Gümrük Ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli Trabzon’da

Gümrük Ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli Trabzon’da

Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, yarın 4 eski bakan hakkında yapılacak oylamayla ilgili olarak komisyonun vereceği karara uyacaklarını söyledi.
Partisinin Trabzon’da düzenlenen bölge istişare toplantısına katılan Canikli, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Trabzon Büyükşehir Belediyesi çok amaçlı salonunda yapılan toplantıya Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli’nin yanı sıra AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamit Gül, AK Parti Trabzon Milletvekili Prof. Dr. Aydın Bıyıklıoğlu, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, AK Parti Trabzon İl Başkanı Haydar Revi, bölge illerindeki partililer ve teşkilat mensupları katıldı.
Toplantıda AK Parti Trabzon İl Başkanı Haydar Revi, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, AK Parti Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Abdulhamit Gül birer konuşma yaparken, daha sonra Gümrük ve Ticaret Bakanı Nurettin Canikli, kürsüye geldi.
Konuşmasında zaman zaman muhalefeti eleştiren Canikli, yarın 4 eski bakan için yapılacak oylamayla ilgili görüşlerini belirterek, “Soruşturma komisyonu 4 eski bakanımızla ilgili yarın bir oylama yapacak ve bununla ilgili bir karar verecek. Zaman zaman bize soruyorlar ne düşünüyorsunuz diye. Yüce divana gidip gitmeme konusuyla ilgili. Komisyonun vereceği karar ne olursa olsun ben şunu söylüyorum komisyonun kararına aynen uyacağız. Ben şahsi olarak söylüyorum. Ben o komisyondaki arkadaşlarımın samimiyetine yüzde yüz inanıyorum. İşin uzmanı bütün belgelere, bilgilere sahipler. Komisyon üyesi olarak bütün analizlere, değerlendirmeleri bu arkadaşlarımız yapacak yapıyor. O bilgilerin çoğu bizde yok. Bu bilgilerin belgelerin tamamı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan gelen bilgilerin tamamı bu komisyon üyesi arkadaşlarımız tarafından görüldü, incelendi, değerlendirildi. Samimiyetleri açısından da herhangi bir kuşku duymuyoruz. Hassasiyetleri açısından da bir tereddüdümüz yok. Dolayısıyla bu arkadaşlarımız neye karar verirse komisyon nasıl bir karar verirse o karar bizim başımızdan geçebilir o karar bizim açımızdan doğrudur. İnşallah yarın oylama yapılacak gerçekten zor bir görev zor bir karar. Ama birileri normal mecrasında yürüyen olayı şu oldu bu oldu diyor. Ama kardeşim buyurun soruşturma komisyonu kurduk, çalışmalara devam ediyor. Hatta bize engelliyorsunuz geciktiriyorsunuz dediler. Biz engellemedik geciktirmedik tam tersine muhalefet engelledi. Gecikmesinin nedeni muhalefettir. Neden? Anayasada iç tüzükte belirtilen vasıfta özellikte üye vermedikleri için. Verdikleri üyeler daha önce bu konuda görüş beyan ettikleri için o komisyona üye olamazlar bunu kendileri de biliyordu. Soruşturma komisyonu üyeleri bu işi bir savcı gibi bir yargı özelliği ile yaparlar. Yani o çerçevede yürütürler. Yargı faaliyetidir bu. Meclis faaliyeti yasama faaliyeti değil. Dolayısıyla komisyonun geç faaliyete başlamasının sorumlusu muhalefettir. Bu konu meclisin, Türkiye’nin gündemine nasıl geldi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı bir soruşturma nedeniyle bu soruşturmaya ilgili evrakların gizli belgelerin, fezlekenin TBMM Başkanlığı’na gönderilmesiyle başladı. Bu işin yasal dayanağı başlangıcı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı o soruşturma. Kaynağı bu. Daha sonra İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bu olayla ilgili bakanlar hariç onun dışındakilerle ilgili ancak o olay ayrı. Dört eski bakanımızla ilgili yargılamayı ilgilendiren kısım buradan kaynaklanıyor. Ancak daha sonra aynı İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı bütün bu olaylarla ilgili takipsizlik kararı veriyor. Bunun gözden uzak tutulmaması gerekir. Çünkü bütün bu olayların başlangıcı bu İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yaptığı çalışma verdiği karar. Kararı veren aynı merci. Ama daha sonra dedi ki belgeler deliller yetersiz dosyayı tamamen takipsizlik kararı veriyor. Takipsizlik kararına yapılan itirazlar reddediliyor ve karar kesinleşiyor. Bu çok önemli. Madem hukuk konuşuyoruz o çizgide kalmamız gerekiyor. Siyasi düşüncelerimizi, düşüncelerimizi, kanaatlerimizi, ön yargılarımızı bu olaya bulaştıramayız. İnşallah komisyon hem hukuki en doğru kararı verecektir. Bunun üzerinden birileri bir şey yapmaya çalışıyorsa da ne olursa olsun önemli değil onlar da akamete uğrayacaktır” dedi.
ALTININ TÜRKİYE’YE GİRİŞİ SERBEST
Canikli, 1 yıl önce Orta Afrika ülkesi Gana’nın Akra kentinden Dubai’ye giderken Atatürk Havalimanı’na iniş yapan ancak evrak eksikliği nedeniyle bekletilen altın yüklü kargo uçağına ilişkin ilk kez konuştu. Bakan Canikli, “Bildiğiniz gibi altın meselesi var. Dubai’den Türkiye’ye bir uçak geliyor uçak İstanbul Atatürk Havalimanı’na iniyor. Belgeleri eksik olduğu için 1 Ocak gece yarısı tutanak altına alınarak uçak mühürleniyor. Orada benim bakanlığımın ve diğer yetkililer de var uçak mühürleniyor, belgeler eksik. Mevcut belgelerde uçağın yükünün bin 500 kilo kıymetli taş olduğu beyan ediliyor. Ama başka belgeler eksik olduğu için prosedür gereği uçak mühürleniyor. Alıcısı ilk beyanlarda Türkiye’de bir adres olarak gösteriliyor, sonra Dubai’ye göndermek istiyorlar uçağı, başka şüpheli işlemler olunca yükün tespitine karar veriliyor. Bunun üzerine yetkililerle mühürler açılıyor, bakılıyor önce yük ‘sarı altına benzer bir şey’ deyip tekrar kapatıyorlar. Daha sonra sayım yapılıyor ve altın olduğu tespit ediliyor. Bin 500 kilo altın beyan edilmişti ya, tartılıyor 292 kilo altın eksik çıkıyor. Bu bilginin kamuoyuna yansıması üzerine hemen başladılar 292 kilo altın içeride birilerine verildi vesaire. Uçağın gelişinden itibaren sonuna kadar bütün hepsi mühürleniyor. Hiçbir şekilde bir gram altının bile içeriye sızması söz konusu değil. Zaten o konuda hiçbir iddia ve tespit yok. Bu olay yargıda tabii ki, oradaki belgelerin birkaç tanesinde şöyle bir bilgi var, esasında gönderenler de alanlar da, uçağın ne kadar altın getirdiğini bilmiyorlar. Bu konuda kayıtlar var, birisi ‘3 ton olacak galiba’ diyor. Birisi ‘2 buçuk ton herhalde’ birisi de ‘ne yüklediğimizi de bilmiyoruz’ diyor. Aynen böyle söylüyorlar. Yani yükleyenler de ne kadar yüklediğinden haberi yok. Tüm bunlar belgelidir. İçeriye sallanma kesinlikle söz konusu değil. Daha sonra belgeler tamamlanıyor ve uçağın kalkmasına izin veriliyor. Deniliyor ki ‘Uçağın kalkmasına niye müsaade ettiniz, niye kaçakçılıktan dolayı işlem yapmadınız’. Nedeni çok basit, çünkü altının Türkiye’ye ithalatı 1984’den beri KDV’ye, 1990 yılından beri de ÖTV’ye tabi değil. Yani altının Türkiye’ye girişi serbest. Bir kuruş vergi vermezsiniz. Kim olursa olsun kural bu. Vergiye tabi olmayan bir malın kaçakçılığı olur mu? İsteyen istediği zaman külçe altını vergi ödemeden ülkeye getirebilir. Sadece burada yanlış beyanda bulunduğu için kanun gereği idari bir para cezası tatbik ediliyor. Aylardan beri bunun üzerinden yaygara koparıyorlar. İşte her şey ortada. Bu konuda en ufak bir yasa dışı işlem söz konusu değildir. Amaç bir algı oluşturmak. Doğrular üzerinden bizi yıpratamıyorlar” diye konuştu.
"ŞİŞLİ BELEDİYESİ’NDE YAŞANANLARIN ONDA BİRİ AK PARTİ’DE YAŞANSA BİZİ ÇİĞ ÇİĞ YERLER"
Şişli Belediyesi’nde yaşanan iddialarla ilgili de konuşan Bakan Canikli, “Burada adı geçen isimler de parti yönetiminde söz sahibi olmuş ağırlığı olan isimler. Bunun onda biri AK Parti’de olsa inanın bizi çiğ çiğ yerler. Demediklerini bırakmazlar, neler yazar neler çizerler. Şantaj var, tehdit var, ihanet var, para var, bunları iddia olarak söylüyorum. Her şey var mafya var, gerçekten rezil oldular. Şu hale bak. Bunları kendi adamları açıkladı. Bir tane Şişli Belediyesi yahu, bir tane belediye. Allah korusun bunlara merkez yönetimi, Merkez Bankası’nı teslim ettiğinizi düşünün. Bir hayal edin Şişli’yi monte edin Türkiye’ye, orada olanları uyarlamaya çalışın. Aman Allah’ım Allah korusun. Bırak 4 yılı, bunlar 4 dakikada hallederler bu ülkeyi. Bu millet her şeyin farkında. Biraz eşelendiğinde gerçi eşelemeye de gerek yok patır patır dökülüyor. Her seçim öncesinde buna benzer şeyler ortaya çıkıyor. Mesele sadece merdivenden ters yürüme meselesi değil. Ama bunları hiç unutmamak ve bunları irdelemek lazım. Biz çabalıyoruz ama; onların gerçek yüzünü milletimize gösterme noktasında tam olarak belki de eksiğimiz var zafiyetimiz var. Hamd olsun böyle bir şey saçılıyor, dökülüyor ortalığa her şey tüm çıplaklığıyla görülüyor” dedi.