Sesine güvenen kursların yolunu tuttu!

Sesine güvenen kursların yolunu tuttu!

Sunucu Aynur Ayaz, 16 yıllık mesleki birikimini İstanbul Medya Akademisi'nde paylaşıyor.
Yenişafak Gazetesinden Orhan Orhun Ünal'ın haberine göre Türkiye'de yerel ve ulusal ölçekte yayın yapan radyo-televizyonların sayısı bin 190'ı aşınca spikerlik mesleğine talep patlaması yaşanıyor. Her gün kahvaltımıza, akşam yemeğimize misafir olan sunucuların artan popülerliği, yüz binlerce kişinin hayalini süslüyor. Eskiden TRT'nin büyük bir okul olduğu bu alan için şimdilerde kurslar devreye girmiş durumda. Haber, spor, sanat, aktüalite programları derken ekranda yer almak meraklısına yeni fırsatlar sunuyor.


BİN 500 LİRAYA HAYALLERİNİZ EKRAN ÖNÜNE TAŞINABİLİR

Ülkemizde yüzlerce eğitim merkezinde, ünlü isimlerden ders alabiliyor ve kurs bitimindeki sınavı geçmeniz durumunda Milli Eğitim Bakanlığı onaylı sertifika sahibi olabiliyorsunuz. Sonrasında farklı yayın organlarında stajyer ya da deneme amaçlı çalışan olabilir, her şey yolunda gider ve şans da yüzünüze gülerse, ekrana çıkabilirsiniz. Kursların fiyatları, genelde bin 500 ile 5 bin lira arasında değişiyor. Bankacı, müzisyen, akademisyen, gazeteci, yöneticilik gibi mesleklerden kişiler de etkili ve güzel konuşmak için ders alıyor. Hal böyle olunca yabancı dil kurslarında bile spikerlik kursu verildiğini öğreniyoruz. İnternette sayısız kurs, özel ders hatta sunuculuk koçluğu ilanı görebilirsiniz. Bazılarının kayıt dışı ve hayallerinizden para kazanma amacında olduklarını belirtelim. Mesleğin ustaları bilinen kurumlara işaret ederken, sözü ekranın ünlü isimlerine bırakalım.

OYUNCU VEYA ŞARKICI DEĞİL SPİKER

TV Programcısı ve Spiker Aynur Ayaz, popülerliğe bağlı olarak kurs sayısının arttığını söylüyor. Ayaz İstanbul Medya Akademisi'nde 2 yıl ders vermiş ve halen öğrencileri ile irtibat halinde. Merdivenaltı kursların artan bilinç sayesinde zamanla kendiliğinden eriyeceği görüşünde. Ayaz mesleğe artan ilgi için, "Şehir dışından işin merkezi İstanbul diyerek gelenler var. Bunu eskinden bavulunu alıp albüm yapmak için gelen kişilerin öykülerine benzetiyorum. Çoğu şanslı mı tartışılır" diyor. Günümüzdeki kursların ortalama maliyetlerle hayali olanlara fırsatlar sunduğunu belirten Ayaz, meslekteki 16 yıllık deneyimiyle, "Hedefte televizyona çıkarım, çok para kazanırım mantığı olmamalı. İşi inceliği ile öğrenip icra ederseniz karşılığını fazlası ile alırsınız" mesajını veriyor.

POPÜLER OLUNCA HERKES KURS AÇIYOR

Televizyoncu ve Sunucu Burak Törün, meslekte kendini yetiştirmenin önemini vurguluyor. Törün, “Bir dönem kişisel gelişim kitapları çok tuttu diye herkes bu alana yöneldi. Bazıları bir sertifika ile yaşam koçu oldular mesela. Aynı şekilde sunuculuk kursu çok tuttu diye, pek çok kişi bu eğitim kurumlarını açmaya başladı" diyor. “Sadece ses tonu diksiyon ve görüntü yetmez" mesajını veren Törün'ün tavsiyeleri önemli: “Gündemi takip etmek ve iletişim becerisi önemli. Baktığımız zaman iyi bir diksiyon ve ses tonu ile konuşup da canlı yayınlarda deyim yerinde ise 'patlayan' spikerler olduğunu görüyoruz. Onları ekranda bir daha göremiyoruz. Bu arkadaşlar, özellikle köşe yazıları ile karşıt görüşleri de sıkça okuyup kendilerini yetiştirmeli." dedi. Sunucu ve Eğitimci Burak Törün, İstanbul Medya Akademisi'nde dersler veriyor.

ŞOV AĞIRLIKLI YENİ DÖNEM

Aynur Ayaz ile birkaç gün sonra TRT ekolünü konuşuyoruz. Eskiden katı kuralların yıkmanın imkansız olduğunu şöyle anlatıyor: "TRT spikeri iseniz ona göre bir disiplin içinde olmak ve yaşamak zorundaydınız. TRT büyük bir okuldu , mesleğin inceliklerini hatta ilklerin nasıl oluştuğunu gördük." İnternet ve sosyal medya dünyasında spikerliğin de biçim değiştirdiği konusunda mutabık kalıyoruz. Aynur Ayaz, olayın sosyolojisini naif bir sesle anlatıyor: "Artık sosya medya sayesinde izleyiciler haberin bizzat içinde. Bu interaktif dönem ister istemez yeni bir spikerlik türünü karşımıza çıkarıyor. Biraz daha esprili, internetten canlı yayında paylaşımlar yapan, şarkı söyleyen, biraz şov ağırlıklı bir dönem bu. Özellikle yeni nesil bunu istiyor." Ayaz'a göre sonuçları için beklemeliyiz. Son sözlerine gelince: "Mesleğime aşığım."

ULUSALDA 6 BİN YERELDE ASGARİ

Gelire gelince, aslında ekran fenomeni ünlü isimler dışında yüksek kazançlardan söz etmek oldukça zor. Ulusal kanallarda ortalama ücretlerin 4 ila 6 bin arasında olduğunu öğreniyoruz. Yerel kanal ve radyolarda bu işi yapanlar ise genelde bin 500 ila 2 bin lira civarında kazanıyor. Hatta bazı radyo sahipleri, programına sponsor bulması durumunda ilgili sunucuya ücret ödüyor. Öte yandan, eğer ekranda kendinizi kanıtlar biraz da popüler olursanız, çeşitli organizasyonlarda yer alma şansınız var. Benzer şekilde çeşitli kurslardaki eğitimlerden de gelir elde edebilirsiniz. Sektördeki toplam istihdama gelince, bunun yüzde 60,4'ünü karasal ortamda ulusal yayın yapan kurumlar oluşturuyor. TUİK rakamlarına göre medyada toplam katma değerin yüzde 93,9'u televizyon programcılığı ve yayın faaliyetlerinde gerçekleşiyor. Hal böyle olunca yüzlerce farklı içerikte program ve buradaki sunucular yayına girmek için sırada bekliyor.

UMUT DÜNYASI

“Allo allo... Muhterem samiin (dinleyiciler)… Burası İstanbul Telsiz Telefonu... Şimdi akşam neşriyatımıza başlıyoruz" anonsu, 6 Mayıs 1927'de radyolarımızın ilk spikeri Sadullah Gazi Evranos tarafından yapıldı. Elektrik borcundan dolayı şirket kapansa da, hikayesi dilden dile anlatılıyor. 'Sektörün sunucu adaylarına gerçeklerle hayaller arasındaki mesafeyi açmadan denemek lazım' diyerek bu haftaki neşriyatımızı bitirmek lazım: "Umut dünyası bu dünya. Herkes kendi dünyasında herkes kendi hülyasında..." dedi.