Arınç’tan Erdoğan yorumu

Arınç’tan Erdoğan yorumu

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisini çok sevdiğimiz için ve kamuoyunun yorumları ve eleştirilerinden dolayı yıpranıp üzüleceğini düşünerek ekran önünde konuşmasını uygun bulmuyorum" dedi.

Arınç, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın izleme heyetiyle ilgili sözlerine de cevap verdi. Erdoğan, "Çözüm Süreci'yle ilgili bir izleme heyeti oluşturulmasını doğru bulmuyorum" demişti.


Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, çözüm sürecinde izleme heyeti kurulmasından haberdar olmadığını, buna olumlu bakmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yanıt verdi:

Hükümetimiz izleme komitesini faydalı görmektedir, ülkeyi yöneten hükümettir.Cumhurbaşkanımız her şeyi çok iyi bilmektedir. Bu olaylardan haberdar olmaması mümkün değildir. Erdoğan'ın bu sözlerini şahsen uygun bulmuyorum. Hükümeti eleştirir noktaya gelmesini doğru bulmuyorum. Dünkü konuşma olmasaydı İmralı'dan verilen mesaj nasıl olabilecekti? Verilen mesaj bu hali ile bile olumlu, ümit vericidir. Silah bırakılması, eylem yapılmaması, kamu düzenin sağlanması konusunda bu mesajın verilmesini hükümetimizin çözüm sürecide başarı olarak görüyorum. Bu mesajın zihinlerde tereddüt oluşturmaması gerekir.

İşte konuşmasından satır başları:
İzleme Heyeti, isimleri şimdiden açıklanmış olan 5-6 kişilik heyet, ki bu insanlar daha önce de Akil insanlar heyetinde yer almış önemli işler yapmışlardır. Terörle mücadele kapsamında 6 maddelik bir kanun vardır. Hükümetten bu kanunları uygulamak zorundadır. Kimin hangi görevi yapacağıyla ilgili bir yıol haritamız vardır. Hükümetimiz bunu yapmak zorundadır. Ülkeyi yöneten hükümettir. Çözüm sürecini nihai hedef eulaştıracak hükümettir. 6 aydır Başbakan Davutoğlu da çözüm sürecini başarıyla yürütüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın bilgisinin olmaması mümkün değildir. Her hafta kendisine bilgi sunulunur, etraflıca arz edilir. Ben bundan hoşlanmadım, sevmedim beyanları kendi hissi beyanlarıdır. Sayın Cumhurbaşkanımızı çok sevdiğimiz için ve kendisini üzmek isteemyiz. Erdoğan'ın hükümeti eleştiriyor olması yıpratıcı. İzleme Komitesi'nin devam etmesi konusunda kararlıyız. Dün bu açıklama yapılmasaydı acaba mektup nasıl olurdu. Bu tür konuşmlara akıllarda tereddüt oluşturulmamalı.

NE ZAMAN EMRETMİŞSE KENDİSİNE BİLGİ SUNULMAKTADIR


Milli Güvenlik Kurulu ne zaman emretmişse kendisine bilgi sunulmaktadır Çözüm sürecinde aktör olan bakan arkadaşlarımız tarafından kendilerine arz edilmektedir

KENDİ HİSSİ BEYANLAR

''Bundan hoşlanmadım, hoşuma gitmedi, soğuk veya sıcak karşıladım'' beyanları kendi hissi beyanlarıdır Sorumluluk hükümetin üstündedir, bunları kendi özgün düşünceleri olarak kabul edebiliriz

YIPRANABİLİR SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ

Sayın cumhurbaşkanımızın bu konuşmaları eleştirilere yol açabilir, üzülebilir, yıpranabilir sayın cumhurbaşkanımız..

Cumhurbaşkanımızın böyle konuşması hatta hükümetimizi eleştiriyor noktaya gelmesi elbette hükümetimizi de yıpratabilir. Sayın cumhurbaşkanımızı çok sevdiğimiz için bu konuşmaları hükümetimiz adına değil ama kendisini yıpratabilir diye düşünüyoruz.

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?


Ukrayna ziyareti öncesinde havaalanında gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kürt sorununa çözüm sürecinde 'izleme heyeti' kurulmasıyla ilgili görüşünü aktarmıştı:
"Ben gazetelerde okuyorum. Böyle bir şeyden doğrusu benim de haberim yok. Bu olaya da olumlu bakmıyorum. Başbakanlığım döneminde de 'Âkil insanlar içerisinden bir grubun gitmesine nasıl bakarsınız?' dendiği zaman doğru bulmadığımı söylemiştim. Şimdi de aynı şeyi söylüyorum. Bunlar doğru şeyler değil. Her ülkede olduğu gibi istihbarat teşkilatları bu süreci birinci derecede yürütenlerdir.

Bizler ta o dönemlerde temsilcileri konumunda olan siyasi partiden üç elemanı oraya hükümet olarak gönderdik. Bu sayının üçten beşe çıkması veya ayrı bir grubun oraya gönderilmesi neyi değiştirecek ki? Birilerini tatmin için bu işler yapılmaz.

Eğer bu işin yönetimi hükümette ise hükümet de burada üzerine düşeni, gerekeni başlattığı bir süreç üzerinde devam ettirmelidir. Öyle düşünüyorum. Bunun dışındaki süreç sadece kendi çerçevesi içerisinde kalmalıdır. Zaman zaman biliyorsunuz dağa bile çeşitli roman yazarları gönderilmiştir, gitmişlerdir. Ne netice alındı? Herhalde yeni romanlar mı yazdırılacak, böyle bir adım mı atılacak? Bunlara gerek yok, bunları doğru da bulmuyorum Bu da benim samimi düşüncelerimdir."