerlendirdi. İl Yöneticileri, Meclis Üyeleri ve partililerin katılımıyla gerçekleşen toplantıda konuşan Özdemir, Türkiye’nin çok zor bir süreçten geçtiğini ve sürekli bir kaos halinde yaşandığını ifade etti. Aynı gün içinde pek çok gündem oluştuğuna dikkat çeken Özdemir, gündemi takip etmenin imkansız hale geldiğini belirterek; “İnsanların olayları görmemesi, takip edememesi için her şeyi yapıyorlar. Bu kaotik ortam her alanda var. Dış politikadan ekonomiye, eğitimden tarıma, esnafa, her alanda bu kaotik ortam devam ediyor. Bugün dış politikadaki durumları da takip etmek mümkün değil. Suriye'de, Irak'ta neler oluyor? Amerika ve Rusya ile ilişkilerimizde neler oluyor? Bir gün iyiyiz bir gün kötüyüz. Ne veriyoruz ne alıyoruz doğrusu takip etmek olanaklı değil” dedi.  Afrika’da 49 yıllığına tarım alanı kiralandığına dikkat çeken Özdemir, bu durumun ülke tarımına ve üreticiye çok büyük zarar verdiğini söyleyerek; “ Türkiye tarımı yerle bir olmuşken, üretici ürettiği ürünü tarlada bırakırken Afrika'da 800 bin hektar arazi kiralanmıştır. Türkiye'nin verimli toprakları yokmuş, köylüsünün, çiftçisinin işe, üretime ihtiyacı yokmuş gibi Afrika'da 49 yıllığına arazi kiralayıp, oradaki insanlara iş imkanı sağlayıp, üretilen ürünleri de Türkiye’ye getirip satmak gibi ilişki içine girmiş durumdalar. Türkiye tarımı saman ithal eder halde. Komşumuz Bulgaristan'da 15 Liraya yenen eti biz Türkiye'de 60 Liraya alabiliyoruz. Alım gücü düşük olan halkımızın beslenme sorunu da ortaya çıkmış oluyor” değerlendirmesinde bulundu. Eğitim konusuna da değinen Özdemir, alt yapısı olmadan yapılan değişikliklerin öğrencileri mağdur ettiğini vurgulayarak; “Milli Eğitim’de şu dakika itibariyle öğrenciler yılsonunda nasıl bir sınava tabi tutulacaklarını bilmiyor. Neye hazırlanması gerektiğini bilmiyor. Çünkü ‘aklıma geldi, söyledim, yaptım’ kültürü tam da diktatörlüğün uygulamalarıdır. Bir sabah kalkıp ‘TEOG'u kaldırdım’ diyorsunuz, yerine ne konulacağı belli değil. Böyle bir yönetim anlayışı diktatörlüklerde olur” şeklinde konuştu.

İYİ SORGULANMALI

Bazı Büyükşehir Belediye Başkanlarının istifalarının istendiği iddialarına da değinen Özdemir, Adalet ve Kalkınma Partisi’nde İl Başkanlarıyla başlayan bir süreç yaşandığını hatırlatarak; “Belirli İl Başkanlarının istifası istendi. O kişinin bir kabahati, kusuru varsa bunları ortaya koyun. Mahkemelik bir mesele varsa mahkemeye, disiplinlik bir konu varsa disipline sevk edilir. Bunların sebeplerini açıklayın. Bu insanları neden istifaya davet ediyorsunuz” dedi. Aynı yöntemin belediye başkanları üzerinde de uygulandığını ifade eden Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye için çok büyük bir ayıp. AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın geldiği günden beri dilinden düşürmediği milli irade lafı var. Bu lafın da yalan olduğu gayet açık. İstanbul'da milyonarca oy almış Belediye Başkanına açıkça tehdit ve şantajla görevini bıraktırıyorsunuz. Ardından Düzce Belediye Başkanı için aynı şey yapılıyor. Bu kişiler FETÖ ile ilişkiliyse, FETÖ ile ilişkili olan diğer insanlara ne yapıyorsanız bunlara da onu yapın. Eğer, yolsuzluk yapıyorlarsa bunun kararına siz nasıl varıyorsunuz. O zaman bununla ilgili soruşturma açın. Görevinden istifa etmiş olmak, görevinden ayrılmış olmak suçları ortadan kaldırıyor mu? Eğer suçluysa görevinden ayrılsa dahi bunun mahkemelere intikal etmesi gerekiyor. Değil ise o zaman neden istifa ettiriliyor. Bunları iyi sorgulamak lazım. Sayın Cumhurbaşkanı’nın seçimle gelen seçimle gider gibi söylemi vardı. AKP tarafından işler her gün başka bir yalanla yürütüldüğü için çok çabuk unutulabiliyor. Hatırlatıyorum, meşhur bir üç dönem kuralı vardı. Koltuklara yapışılmayacaktı, üç dönem yapan bırakıp gidecekti. Üç dönem oldu beş dönem, kural kadük oldu. Sayın Cumhurbaşkanı her şeye kendi karar vermek her şeye hükmetmek istiyor. Bu anlayışla hareket ediyor. Bu bize 1935, 1940'lı yılların Almanya’sını hatırlatıyor. Orada da zamanında bir diktatör vardı. Mahkemelere, kanuna bakmayacaksınız. Führer burada olsaydı nasıl karar verirdi diye düşünerek karar vereceksiniz talimatı gidiyordu. Aynen bugün Türkiye'deki durum da budur. Eğer buna karşı koyan olursa sürgün ediliyor ya da FETÖ gibi gerekçelerle ihraç ediliyor.”

ALTEPE İSTİFA ETMEMELİ

Özdemir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın istifa iddialarına ilişkin net bir yorumda bulunmadığına dikkat çekerek; “'Böyle bir şey yok' diyor ancak 'Böyle bir şey hiç olmayacak değil' diyor. Yaptığı son açıklamada ihmal, görevi kötüye kullanmak şeklinde suçlardan açığa alsak daha mı iyi diye sordu. Gerçekten görevi kötüye kullanmışsa, görevini kötüye kullanan başka kamu görevlileri hangi muameleye tabi tutuluyorsa aynısını yap. Ama insanlara şantajda, tehditte bulunmayın. Bir takım istihbarat raporlarını dayatıp insanları istifaya zorlamayın. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın adını değiştirmek lazım. MİT olmuş REBİT. Recep beyin istihbarat teşkilatı olmuş. Kendi çıkarları için her türlü istihbaratı yapıp, insanlara şantaj olarak kullanıldığına dair çok sayıda iddia var” açıklamasında bulundu. “Ben Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı'nın Bursa'ya faydalı işler yaptığı kanaatinde değilim” diyen Özdemir sözlerini şöyle sürdürdü: “Tıpkı merkezi hükümet gibi, tıpkı Recep Tayyip Erdoğan gibi, Sayın Recep Altepe de Bursa'nın geleceğini yok etmiş durumda. Buna rağmen, Recep Altepe'nin eğer gerçekten FETÖ'yle alakası yoksa gerçekten mali meselelerde bir sıkıntısı yoksa görevi ihmal diye bir sorunu yoksa bence görevinden ayrılmamalıdır. Eğer ayrılıyorsa o zaman bu iddialardan sıkıntıları var demektir. Bence onurluysa görevinin arkasında durmalıdır. Bursa'da 875 bin kişi kendisine 5 yıllığına görev yapmak üzere oy vermiş durumdadır. Bu insanların, milli iradenin temsilini yapmalıdır. O yüzden bence istifa etmemelidir. Eğer baskı yapılıyorsa da partisinden ayrılmalı, görevini yapmaya devam etmelidir. Bunu bir tarafa koyuyoruz ama diğer taraftan Recep Altepe'den de şunu istiyoruz; Gerçekten Bursa'nın içinden çıkılmaz bir noktaya gelmesindeki yanlışlarından dolayı bundan sonra Bursa'ya bir iyilik yapmak istiyorsan devam et, süreni doldur. Biz demokratik yollarla seni gönderelim. Ama Bursa'ya artık bir çivi çakma çünkü çaktığın her çivi Bursa'nın geleceğini yok etmek üzere çakılıyor.”

ÖRGÜTLERİMİZ YENİLENİYOR

Demokratik ülkelerde olmayacak şeylerin yaşandığını ifade eden Özdemir, 16 Nisan referandumu öncesi kampanya boyunca halkı tek adam diktatörlüğüne ilişkin uyardıklarını söyleyerek; “Tek adam diktatöryasına doğru gidiyoruz diye anlattığımız konuları daha 2019 gelmeden, anayasa değişikliğinin tüm hükümleri devreye girmeden yaşıyoruz. Her konuya bir kişinin karar verdiği bir sistemi yaşıyoruz. Bunu da bu kısa süreçte görmüş olduk. Önümüzde bununla ilgili ciddi fırsatlar var. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak örgütlerimizi yeniliyoruz. Delege seçimlerimiz tamamlanmak üzere. Arkasından İlçe kongreleri, İl kongreleri ve kurultayı yaparak seçmenle yüzleşmeyi hedefleyen, seçmen üzerinde bire bir çalışacak kadrolarımızı oraya taşıyarak, yeni seçim hazırlıklarımıza devam edeceğiz. Bu bir fırsattır. Türkiye, anayasa değişikliğinin tamamı devreye girmeden, yeniden demokrasiye dönme fırsatını kullanmalıdır” açıklamasında bulundu.