7 Milyon TÜRKİYE Mİ, 2 Milyon ALMANYA MI – 1

Eğitim insanlığın var oluşundan bu yana süregelen vazgeçilmez bir olgudur.

Her milletin kendine özgü bir eğitim sistemi vardır. Bu sistem, o toplumun sosyal, kültürel, politik ve ekonomik değerlerine bağlı olarak kurulur ve geliştirilir. Her eğitim sistemi ait olduğu toplumun normlarını yansıtmak ve o toplumun eğitimden beklediklerini gerçekleştirmek yükümlülüğündedir (1)

Memleket olarak öteden beri hep hayalimiz, okulun gitmediği tek bir köy, okuryazar olmamış tek bir kişi kalmaması idi.

Türkiye’mizin bölgesinde eğitim üssü olmasını istedik hep... Atılan adımlar bu hedefler doğrultusunda oldu.

Ancak gelin görün ki bu süreçte  “nitelik” olgusunu hep göz ardı ettik. Eğitimin gelişmesinde yalnızca fiziksel, teknolojik donanım yeterli olmadığını, beyin gücünün yetiştirilmesi ve elde tutulmasının da çok önemli olduğunu kavrayamadık.

Bu yazımızda Türkiye’de yükseköğretimin geldiği noktaya ilişkin bazı istatistiklere değinip, nüfusu ortalama 80 milyon olan iki ülke Türkiye ve Almanya arasında yükseköğretim kurumlarının sayısal üstünlüğü bakımından karşılaştırma yaparak, eğitimde “nitelik” olgusunu irdeleyeceğiz.

Üniversite sayımız giderek artıyor. IPFS verilerine göre ülkemizde devlet ve vakıf üniversitelerinin toplamı sayısı 196’ ya ulaştı. Çok yakında 200’ü bulur. Artsın da! Buna paralel öğrenci sayımız da artıyor. O da artmalı... Dünyada 128, Avrupa'da 11 ülkenin nüfusunu sayı olarak geride bırakmışız. Ancak ne kadarını nitelikli birer öğrenci, ne kadarını olması gerektiği gibi yetiştirebiliyoruz, asıl cevap bulunması gereken soru bu... 

Türkiye'de üniversitesi olmayan ilimiz yok. Hepsinden öte geldiğimizde 74 üniversite varken şimdi 184 üniversite var Türkiye genelinde. ( Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan )

Alman basınında geçen yıl eğitimle ilgili yayınlanan bir haber dikkatimi çok çekmişti.

“2016/2017 kış sömestrinde Almanya’daki yüksekokullarda kayıtlı öğrenci sayısı rekor kırdı. Federal İstatistik Dairesi’nin verilerine göre, şu anda Almanya’daki yükseköğrenim öğrencisi sayısı 2 milyon 806 bin. Bu öğrencilerden bir milyon 773 bin 600’ü (yüzde 63,2) üniversiteye gidiyor. Meslek yüksekokullarında okuyanların sayısı 957 bin 500 (yüzde 34,1). Kamu idaresi alanında eğitim veren ve federal yönetim ile kısmen eyalet yönetimlerinin kontrolünde olan meslek yüksekokullarındaki öğrenci sayısı 38 bin 900 (yüzde 1,4) iken, sanat yüksekokullarında kayıtlı 36 bin 100 öğrenci (yüzde 1,3) bulunuyor.”  (2)

Aynı dönemde Anadolu Ajansının Türkiye’deki üniversite öğrenci sayısı ile ilgili geçtiği haber de çok anlamlıydı; Zira haberde,

“Türkiye'deki üniversite öğrenci sayısı, 2015-2016 öğretim yılında 6 milyon 689 bin 185 iken 2016-2017 öğretim yılında 7 milyon 198 bin 987' ye yükseldi.” (3) deniliyordu.

Bu haberlerden Türkiye’deki üniversiteye giden öğrenci sayısı 7,5 Milyon iken Almanya’da üniversite okuyan öğrenci sayısının 2 Milyon dolayında olduğunu anladıktan sonra,  akıllara gelen soru şu oluyor “ Türkiye nitelikli istihdam ve işgücü piyasası olarak Almanya’dan üstün mü? Yoksa Diplomalı işsizler Ordusu mu geliyor ?

Bu soruya geçmeden yanıtı aranan bazı noktalara değinmekte fayda var: Örneğin, yılda kaç üniversite mezununa istihdam olanağı sağlıyoruz? Sadece bu yıl 1,5 milyon öğrenci üniversitelere kayıt yaptırdı. Yani bu yıl üniversitelere kayıt yaptıran öğrencilerden ne kadarı, mezun olduktan sonra piyasanın istediği nitelikli insan gücü olarak iş, güç sahibi olacak, ne kadarı işsizler ordusuna katılacak? Bu sorulara şimdilik yanıt veremiyoruz.

Bir sonraki yazımızda Dünya sanayii devi Almanya’nın eğitim sistemi ile Türk Yükseköğretim Sistemini mukayese edip incelemeye devam edeceğiz.

DİPNOT:

(1) Türkiye'deki Öğretmen Eğitimi Üzerine Bir Söylem: Nitelik mi, Nicelik mi? Ali AZAR Zonguldak Karaelmas Üniversitesi, Ereğli Eğitim Fakültesi, ZONGULDAK, TÜRKİYE, http://higheredu-sci.beun.edu.tr/text.php3?id=1520)

(2) http://www.dw.com/tr/almanyada-y%C3%BCksek-%C3%B6%C4%9Frenimde-rekor/a-36529897 )

(3) http://aa.com.tr/tr/egitim/universite-ogrencisi-sayisi-7-milyonu-asti/821130  )

Önceki ve Sonraki Yazılar
Orkun ERDOGUS Arşivi